Prof. Dr. Canan Karatay, “Kolesterolün
görevleri arasında vücudu derinin altındaki mikroplara karşı korumak,
alyuvarları ve sinir dokularını güçlendirmek, vücuttaki su dengesini ayarlamak”
olduğunu, sağlıklı bir yaşam için kolesterol düzeyinin, olması
gereken seviyede tutulması gerektiğini ve kötü kolesterolün
dengelenmesi için büyük önem taşıdığını” açıkladıktan sonra konuyu zeytin
çekirdeğine getirir ve zeytin çekirdeği ile ilgili olarak şunları söyler:
· Zeytin çekirdekleri çöpe
atılmamalı,
· Günde 5-6 tanesi
yutulmalı,
· Çünkü mide ülseri,
gastrit, reflü gibi sindirim sistemi rahatsızlıklarına karşı zeytin çekirdeği
ilaç niyetine kullanılmalı.
Çekirdeğin sadece kötü kolesterol için değil, insan vücudu için birçok
faydalarının olduğunu belirtir:
Çünkü zeytin çekirdeği;
· Mide asidini düzenleyen önemli besin kaynakları arasındadır.
· Ülser, gastrit ve reflü gibi mide rahatsızlıklarının tedavi edilmesi için
büyük önem taşımaktadır.
· Baş ve diş ağrısını engellemektedir.
· Sindirimi kolaylaştırmaktadır.
· Kanserojen hücre oluşumunu engellemektedir.
· Vücudun bağışıklık sitemini güçlendirmektedir.
Sizler için derlediğim bu yazdıklarımı gazetelerden okumuş olmalısınız.
Sizler gibi ben de okuyunca, sen neymişsin be zeytin çekirdeği… her derde deva
imişsin dedim. Ardından, ben neymişim be abi, tam doktor olacak adammışım
diyerek kendime pay çıkardım.
Sayın Karatay’ın tıp bilgisi ile bu ulaştığı bu faydalı bilgileri okuyanlar
sizler, uygulasam olur mu, acaba işe yarar mı, haydi yararlı. Üzüm çekirdeğini
bile yutamıyoruz, koca zeytin çekirdeğini nasıl yutalım diye düşünedurun.
Karşınızda, küçüklüğünde bu tedavi yolunu bilfiil uygulamış biri var. Tek
farkı, tedavi amaçlı kullanmadığım. Şöyle ki: Kalabalık bir ailenin üçüncü
çocuğuyum. Ailede kimsenin sosyal güvencesi yok. Kıt kanaat geçinen ve yokluk
içerisinde, olmayan şeylerin özlemini duyarak büyüdüm.
Her gün kahvaltıda çay içmek lükstü bizim için. Haftada bir veya iki gün
kahvaltıda çay içerdik. Şimdiki çoğu çocuk ve gençlerin beğenmediği zeytin de
her zaman olmazdı sofrada. Şu zeytin iyi veya kötü diye bir seçenek aklımızın
ucundan bile geçmezdi. Baba bakkaldan ne almışsa, oydu bizim katığımız. Sofraya
konduğu zaman zeytini bir defada yemez, iki-üç ısırışla tüketirdik. Küçük
kardeşlerim; kim, kaç tane zeytin yemiş bakar ve göz ucuyla sayarlardı. Çoğu
zaman sen şu kadar, ben bu kadar, o şu kadar yemiş diyerek çekirdeğinden yediğimiz
zeytinler sayılırdı. İşte burada benim aklım devreye girerdi. Abim, şu kadar
yemiş demesinler diye zeytin çekirdeklerinin bazılarını yutardım. Fazla yediğim
belli olmasın diye yaptığım bu eylemin Canan Karatay’a göre tıpta her derde
deva olabileceğini nereden bilebilirdim. Hasılı, bilmeden başka saiklerle tıbbi
davranmışım, vesselam.
Hoş, yediğim zeytinin çekirdeğini sayan olmasa da şimdilerde de yutarım
zaman zaman.
*25/05/2022 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde Barbaros ULU adıyla yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder