—Tehlikeli sularda yüzüyorsun.
—Yüzme bilmiyorum ki tehlikesi
olsun. Yüzmek için suya girmeyince tehlike de olmuyor.
—Sulandırmayalım. Ciddiyim.
—Ben de hiç olmadığı kadar.
—Benden söylemesi. Dikkat et
kendine.
—Ne yapıyormuşum ki?
—Yazılarında kişileri hedef
gösteriyormuşsun. Kişiler hakkında yazıyormuşsun.
—Zinhar iftiradır. Bir defa
kişileri hedef almam. Kişilerle ilgili de yazmam. Zira kişilerle uğraşmak basit
insanların işidir ve hiç işim olmaz. Yazılarımda yer ve şahıs olmaz. Kişilerin
söylem ve yaptıklarını tenkit etme vardır. Tenkitler de ortaya söylenmiş
sözlerdir. Yazılarımı okuyan kendinde bu özellikler yoksa hiç üzerine
almayacak. Varsa, gocunacak. Çünkü ancak yarası olan gocunur. Zaten gocunulsun
diye yazılıyor. Değilse, sayfa doldurmak ve çeşitlilik olsun diye değil. Bu
şekil alınganlık gösterenlere de hayırdır, niye alındın yoksa bunlar sende var
mı diye sormak gerekmez mi? Hasılı sözüm ortayadır. Sahibi alacak ve demek ki
böyle bir görüntüm var diyecek. Bunlar ayıplı bir durum ise kendisine çeki
düzen verecek. Çok hoşuna gidiyorsa, bu benim ben diyerek kendini açık edecek
ve kendisiyle gurur duyacak.
—Devlet aleyhine yazı yazdığın
söyleniyor.
—Bu da iftiradır. Ben bu devletin
bayrağı altında yaşıyorum. İnsanın devleti aleyhine yazı yazması için aklını
peynir ekmekle yemesi lazım. Bugün ev ve işyerlerimizde rahat edebiliyor, bir
yerden bir yere güvenle gidebiliyorsak, yani kendimizi emniyette
hissedebiliyorsak, devlet sayesindedir. Birçok imkanlar ve hizmetler ayağımıza
geliyorsa, yine devletin sunduğu imkanlar sayesindedir. En kötü devlet
devletsizlikten iyidir. Ayrıca devletin dili yoktur. Ondan kötülük sadır olmaz.
Zira tüzel kişiliktir. Devlet adına suç işleyenler, üzerine aldığı emaneti
bihakkın yerine getirmeyenler görevlerini yapmadıkları için eleştirilir. Hasılı
kim ki devletin aleyhinde yazıyor derse, ancak iftira etmiş olur. İftira atan
ancak kalbini diline yansıtır, karnından konuşmuş ve niyet okuyuculuğu yapmış
olur. İyi niyetle de bağdaşmaz. Esas hedef gösterme budur.
—Kurumların aleyhine yazmana ne
demeli?
—Devlet hakkında ne düşünüyorsam,
kurumlar hakkında da aynısını düşünürüm. Kurumlar bizlere hizmet için vardır
tıpkı devlet gibi. Bize hizmet için var olan kurumları kötülemek yediği kaba
pislemek demektir. Kurumlar adına eleştiri varsa, o kurumları yöneten amir ve
memurların işini savsaklaması dolayısıyladır. Görevini mevzuat çerçevesinde
yöneten kişiler ancak takdir edilir, değilse tekdir edilir.
—Hakkındaki isnatlara genel olarak
ne dersin?
—Tüm bu isnat ve iftiraların arkasında belli ki birileri benim yazılarıma bel bağlamış. Yazılarımı geriye dönük didik didik okuyarak bir umut bir şeyler bulmaya çalışıyor. Belli ki benimle ilgili bir kuyruk acısı var. İftirasının arkasında da bana duyduğu amansız kin ve intikam duygusu olmalı. Beni günah keçisi olarak seçmiş belli ki. Tüm bunları yaparken burnundan kıl aldırıp kendi ile yüzleşmiyor. Sonuç alırsa acısını ne kadar dindirir bilinmez ama belli ki sevinecek. Unutmasın ki niyet okuyuculuğu yapıyor, karnından konuşuyor. Efendi olmak istiyorsa bilsin ki bu yaptıkları efendiliğe yakışmıyor tıpkı dedikoduculuk yakışmadığı gibi. Bilsin ki iftira atanlar attıkları iftiraların içinde boğulurlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder