Zaman
zaman seslerini duyurmak amacıyla kısa süreli iş bırakma eylemi yapan sağlık
çalışanlarının özlük hakları incelendiğinde; hem kendi içlerinde ücret
adaletsizliği var hem de diğer çalışanlar arasında. Türkiye'nin her yerinde
aynı işi yapan sağlıkçılar maaş yönünden aynı almakla beraber yan ödemeler
dolayısıyla A hastanesindeki bir çalışanla B hastanesindeki çalışanın aldığı
ücret arasında uçurumlar var. Bu demektir ki bir hastanede yan ödemeler dahil iyi
bir ücret alan sağlık çalışanı, yer değiştirdiğinde aynı işi yapmasına rağmen
diğer hastanede daha düşük ücret alabilmektedir. Temmuz zammı ve enflasyon
farkı verilmeden önce en düşük hekimin 8-9 bin lira aldığı yetkili ağız
tarafından açıklanmıştı. Burada size bir taşra ilçesinde ilkokul mezunu bir
temizlik işçisinin temmuz zammı öncesi çıplak maaşının 11 bin lira olduğunu
söylersem, sanırım ücret adaletsizliği daha iyi anlaşılmış olur. Gördüğüm
kadarıyla ilkokulun ardından onca okul okumanın burada esemesi okunmuyor. Ha
çok yüksek ücret alan doktor yok mu? Vardır ama bunu tüm hekimlere teşmil
etmemek lazım. Çünkü hepsi aynı derece yüksek almıyor.
Tekrar
sağlıkçıların son iş bırakmasına gelelim. Mağdur olduğumuzdan dolayı be
kardeşim, bayram öncesi şimdi zamanı mı diye doktorlara kızalım. Ama bu
kızmanın daha fazlasını sağlık çalışanlarına şiddeti önlemede sonuç alıcı
tedbirler almayan Sağlık Bakanlığına ve ilgili yetkililere ayıralım. Neden bir
X-ray cihazını hastane girişlerine bugüne kadar koymadın, cebinde silahı olan
biri ulu orta hastane içlerine ve hekimin odasına kadar nasıl girebiliyor,
lütfen ivedilikle tedbir alın diyelim. Diğer iş bırakma eylemlerini eleştirsek
bile bu son olayda doktorları anlamaya çalışmamız gerektiğini düşünüyorum.
Neden derseniz, aynı binanın içinde bir hasta yakını bir meslektaşlarının
üzerine iki şarjör boşaltmış. Donar kalır insan. Küçük dilini yutar.
Unutmayalım ki doktorlar robot değil. Onların da insani duyguları var. Bu can
havliyle doktorluk yapmayacağız, bu ülkeyi bırakıp gideceğiz, biz eylem
yapacağız, neredesin devlet, duy sesimizi diyebilirler. Hatta ağızlarından daha
kötüsü de çıkabilir. Katliamın sıcaklığıyla mağdur ağzına geleni söyler.
İnanın, olay soğumaya yüz tuttuğunda çoğu söylediklerinden pişmanlık duyarlar.
Unutmayalım ki mağdur, mağduriyet esnasında her türlü şeyi söyleme hakkına
sahiptir. Biz ne yaptık? Daha başınız sağ olsun, şiddet ve katliama karşı
sağlık çalışanlarının yanındayız diyeceğimize, aynı anda salvo atışlar yaptık.
Burada TTB eylem açıklaması yapıncaya kadar Sağlık Bakanlığı inisiyatif
alabilirdi. Pekala, "Konya Şehir Hastanesinin tüm çalışanları şu andan
itibaren bayram tatiline girmişlerdir. Bayram sonrasına kadar yataklı
hastaların tedavisi ve acil poliklinik dışında ayakta tedavi görecek hastalara
hizmet verilmeyecektir. Vatandaşlarımızın randevuları kısa zamanda Konya'daki
diğer hastanelere kaydırılacaktır" benzeri bir açıklama yaparak
inisiyatifi tüm Türkiye'de eylem kararı alacak şekilde TTB'ye
kaptırmayabilirdi. Hatta TTB ve Sağlık Bakanlığı açıklama yapmadan bu menfur
durum karşısında ne yapabiliriz, acil bir B planı hazırlayalım şeklinde bir
iletişime geçselerdi, daha iyi olmaz mıydı? Bence ideolojik takınmayı bir
tarafa bırakarak devletin ilgili kurumları, birlikte karar almayı ve hareket
etmeyi becerebilmeleri gerekir.
Yazımı uzattım. Kısaca şunu söyleyeyim. Bir doktorun acılı ölümü sonrası toplum olarak iyi bir sınav vermedik. İletişime kapalı, had bildirme, hesaba katmama odaklı bakış açımız sebebiyle içimizde biriktirdiklerimizi bu vesileyle kusmuş olduk. Biraz psikoloji biraz empati biraz anlayış biraz sağduyu biraz hoşgörü inanın birçok sorunumuzu çözer. Lütfen TTB ile kavgamızı doktorlar üzerinden, hükümetle kavgamızı doktorların ardına sığınarak yapmayalım. Birileri kendi kavgalarını bizleri yanlarına çekmek suretiyle yapmaya kalkıyor. Lütfen alet olmayalım. Unutmayalım ki bu sağlık çalışanları kolay istihdam dolayısıyla bu sektörde çalışmayı yeğledi. Bu çalışanlar zengin çocuğu falan değil. Senin, benim gibi Anadolu'nun fakir çocuğu. Bu mesleği seçtiklerinden dolayı çocuklarımızın burunlarından fitil fitil getirmeyelim. Birazcık anlayış gösterelim lütfen.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder