Ekmek almak için mahallemdeki fırına gidiyordum. Caddeden geçen
tek tük araçların dışında kimsecikler yoktu. Yayaya da rastlamadım. Az
yürüdükten sonra otobüs durağında yaşı epeyce ilerlemiş bir amcayı gördüm. Durakta
oturduğuna göre otobüs bekliyor olmalı. Hava buz gibi. Etrafında kimsecikler
yoktu. Selam verip geçtim. Dönüşte beni görünce ayağa kalktı. “Otobüsler
geçmiyor mu, ne zamandır bekliyorum, gelmedi” dedi. Amca, gelmeye gelir ama
otobüse binen yolcularda bir azalma olduğu için tarife değişikliğine gidilmiş
ve seferler seyreltilmiş olabilir, dedim. Sonra beklemek için tekrar oturağa
oturdu. Yürüyüp evime geçtim. Amca soğukta ne kadar oturdu, otobüs ne zaman geldi
bilmiyorum. Geçip giden minibüslere binmediğine göre ya cebinde parası yoktu ya
acelesi yok ya da parası var, ücretsiz nasılsa diye otobüsü bekliyordu.
Yaşlıların sokağa çıkmaması sık sık uyarılmasına ve salgın virüsün kol gezdiği,
virüse yakalananların sayısında her gün artışın olduğu ve ölenlerin hepsinin
yaşlılardan oluşmasına rağmen sanki normal bir günmüş gibi bu amcanın buz gibi
havada çarşıya gidiyor olmasını garipsedim doğrusu.
Aynı
gün öğleden sonra “65 yaş üstü kişilerin, belediyeye ait toplu taşıma
araçlarından ücretsiz yararlanma uygulamasını, tedbir amaçlı geçici olarak durdurulması
haberini alınca sevindim doğrusu. Yerinde ve olması gereken, aynı zamanda
gecikmiş bir karar. Aldıkları bu karardan dolayı Konya İl Hıfzıssıhha Kuruluna
tebrik ve teşekkürlerimi iletiyorum. Konya'yı emsal gösteren bazı illerimiz de
aynı kararı almaya başladılar. Bu karar, onca uyarıya rağmen evlerinde kalmamak
için direnen birçok yaşlıyı evlerinde tutacaktır.
Bu kararı her ilin il hıfzıssıhha kurulları tek tek
alıncaya kadar tüm Türkiye'yi kapsayacak şekilde hükümet, böyle bir karar
almalıdır. Çünkü yaşlılara bu hakkı veren hükümettir. Öncelikli olarak durdurmak
da ona düşer. Üstelik alınacak bu karar, geçici bir süreliğine durdurma
şeklinde değil, bir daha uygulanmayacak şekilde kaldırılmalıdır.
Hükümet,
zamanında yaşlılara bu hakkı verirken yaşlıları korumayı, onlara destek olmayı
ve onlara değerli olduklarını murat etmiş olabilir. Bu kararın ardından,
yaşlılarımız kamuya ait toplu taşıma araçlarından ücretsiz yararlandı ama
hükümetin muradı gerçekleşmedi. Başta otobüs şoförleri olmak üzere kamuoyu, ücretsiz
binenlere bilendi. Onlara bedavacı dedi, onları yük olarak gördü. Bazı
yaşlılarımız da bedava diye evine girmez oldu. O otobüs, bu otobüs akşama kadar
bir duraklık mesafeye bile bindi durdu. Ücretsiz binmenin yükü, belediyelerin
sırtında bir kambur olarak kaldı.
Bence
otobüsleri ücretsiz kullanma iradesi, yaşlıları koruyup kollama, onlara değer
verildiğini gösterme ve onlara yardım etme değildir. Büyüklerimizi toplumun
önüne atmaktır. Çünkü bu uygulama, büyüklerimizin saygınlığını yok etmiştir.
İnsan onurunu korumanın yolu, onların ücretli binmelerini sağlamaktır. Eğer yaşlılara
ulaşım yardımına devam edilecekse bu haktan yararlananların hesaplarına ulaşım
gideri adı altında bir ücret yatırılabilir, ücretsiz yararlanma günün belli
saatleri ile sınırlı tutulabilir. Mesela 10.00 ila 15.00 arası gibi. Günlük iki
binişi geçmeyecek şekilde sınırlandırma getirilebilir.
Hasılı
Konya'nın başını çektiği ücretsiz yararlanma hakkının bir daha uygulanmayacak
şekilde tüm Türkiye'den kaldırılması, yaşlılarımızın saygınlığı açısından
elzemdir.
***24/03/2020 tarihinde Pusula Haber gazetesinde Barbaros ULU adıyla yayımlanmıştır.
***24/03/2020 tarihinde Pusula Haber gazetesinde Barbaros ULU adıyla yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder