Futbol maçı izler misiniz
bilmiyorum. İzlemeseniz de futbol maçlarının çok çekişmeli geçtiğini bilirsiniz.
Çünkü maç demek; stres, heyecan, alkış, slogan, tezahürat, küfür, atışma,
taktik vb. demektir. Oynanan maç bir de ezeli rekabet ise yürek mi dayanır bu
maça. Ta günler öncesinden bu maç konuşulmaya başlanır, biletler satılır, maçı
hangi hakemin yöneteceği dört gözle beklenir. Maçın hakemi açıklanır
açıklanmaz, takımların taraftarları hakem hakkında konuşmaya başlarlar. Kimi
hakemi beğenir: İyi hakemdir, kritik pozisyonlarda takımlarını tuttuğunu, bu
hakemin takımlarına uğurlu geldiğini, bu hakemle daha maç kaybetmediklerini
söyler. Kimi de bu hakemle daha maç kazanamadıklarını, bu hakemin maçı
katlettiğini, Federasyonun bu hakemi bu maça özellikle verdiğini söyler
durur.
Beklenen büyük gün gelir.
Takımların taraftarları kendilerine ayrılmış tribünlerde saatler öncesinden
yerlerini alır. Takımlar sahaya çıkar ve stresi yüksek maç başlar. Taraftarların
takımı çok iyi oynuyorsa problem yok. Taraftar var gücüyle takımını destekler.
Sesleri kısılıncaya kadar tezahürat yaparlar. Hele bir de gol atılmışsa bir
bakmışsın hepsi birden ayakta ve eller de havada olur. Mutluluklarına diyecek
yoktur. Ama takım iyi oynamazsa fanatik taraftarlar hakemle oynamaya başlarlar.
Hakem faul çalsa, hepsi birden “Yuh be! Neresi faul bunun…Satılmış köpek! Kaç
para aldın karşı takımdan? İbne hakem!” gibi hakaretler peşi sıra gelir. Bundan
futbolcular da nasibini alır, zaman zaman hakeme diklenirler. Rakip futbolcuya
sert girerler. Sarı kartlar arka arkaya çıkar. Kimi çift sarı karttan oyun dışı
kalır.
Maç bu şekilde gergin
biter ama maç bittikten sonra da maç bitmez. Çünkü hakeme kızgınlık devam eder
ve televizyonlarda maç sonu değerlendirmelerde her pozisyon tekrar tekrar
gösterilir ve hakemin oyunu biçtiği görüşü işlenir ve yenilen takımın başkanı
nezdinde bu hakem istenmeyen hakem ilan edilir.
Her maç böyle olmasa da
çoğu maçlar hep böyle sonuçlanır. Maç sonucunda en büyük darbeyi hakemler yer.
Hakemler arasında taraf
tutanı yok mu? Vardır elbet. En azından takdire bağlı pozisyonlarda tuttuğu
takımın lehine kararlar verir.
Başka ülkelerde futbol
maçları bizdeki gibi stresli mi geçer bilmem ama bizde maalesef tüm suç hakemlere
yıkılır. Çünkü futboldan ziyade hakemle oynanır. Yenilginin müsebbibi olarak
çoğu takım suçu kendinde görmez ve hakemler tu kaka yapılır ve pek sevilmezler.
Sevmeyenler de objektif maç seyredenler değil, özellikle fanatik
taraftarlardır. Halbuki hakemler doğru veya yanlış gördüğünü çalar. Bariz
hatada da taraf tutacak değillerdir. Zaten itirazlarda “var” kuralı var. İtiraz
edilen pozisyonun yeniden izlenip verilen kararın değiştirilmesi söz konusu.
Maçlardaki fanatik
taraftar bakışı ve davranışı sadece maçlarda mı olur bu ülkede? Keşke sadece
maçlarla sınırlı olsaydı. Çünkü kutuplaşmanın kol gezdiği her alanda tarafgir
bakış hakim bu ülkede. Maalesef siyaseti de böyle bu ülkenin, dini vs. anlayışı
da. Herkes önce tarafını belirlemiş. Tarafgir gözüyle hayata ve olaylara
bakıyor. Tarafgir olanların bakışı ise hiç sağlıklı değildir. Takım tutar
gibidir onların zihniyeti. Bu tarafgir anlayış bu ülkede olduğu müddetçe de toplumun
doğruda veya yanlışta anlaşabilmesi mümkün değildir. Bence bu ülkenin aşması
gereken en büyük sorunu budur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder