25 Ekim 2021 Pazartesi

Çocukları Hayatın İçinden Yetiştirmek

Çocuk yetiştirmede oturmuş bir kıstasımız yok. Ki olmaması da lazım. Çünkü bir insan yönetimi diyebileceğimiz çocuk yetiştiriciliği de başlı başına bir alandır. Küçük olsun, büyük olsun, insanın olduğu yerde formüller bir işe yaramaz. Çünkü her çocuk veya insan keşfedilmeyi bekleyen kapalı bir kutudur.  

Çocuk yetiştirmede izlediğimiz yolların bir kısmını kısaca ifade etmek isterim:

1. Aşırı korumacılık: Her istediğini yapmak, her imkanı sağlamak, onu el-bebek gül bebek büyütmek, sorumluluğunu üstlenmesi için yaşına uygun iş vermemek, uğruna saçımızı süpürge etmek; ben çektim, çocuğum çekmesin demek, elini sıcak sudan soğuk suya değdirmemek…Bu çocuğumuzdan tek istediğimiz okumasıdır. Okuyup kendini kurtarması. Bunun için en iyi okul en iyi öğretmen en iyi etüt merkezini seçeriz ve en iyi yardımcı kaynakları alırız. Bir veya birkaç dersten eksiklikleri varsa gerekirse özel dersler aldırırız. Çocuğumuz okuyacak ve emsallerine fark atacak, derece yapacak ve okul bittikten sonra yüksek maaşlı, iş garantisi olan ve kendini yormayacağı bir işte çalışacak. Bir de çalışan eşi oldu mu, tamam. Daha ne isteriz. Çoğu anne ve babanın uyguladığı bu tür çocuk yetiştiriciliğinde murat edilen, çocuğun bir bordro mahkumu olmasını sağlamak. Sınav odaklı çocuk yetiştirmedir bunu adı. Bunlara test çocuğu da diyebiliriz. Çocuk ne kadar çok soru çözer ve ne kadar fazla net bırakırsa o çocuk gelecek vadeden iyi bir çocuktur. Hayattan kopuk bu çocuk yetiştiriciliğinde çocuğun meskeni ev, okul ve etüt üçgenidir.

2.Saldım çayıra, Mevla’m kayıra mentalitesiyle çocuğu kendi haline bırakmak. Çocuk okumuştur, okumamıştır, kırmıştır, dökmüştür. Problem değil. İçeride, dışarıda, her yerdedir bu çocuk. Bu ilgisiz aile çocuğu, kendi kurallarını kendi koyar. Okulda dersleri iyi değildir ve sınıfın düzenini bozma potansiyeli vardır. Çocuğun kırdığı yumurta kırkı geçerse, çocuğu terbiye etmek için ailenin başvurduğu tek terbiye yöntemi dayaktır. Önceleri dayaktan korkan bu çocuk tipi, bir müddet sonra “Nasılsa yiyeceğim iki tokat. O da yemediğim bir şey mi” diyerek gününü gün etmeye çalışır. Baskıcı aile diyebiliriz buna.

3.Çoğu parçalanmış aile çocukları. Bunlar iki arada bir derede kalmış kesimdir. Çocuk duygularını ya içine atar, içine kapanır ya da dışa vurur. Bu tip çocukların iç dünyası farklıdır. Hayata küsebilir, isyanlara da oynayabilirler.

Çocuk yetiştirme bu yazdıklarımdan ibaret değil. Zira her ev ayrı bir okul ayrı bir dünyadır. Niyetim kısaca değinmekti. Gördüğünüz gibi üç madde ile sayfamı doldurdum. Yazımın bundan sonraki kısmında çocuk yetiştirmede ne yapabiliriz, bunun üzerine kafa yoracağım. Hangi aile tipi olursak olalım, çocukları hayata hazırlamayı esas almamız lazım diye düşünüyorum. Bildiğiniz gibi zorunlu öğretimin 12 yıla çıkarılması ile birlikte çocuklarımız ilköğretimi örgün, liseyi de örgün, çıraklık veya açıktan okumak zorunda. Hayata hazırlamak derken kastım, çocuğumuzu ister örgün ister yaygın şekilde okutalım, onları eğitim ve öğretimin her safhasında hayata hazırlamak lazım. Çünkü hayat okuldan ibaret değil. Dışarıdaki hayat okuldan çok farklıdır. Çocuklarımızı tek yönlü yetiştirmekten ziyade birden fazla seçenekli yetiştirelim. Ne demek istiyorum? Çocuğumuz okurken aynı zamanda hafta sonları ve yaz tatillerinde onlara sorumluluk verelim. Bir esnafın yanında getir-götür işi yapabilir; mendil, simit, mısır vb satabilir, önüne koyduğu baskül ile gelip geçeni tartabilir. Örnekleri çoğaltabiliriz. Çocuğumuza bu tür işleri yaptırırken çocuk para kazansın, aile bütçesine katkıda bulunsun niyetinde değilim. Gerekirse aile bütçesine katkıda da bulunabilir, kendi el harçlığını da çıkarabilir. Böyle yapmakla çocuklarımız hayatı öğrensin, hayatın okuldan ibaret olmadığını, hayatın zorluğunu yaşayarak öğrensin istiyorum. Okul bittikten sonra herhangi bir yere atanamazsa veya atandı, atandığı yerde tutunamadı ya da bu işini yapmak istemiyor diyelim. Çocuk işsizim, bu yaşta ben ne yapacağım diye düşünmez. Küçükken ufak tefek şeyleri satarak toplum içine çıkan ve öz güveni olan çocuk her nerede olursa olsun, ekmeğini taştan çıkartır. Yeter ki okurken onların hayata dönük yetişmesine imkan verelim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder