30 Mayıs 2020 Cumartesi

Anlamsız Yasaklar


1 Hazirandan itibaren normalleşme adımları çerçevesinde hemen hemen tüm kısıtlılıklar kaldırılacak. Bize bu durumda hayırlı olsun, inşallah adımla kalmayıp eski normal günlerimize döneriz. Bu yazımda, normalleşme adımlarından amacını anlayamadığım bazı hususlara işaret etmek istiyorum.

1.Dört günlük bayram kısıtlamasının ardından, üç gün dışarı çıktıktan sonra özgürlüğe 2 kala, 30/31 Mayıs günlerinde hafta sonu sokağa çıkma yasağı uygulamanın makul izahı ne olabilir? Bilen varsa izah ederse sevinirim. (Vekil olsaydım, İçişleri veya Sağlık Bakanlarının açıklaması için Mecliste yazılı soru önergesi verirdim.)

2. 1 Hazirandan itibaren aşağı yukarı herkese ve her şeye bir serbestlik gelirken 0-18 yaş arasına uygulanan sokağa çıkma yasağının 2 gün dışında devam edecek olmasının, ne izahı olabilir?

Bildiğim kadarıyla işi-gücü olan 65 yaş üzerindekiler işlerinin başına dönebilecek. Durum bu iken çocuklara yasağın devamını nasıl açıklarız? Bu yasağın amacı, çocukları virüsten korumak ise -bildiğim kadarıyla bu virüs- çocuklara pek uğramıyor. Bırakalım da bu çocuklar cadde, sokak ve parklara çıkabilsinler. Çünkü çocuk dediğin sokaklarda büyür.
Onlara az da olsa sorumluluk verelim. Ekmek almaya, ufak tefek alışveriş yapmaya gitsinler.
Böyle giderse bu çocuklar dışarı çıkmayı unutacaklar, dışarıya çıkmaya ihtiyaç hissetmeyecekler. İyice tembelleşecekler.
Çocuklar, evde durdukça vakit geçirmek için verecekler kendilerini dijital oyun oynamaya. Bu, çocukları iyice asosyalleştirecek. En azından dışarıda durduğu müddetçe dijital ortamdan biraz uzak durmuş olurlardı.
Bir diğer konu, şimdinin ana babaları, dışarıda başına bir şey gelir; ben çektim çocuğum çekmesin düşüncesiyle çocuklarına aşırı korumacı davranıyorlar. Çocukları eve kapatmaya devam etmek, daha da hazır yiyici bir neslin yetişmesine sebebiyet verecek. Bence bu yasak hiç pedagojik değil. Yeniden gözden geçirilmeli.

3.Kısıtlılığın başladığı andan itibaren 1 Hazirana gelinceye kadar vatandaşın piknik yerlerine de gitmesi yasak kapsamındaydı. Bunu da çok anlamış değilim. Halbuki piknik yerleri salgın riskinin en az olduğu, temiz havanın bol olduğu ve stresin atıldığı yerlerdir. Çünkü insanımız piknik yapmaya giderken ailesiyle birlikte gider, piknik yeri seçiminde de tenha olmasına dikkat eder. Siz hiç piknik yerlerinde ailelerin başkasıyla iç içe piknik yaptığını gördünüz mü? Yani piknik yerleri temasın olmadığı veya en az olduğu yerlerdir. Bana göre başından beri insanımızın şehir merkezinde kalabalık yerlerden ziyade piknik yerlerine gitmesi teşvik edilmeliydi. Devletin burada sadece yapacağı piknik kurallarını koymak olmalıydı: Aile ile piknik yapmaya izin verilirken arkadaş, eş, dost ile piknik yapılmasına yasak getirebilirdi.

Yetkililerimizin bir bildiği olmalı…Bizimki sadece anlamaya çalışmak…


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder