Devlet memurluğuna
atanmada genellikle 18 yaşını doldurma şartı aranır. Yöneticilik gibi daha
fazla sorumluluk gerektiren görevlerde ise yaş şartı aranmasa da kıdem aranır.
Buna da gereksinim vardır. Çünkü meslekte tecrübe kazanmak önemlidir. Seçme ve
seçilme yaşı 18 olmasına rağmen cumhurbaşkanı olmada, üniversite mezunu olma
şartının yanında 40 yaşını doldurmak da gerekir. Peygamberler de çoğunlukla bu
yaşta peygamber olarak görevlendirilmişlerdir.
İşe girmede erken
yaş tercihi, yöneticilikte belli bir kıdem aranırken cumhurbaşkanlığında 40
yaşını doldurma şartı anayasaya konmuş. Akıl yaşta değil başta dense de
Cumhurbaşkanı olmada 40 yaş şartının aranması çok isabetlidir. Çünkü 40 yaş
olgunluk çağıdır. Bu çağ hamasetten ve slogandan uzak, ağırbaşlılığın ön
planda olduğu, kararların daha soğukkanlı olarak ele alındığı, olaylara çok
yönlü bakıldığı ve tecrübenin konuştuğu çağdır.
Burada Fatih Sultan
Mehmet için bir parantez açmak gerek. Zira bazılarınız bu örneği verebilir. 19
yaşında padişah olmuş, 21 yaşında da İstanbul'u fethetmiştir. Çok erken bir
yaş. Ama kaç kişi bu yaşta bu sorumluluğu alabilir ve başarı gösterebilir? Yani
Fatih özel bir durumdur. Bu konuda söyleyeceğim bir diğer husus, eski
insanların 20'li yıllarda gösterdiği olgunluğu bu çağda 35-40'a çıkarmak
gerek.
Konumuza tekrar
dönersek, bir il veya ilçede devleti birinci derece temsil etme görevini
üstlenen vali, kaymakam, belediye başkanı vb. yönetici ve amirlerde de bazı
şartlar olmalıdır.
* Kırk yaşını
doldurma,
*Askerliğini
yapma,
*Evlilik gibi
şartlar konmalı. Çocuk sahibi olma tercih sebebi olmalıdır.
Evlenip çoluk çocuk
sahibi olmamış, evine karşı sorumluluğunu üstlenmemiş, bekar hayatı yaşayan
kişilere merkez ve taşrada birinci derece temsil makamında görev
verilmemelidir. Kişi; vali, kaymakam, belediye başkanı vs. olmak istiyorsa
özellikle evlilik, bekara göre tercih sebebi olmalıdır. Aynı şekilde erkeklerde
askerliğini yapma da şart koşulmalıdır. Çünkü şimdilerde pek dillendirilmese de
"Askerliğini yapmayan adam yerine konmaz" denir bizim kültürümüzde.
40 yaş şartı da önemsenmelidir. Çocuk sayılabilecek yaşta kişileri temsil
makamına getirmek sorunlara sebebiyet verebilir. Çünkü buralar acemilerin
acemiliğini atacağı, kırıp dökeceği, egolarını tatmin edeceği, maceradan
maceraya koşulacak yerler değildir, çocuk avutma yeri hiç değildir, devleti
temsil makamıdır. Devletin ise hata yapma lüksü yoktur. Buralarda görev
verilecek kişiler hayatın diğer alanlarında ve mesleğinde iyice pişmesi gerekir.
Ev hayatı olmalıdır. Evde kendisini bekleyen çoluk çocuğu olmalıdır. Yaşça
olgunlaşmadan, mesleğinde tecrübe kazanmadan koca bir ilin veya ilçenin
sorumluluğunu vermek telafisi zor yaraların açılmasına sebebiyet verir.
Herkesten de 21 yaşındaki Fatih'in gösterdiği olgunluk beklenmemelidir.
Bu durum adliyelerde görev yapan hakim ve savcılar için de geçerlidir. Daha doğru dürüst hayatın sorumluluğunu üstlenmemiş, muhakeme gücü iyice gelişmemiş ve alanıyla ilgili tecrübe kazanmamış kişileri okulu bitirir bitirmez adalet dağıtsın diye görev vermeyi çok doğru bulmuyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder