1
Hazirandan itibaren normalleşme adımları çerçevesinde hemen hemen tüm
kısıtlılıklar kaldırılacak. Bize bu durumda hayırlı olsun, inşallah adımla
kalmayıp eski normal günlerimize döneriz. Bu yazımda, normalleşme adımlarından
amacını anlayamadığım bazı hususlara işaret etmek istiyorum.
1.Dört
günlük bayram kısıtlamasının ardından, üç gün dışarı çıktıktan sonra özgürlüğe
2 kala, 30/31 Mayıs günlerinde hafta sonu sokağa çıkma yasağı uygulamanın makul
izahı ne olabilir? Bilen varsa izah ederse sevinirim. (Vekil olsaydım, İçişleri
veya Sağlık Bakanlarının açıklaması için Mecliste yazılı soru önergesi
verirdim.)
2.
1 Hazirandan itibaren aşağı yukarı herkese ve her şeye bir serbestlik gelirken
0-18 yaş arasına uygulanan sokağa çıkma yasağının 2 gün dışında devam edecek
olmasının, ne izahı olabilir?
Bildiğim
kadarıyla işi-gücü olan 65 yaş üzerindekiler işlerinin başına dönebilecek.
Durum bu iken çocuklara yasağın devamını nasıl açıklarız? Bu yasağın amacı,
çocukları virüsten korumak ise -bildiğim kadarıyla bu virüs- çocuklara pek
uğramıyor. Bırakalım da bu çocuklar cadde, sokak ve parklara çıkabilsinler.
Çünkü çocuk dediğin sokaklarda büyür.
Onlara
az da olsa sorumluluk verelim. Ekmek almaya, ufak tefek alışveriş yapmaya
gitsinler.
Böyle
giderse bu çocuklar dışarı çıkmayı unutacaklar, dışarıya çıkmaya ihtiyaç
hissetmeyecekler. İyice tembelleşecekler.
Çocuklar,
evde durdukça vakit geçirmek için verecekler kendilerini dijital oyun oynamaya.
Bu, çocukları iyice asosyalleştirecek. En azından dışarıda durduğu müddetçe
dijital ortamdan biraz uzak durmuş olurlardı.
Bir
diğer konu, şimdinin ana babaları, dışarıda başına bir şey gelir; ben çektim
çocuğum çekmesin düşüncesiyle çocuklarına aşırı korumacı davranıyorlar.
Çocukları eve kapatmaya devam etmek, daha da hazır yiyici bir neslin
yetişmesine sebebiyet verecek. Bence bu yasak hiç pedagojik değil. Yeniden
gözden geçirilmeli.
3.Kısıtlılığın
başladığı andan itibaren 1 Hazirana gelinceye kadar vatandaşın piknik yerlerine
de gitmesi yasak kapsamındaydı. Bunu da çok anlamış değilim. Halbuki piknik
yerleri salgın riskinin en az olduğu, temiz havanın bol olduğu ve stresin
atıldığı yerlerdir. Çünkü insanımız piknik yapmaya giderken ailesiyle birlikte
gider, piknik yeri seçiminde de tenha olmasına dikkat eder. Siz hiç piknik
yerlerinde ailelerin başkasıyla iç içe piknik yaptığını gördünüz mü? Yani piknik
yerleri temasın olmadığı veya en az olduğu yerlerdir. Bana göre başından beri
insanımızın şehir merkezinde kalabalık yerlerden ziyade piknik yerlerine
gitmesi teşvik edilmeliydi. Devletin burada sadece yapacağı piknik kurallarını
koymak olmalıydı: Aile ile piknik yapmaya izin verilirken arkadaş, eş, dost ile
piknik yapılmasına yasak getirebilirdi.
Yetkililerimizin
bir bildiği olmalı…Bizimki sadece anlamaya çalışmak…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder