Geri kalmış, gelişmekte olan, iki ayağı
üzerinde duramayan, kendi kendine yetmeyen, küresel ve bölgesel çapta güç olma
hayali kuran ama bir türlü güç olamayan millet, ulus ve toplulukların genel
karakteristik özellikleri:
· Çok önemli bir millet olduklarına
kendilerini inandırmışlardır. Daima geçmişle övünürler. Övme ve yerme
tutkunudurlar. Gelmiş ve geçmiş kişilerle yaşarlar. Onlarla yatar, onlarla
kalkarlar. Övgüleri aşk, yergileri nefret mesabesindedir. Övdüklerini ölümüne
severler, sevmediklerinden de ölümüne nefret ederler. Övdükleri bir nevi mehdi,
yerdikleri ise deccaldır. Ülkelerinde iyi bir şey olmuşsa sevdiklerinin
eseridir. Onlar olmasaydı, bugün böyle olunmazdı anlayışı hâkimdir. Ülkelerinde
bir kötülük, geri kalmışlık olmuşsa bunun müsebbibi de yerdikleri kişilerdir.
Övdüklerini durmadan ve her yıl dönümünde anarlar, referanslarını onlardan
alırlar. Kendileri durmadan övdüğü gibi başkalarının da övmelerini beklerler.
Yerdikleri ise yılanın başıdır. Onlar hiç iyilik yapmamış, onlarla ve onları
savunanlarla mücadele etmek gerekir.
· Soğukkanlılık, basiret, feraset vs. hak
getire. Yangına körükle gidilir. Duygular aklın ve mantığın önüne geçer. Slogan
ve hamaset onların şah damarlarıdır. Bunlarla yaşarlar, bunlarla ölürler.
Ayakları bir türlü yere basmaz.
· Kutuplaşma had safhadadır. Her kutbun da
kendilerini kurtaracak idolleri vardır. Bir daha gelmeyecek bu idoller onlara
Allah tarafından bahşedilmiş bir lütuftur ve bunlar aşılamaz. Yani bunlar bir
numara ise ardından kim gelirse gelsin ancak ikinci sıraya yerleşir. Asla
boynuz kulağı geçmez.
· Bol konuşma ve gevezelik hâkimdir.
Konuşmaya gelince varlar ama icraatta yoklar. İcraatı hep başkasından
beklerler.
· Cari açıkları had safhadadır. Kendi
kendilerine yetmez. Üretici değil, tüketicidirler. Başkaları üretecek, yeni
icatlara imza atacak. Bunlar da bastırıp parayı o üretilenleri kullanacak. Hep
borçla yaşarlar. Bu marifetleriyle gelecek nesilleri borç batağının içine
sokarlar.
· Kendilerinden başka kimseyi de
beğenmezler. Değilse çatlar ölürler.
· Her biri iyi bir niyet okuyucusudur. Senin
ne dediğin değil, onların ne anladığıdır önemli olan. Ön yargı kendilerinden
ayrılmaz bir parçadır. Seni, kafalarında oluşturdukları şablonla
değerlendirirler.
· Mazeret, gerekçe ve bahane üretmede
üstlerine yoktur. Gerçeklerle yüzleşmezler, algılarla yaşarlar. Kendileriyle
asla yüzleşmezler. Geri kalmışlıklarının müsebbibi hep başkasıdır. Özellikle
dış güçlerdir. Başkaları bunlara hep düşmandır. Kendilerinden başka dostları
yoktur. Bizim bizden başka dostumuz yok diyenler de kendi kendileri ile
geçinemezler.
· Demokratlıkları, fikir ve vicdan özgürlüğüne
hayranlıkları gücü ellerine geçirinceye kadardır. Her birinin gönlünde ve
mayasında şiddet vardır.
· Ağızlarından adalet,
ehliyet, liyakat gibi kavramları düşürmezler ama her biri öyle kadrolaşır ki
şeytan bile parmak ısırır.
· Kurum kültürü, ekip ruhu
yoktur. Kurumlar kişiye endekslidir. Kişiyle doğar, kişiyle büyür, kişiyle
ölür.
· Hiçbir şeyleri şeffaf
değildir. Şeffaf görünümlü kılıfına uydurma yolu izlenir vs.
*27/11/2021 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde Barbaros ULU adıyla yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder