—Üstadım, eleştiri konusunda ne
dersin?
—Severim eleştiriyi. O kadar
kötülüğün ve kötülerin olduğu yerde eleştiri mutlaka olmalı. Zira hata ve
yanlışları birileri söylemeli ki insanlar kendilerine çekidüzen verebilsin.
Değilse yapanın yanına kar kalır ve bu dünya yaşanmaz olur.
—Aklın yolu bir. Zira ben de
aynı düşünüyorum. Peki, eleştiri sana yapılırsa da mı böyle düşünürsün?
—Ne münasebet! Benim hata ve
yanlışım mı var ki eleştirileceğim. Buna asla gelemem ve duymamış olayım. Zira
hakaret kabul ederim.
—Farz edelim ki tasarruflarını
biri beğenmedi ve sizi eleştirdi. Bu durumda ne yaparsın?
—Bunu şimdiden kestirmem mümkün
değil. Ama hoşlanmayacağıma kalıbımı basarım.
—Sadece bu kadar mı?
—Ağzının payını veririm. Bununla
da yetinmem. Hakaret davası açarım. Sevenlerimi tahrik eder, onun üzerine salarım.
Onun hata ve yanlışlarını gündeme getirir ve her türlü hakareti ona yaparım.
Kısaca düşman bellerim.
— Adam seni eleştirmiş. Gerçi
sen bunu hakaret kabul ediyorsun ya neyse. Senin de ona hakaret etmen doğru
mu?
—Benimki hakaret değil, hepsi
birer tespittir. Ağzının payını böylece veriyorum.
—Seninki şiddete karşı olan ama
her işini şiddetle çözenlere benziyor.
—Olsun, beni karşısına
almayacaktı.
—Bu kadarla yetinirsin
herhalde.
—Ne yetinmesi! Daha bu
başlangıç.
—Başka ne yapabilirsin ki?
—Neler yapmam. Bugüne kadar
yaptıklarım yapacaklarımın teminatıdır.
—Mesela?
—Pozisyonuna göre değişir.
Anasından doğduğuna pişman ederim. İtibar suikastına maruz bırakırım. Etrafını
boşaltır, onu yalnızlaştırırım. Gazetede yazıyorsa yazmasına zaten gazete engel
olur. TV'lere çıkmasına sahibi izin vermez.
—İzin verirse ne olur?
—Bunu onlar iyi bilir. Onlara
verdiğim reklamı keserim. Reklamı kesilen, ilan ve destek vermediğim hiçbir
gazete ve TV ayakta kalamaz.
—Şuna kısaca ekmeğini keserim
desene.
—İyi bildin. Tüm bunları
yaparım.
—O zaman aykırı ses olmaz ve tek
seslilik olur.
—Benim de istediğim bu zaten.
Herkes benim dediğimi paylaşacak. Her nerede isem, bana canlı bağlanacak.
Herkes beni konuşacak.
—Konuşacak derken içine sinmeyeni
de mi?
—Lehimde tabi. Aleyhimde konuşan
kendi arasında veya karnından konuşacak. Buna bir mani yok. Kalabalıklar
içerisine girdiğinde ve basın karşısına çıktığında her şeyi güllük gülistanlık
gösterecek. İnan çok şey istemiyorum. Tek istediğim bu.
—Sen, insanlardan ikili
davranmasını istiyorsun.
—Öyle de denebilir.
—Ama münafıklık pek tasvip
edilmez.
—Olsun, ben böyle istiyorum.
Kimse lafımın üzerine laf söyleyemez.
—Bende mi?
—Evet, sende.
—Çok sağ olun efendim. İyi ki varsınız.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder