Akşam sabah
kızdığımız FETÖ'cüleri gözümüzün önüne bir getirelim. Bunların özelliklerine
bir bakalım: Aklını kiraya veren, beyni yıkanmış, kendilerini birine adamış;
adandığı kimsenin yanlışını sorgulamayan, sorgusuz sualsiz itaat eden,
efendisinin her tasarrufuna vardır bir hikmeti diyen kişiler akla gelir.
Herhangi bir FETÖ'cüye siz böylesiniz deseniz, hayır biz öyle değiliz, der.
Gerçi, hangi insan aklını kiraya verdiğini kabul eder ki…
Kabul etsek
de etmesek de çoğumuzda FETÖ’cüler için söylenen özelliklerin olduğunu
söyleyebilirim. Bu özelliklerin olması için illa bu örgüte mensup olmamız
gerekmiyor. Doğu toplumlarının genel karakteristik özelliklerinden biridir bu
yönümüz. Örnekler üzerinden giderek bunu biraz açalım:
-Bir tarikat
veya cemaate mensubuz diyelim. Şeyhimiz bir konuda bir tasarrufta bulunduğunda
ve bir şey söylediğinde içimize sinse de sinmese de "Vardır bir
hikmeti" diyor muyuz?
Şeyhimiz,
"Seçimde falan partiye destek vereceğiz" dediğinde "Olur mu öyle
şey?" deyip karşı çıkıyor muyuz veya "niçin efendim" deyip
hikmetini sorgulayabiliyor muyuz? Bu durumda farklı bir partiye oy verebiliyor
muyuz? Farklı bir partiye oy versek bile bunu deklare edebiliyor muyuz yoksa oy
vermediğimiz halde vermiş gibi mi görünüyoruz?
-Bir siyasi
lideri seviyoruz, ona oy veriyoruz. Sevdiğimiz bu liderin serdettiği görüşleri
akıl süzgecinden geçirip "Olmaz, ben bunu kabul edemem. Bu görüşüne
katılmıyorum. Bunun doğrusu şudur." diyebiliyor muyuz? Liderimiz dünkü
savunduğunu bugün değiştirdiğinde hem dünkü görüşünü hem de bugünkü görüşünü
savunmaya devam ediyor ve alkışlıyor muyuz?
-Siyasi
liderimizin kötülediğini kötülüyor, övdüğünü övüyor muyuz?
-Parti,
tarikat, cemaat, bir oluşum vs'yi savunmada fanatik miyiz? Farklı görüşlere
açık mıyız?
-Başkasını
eleştirdiğimiz gibi ölümüne bağlı olduğumuz kişileri de eleştirebiliyor muyuz?
-Başkalarının
gözündeki çöpü görürken sevdiklerimizin ve savunduklarımızın gözündeki merteği
görebiliyor muyuz?
-Savunduğumuz
fikir ve görüşlerin yanlış, başka görüşlerin doğru olabileceği hususunda
kendimize acaba sorusunu sorabiliyor muyuz?
-Eleştiriye
kendimiz, ailemiz, çevremiz, bulunduğumuz mahalle, siyasi lider ve bağlı
bulunduğumuz şeyhten başlayabiliyor muyuz?
-Bağlı
olduğumuz ve kendimizi ait hissettiğimiz mahallemize aykırı bir görüşte
bulunabiliyor muyuz?
-İki dostun
arası bozulduğunda onların arasını bulmaya çalışma yerine, iki taraftan birinin
yanında yer alıp öbürüne veryansın ediyor muyuz? Falan haindir diyor muyuz?
-Savunduğumuz
değer ve görüşlerimizin ve yaptıklarımızın tenkidi konusunda eleştiriye açık
mıyız?
-Kendimize
ait bir görüşümüz ve gündemimiz var mı? Hep başkasının servis ettiği görüşleri
savunuyor, onların gündeme getirdiği konular üzerine mi konuşuyoruz? Bir şey -hiç
alakası yok iken- gündeme getirildiğinde, bunun perde gerisinde ne var diye
düşünebiliyor muyuz? Akşam-sabah tüm konuşma ve paylaşımlarımızda birilerini
övmek ve birilerini yermek zorunda mıyız? Sevdiklerimizin kötü ve eksik,
yerdiklerimizin iyi yönü olamaz mı? Bir insan hep mi iyi olur ya da hepten kötü
mü olur? Bugün kötü olarak gördüklerimizi yarın iyi görmeyeceğimize ya da iyi
olarak gördüklerimizi kötü olarak görmeyeceğimize bir garantimiz var mı?
-Tüm sözleri
dinleyip sözlerin en güzeline uyabiliyor muyuz ya da insanlara durdukları yer
itibariyle önyargılı mı yaklaşıyoruz?
-Kutuplaşma
ve tarafgirliğin doruğunu yaşadığımız bugünlerde her şeyiyle bir tarafın
gönüllü amigosu muyuz? Eğer böyle ise takım tutmaktan ne farkı var bunun?
Gördüğünüz
gibi örnekleri bu şekil çoğaltabiliriz. Özetlersek; ömrünü kişi, kurum,
kuruluş, camianın yılmaz savunucu olarak geçiriyor, kendine ait bir şey
söylemiyor, kendini geliştirmiyor, başka görüşlere karşı sabit fikirli,
kişilere karşı önyargılı isek çok aklımızı kullanmıyoruz demektir. Tüm bunların
FETÖ'cülükten ne farkı var? İsterseniz olaylara bir de bu taraftan bakalım ya
da başkasının bize baktığı pencereden bakalım, eğer değerlendirecek ve ölçecek
bir birikiminiz kaldı ise...
*25/01/2021 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde Barbaros ULU adıyla yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder