Saçımızı süpürge etmek, bir
dediklerini iki etmemek; el bebek, gül bebek büyütmek, ellerini sıcak sudan
soğuk suya değdirmemek, yaşına uygun sorumluluk vermemek, nazlı büyütmek, uçan
kuştan korumak, ben çektim, onlar çekmeyecek demek, kısaca aşırı korumacılık,
çocuklarımıza yaptığımız en büyük kötülüktür. Büyüyüp anne baba olsalar dahi
sırtımızdan inmezler.
Toplumsal infiale
sebebiyet verecek bir olayla ilgili iddialar ortaya çıkar çıkmaz, iddiaların
gerçek olup olmadığı ortaya çıkmadan "bunlar zaten böyledir" deyip
saldırıya geçmek, aynı şekilde "bunlar böyle değildir" deyip
savunmaya geçmek, gerçeğin ortaya çıkmasının önündeki en büyük engeldir. Çünkü
saldırgan ve savunmacı ekibin amacı gerçeği karartmaktır.
Toplumun herhangi bir
kesiminde tepki çeken ve derin yaralar açan bir olay vuku bulduğunda, suçun
kişiselliği geri plana itilerek "bunların hepsi böyledir"
toptancılığına girişmek, gerçeğin ortaya çıkmasından ziyade o kesim üzerinde
algı oluşturmaya yöneliktir. İftiradan farklı değildir.
Bir kesimde, birilerinin
ahlaka mugayir bir davranışı yaptığı iddiası, basının gündemine düşer düşmez,
suçu ispatlanıncaya kadar kişiler masumdur karinesi bir tarafa bırakılarak
hakim ve savcı rolünü üstlenmek, kamuoyu ve gündem oluşturmaya veya gündem
saptırmaya, yargısız infaz yapmaya, karalamaya, oy devşirmeye, dürüstlük
abidesi kesilmeye yönelik davranışlardır. Hakkaniyete sığmaz. Birileri
kavgasını bu şekilde başkası üzerinden yürütür. Bunlar toplumu bölmeye ve
kutuplaştırmaya yönelik davranışlardır. Aynı şekilde iddia aşamasında iken
bekleyip görelim demeden, ölümüne savunmaya geçip avukat rolünü üstlenmek de
aynı amaca hizmet eder.
Bir kesimde işlenmiş
edebe mugayir bir eylemi, başkasının daha önce yaptıklarıyla savunmaya kalkmak
yani bu konuda siz de çok temiz değilsiniz demeye getirmek, tencere dibin kara,
seninki benden kara mantığından ve suç bastırma psikolojisinden başka bir şey
değildir.
Bir kesimin içinde
yapılan nahoş bir hareket eleştirilmeye kalkıldığında "Yok böyle bir şey.
Bu düpedüz bir iftiradır. İslam ve Müslümanlara yapılmış bir saldırıdır"
anlayışı, sağlıklı bir anlayış değildir. Halbuki böyle yapılacağına, "Bu
kişi şayet bu nahoş harekete imza atmışsa, bunu yargıya ilk önce biz teslim
edeceğiz. Şimdiden harekete geçiyor ve yargılanması için savcılığa suç
duyurusunda bulunuyoruz" demek o kesimi korumaya, temize çıkarmaya yönelik
bir davranıştır. Takdir görür. Bu vesileyle bir kişinin yaptığı eylem tüm
camiaya mal edilmez. Suçu olan cezasını çeker. O camia da temize çıkmış olur.
Başkasında gördüğü nahoş
bir hareketi, bir kesimin bizde asla olmaz demesi çok iddialı bir sözdür ve
boyundan büyük laf etmektir. Çünkü insanın ve toplulukların olduğu yerde her
kesim içinde her türlü insan olur. Tıpkı sağlam meyvenin içerisinde
çürüklerinin olduğu gibi.
Suç işlediği tespit
edilen birini başkasına yedirmeyeceğiz düşüncesiyle savunmak, o kişinin
şımarmasına yol açar. Bu suçuma rağmen koskoca camiam benim arkamda düşüncesine
kapılmasına sebebiyet verir ve o kimse yaptıklarıyla yüzleşmez.
Çocuk yaşta evlilik yapanlar, yaptıkları bu evliliği dinden aldığı referansla yapmazlar. Örfi bir durumdur. Burada kişilerin yaptığı, yaptıkları bu işe dinden kılıf bulmaktır. Zaten ararlarsa yorumlarla kendilerine dinden bir çıkış bulabilirler. Bu şekil çocuk evliliği yapanlara birileri, bunlar referansını dinden alıyor, dinin gereğini yapıyorlar dedirtmek istemiyorsak, gelenek fıkhında Arap örfünden etkilenmek suretiyle cevaz verilen çocuk evliliklerinin, günümüz fıkhında geçerli olmadığı fetvasını vermek gerekir. Değilse, birilerinin ağzını büzemezsin. Efendim, alimlerin verdiği fetvalara dokunulamaz. Biz kimiz ki demek ve fetva kitaplarının içinden demode olmuş fetvaları ayıklamamak dine yapılan en büyük kötülüktür.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder