MHP lideri Sayın Bahçeli’nin önerisine, Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın destek vermesiyle birlikte YÖK, üniversite baraj puanlarını düşürdü. Buna göre daha önce 150 olan YKS barajı 140’a, 180 olan AYT ve YDT barajı ise 170’e çekildi. Bu demektir ki baraj puanları onar puan düşürüldü. Yeni düzenlemeyle birlikte 150 puanın altında puan aldığı için YKS’de iki yıllık MYO’nu, AYT ve YDT puanı 180’in altında kaldığı için dört yıllık fakülteleri tercih edemeyecek öğrenciler, 2 ve 4 yıllık bölümleri tercih edebilecekler.
Siyasi
irade, bu yeni düzenlemeyi gençlere müjde olarak verdi ve gençlerin yanındayız dedi.
Bu düzenleme kapsamına giren ve bu düzenlemeden yararlanmak isteyen gençlere
hayırlı olsun temennisinde bulunmak istiyorum. Gönlüm böyle diyor ama
Türkiye’nin şartları, istihdam durumu, bu düzenlemenin gençlere pek müjde
olmayacağını gösteriyor.
Siyasi
iradenin, salgını gerekçe göstererek böyle bir karar aldığı görülüyor. Bu
vesileyle üniversiteli olamayacakların üniversiteli olmalarının önünü açmış,
açılan onca üniversitelerin dolmayan kontenjanlarını doldurmayı ve üniversite okuyan
öğrenci sayısını artırmayı istemiş olabilir. Aynı şekilde genç işsiz sayısını
da ötelemeyi hedeflemiş olabilir. Çünkü üniversitede okuyan gençler, öğrenci
olduğu için işsizler ordusunun kapsamına girmiyor. Bu da genç işsiz oranının
düşük çıkması/gösterilmesi demektir.
Siyasi
irade veya devletin izlemiş olduğu bu politika doğru mudur? Bence hiç doğru
değildir. Maalesef izlenen bu politika bir pansuman tedbir, sorunları ötelemek
ve sorunu halının altına süpürmek demektir. Maalesef okumakta olan her
üniversite öğrencisinin kahir ekseriyeti, işsizler ordusuna katılmaya namzettir.
Çünkü bu ülkenin en büyük sorunu, okumuş insanın istihdam edilmesi sorunudur. 20-25
yaşına kadar üniversitede oyaladığımız bu gençlere iş veremiyoruz. Her ne kadar
devlet/siyasi irade, ben istihdam kapısı değilim, kimseye iş vermek zorunda
değilim. Okuturum, o kadar, dese de bu ülkede herkes daha iyi iş bulurum
niyetiyle okur ama özel sektörde ama devlette.
İyi,
hoş, güzel de ara elemanı yok ettiğimiz bu zorunlu 12 yıllık eğitim sistemimizde
herkes üniversiteli olacak da bu ülkenin ara eleman ihtiyacını kiminle
gidereceğiz? Şimdilik Suriyeli ve Afganlılarla bu ihtiyacı gideriyoruz. Ya
yarın ne olacak durumumuz? Yani bu üniversiteli işsizlere kim iş verecek?
Herkesi
okutmayı hedefleyen bu eğitim sistemimiz maalesef geleceğimizi yok ettiği gibi
geleceğimizin teminatı olan gençlere de umut vermiyor. Bu sistem ancak
umutsuzluk aşılıyor. Endişem, gençlere yani okuyan nesillere istihdam açmayan,
açamayan devletin, bu işi daha da ötelemek için 12 yıllık zorunlu eğitimin
üzerine, üniversiteyi de zorunlu eğitim kapsamına almasıdır. Gidişat da bunu
gösteriyor.
Hasılı
YKS, AYT ve YDT barajını düşürmek bir çözüm değil, müjde hiç değil, gençlerin
yanında olmak hiç değildir. Zira bu, gençlere yapılabilecek en büyük
kötülüktür. Bu yüzden devletin, sorunları halının altına süpürmek, sorun ötelemek,
istatistiklerde okumuş üniversiteli sayısını artırmak hastalığından bir an
evvel vazgeçmesi lazım. Değilse ağlayanımız olmaz.
*13/08/2021 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde Barbaros ULU adıyla yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder