Gündem o kadar hızlı değişiyor ki baş döndüren türden.
Değişmeyen tek gündemimiz, Suriye içinde yaptığımız operasyonlar, şimdilerde
savaş ve şehit haberleri. Böyle devam ederse ne Suriye içinde yapacağımız
operasyonların sonu kesilecek ne de buna paralel olarak gelen şehit
haberlerinin sonu gelecek. Temennimiz askerimizin, burnunun kanamaması ve Rusya
ile yapılan ateşkesin kalıcı olması. Bir diğer konuda da yine Suriye ile
yakından ilgili olan Suriyeli sığınmacılar konusu. İçimizde yaşayan başka
ülkelere ait sığınmacılar da var ama 4 milyona yakın Suriyeli sığınmacı -öbür
sığınmacılara göre daha çok olduğundan olsa gerek- diğer sığınmacıların önüne
geçiyor. Dolayısıyla sığınmacı dendi mi bu ülkede ilk akla gelen, Suriyeli
göçmenlerdir.
Suriyeli sığınmacılar konusu sadece bugünün değil, Suriye
iç savaşının çıktığı 2011’den beri bu ülkenin gündeminde. Şu anda gündemin ilk
sırasına oturması, İdlip’te 36 askerimizin şehit olmasıyla birlikte
sığınmacılarla ilgili politika değişikliğine gitmemiz sebebiyledir. Nihayet üst perdeden
“Taahhütlerinizi yerine getirin yoksa kapıları açar, göçmenleri salarız” sözü pratiğe dönüştü ve sınır kapılarını açtık. İsteyen
sığınmacı gidebilir, dedik.
Göçmen veya Suriyeli sığınmacılar konusunda ülke olarak doğru
bir politika izledik mi? Bu soruya gönül rahatlığıyla maalesef evet
diyemiyorum. 2016 yılında AB'nin güvenliği adına, Suriyeli göçmenlerin
Türkiye'de tutulması ile ilgili AB ile bir anlaşma yapılmamalıydı. Suriye'den
ülkemize sığınanlar başta Avrupa olmak üzere istediği ülkeye gidebilmeliydiler.
Geldiğimiz noktada 2011 yılından itibaren ülkemize peyderpey gelen
sığınmacılar, değişik illerimize dağılarak yerleştiler. 36 şehidin ardından
"AB, anlaşmanın gereğini yerine getirmedi. Biz de kapıları açıyoruz, isteyen
gidebilir" dedikten sonra Avrupa'ya gitmek için ülkemizden ayrılıp
Yunanistan sınırına dayanan sığınmacıların çoğunluğu Afgan ve Pakistanlı.
Beklenildiği gibi ülkeden Suriyeli sığınmacı çıkmadı. Çünkü Suriyelilerin çoğu
ülkemizde iş buldu, çalışıyor. Çoğunun burada çocuğu dünyaya geldi.
İnsanımızdan Suriyelilerle evlenenlerin sayısı da az değil. Buradaki
Suriyeliler Avrupa'ya gitmek istese orada hayatlarına sıfırdan başlamaları
gerekecek. Bu riski kaç kişi göze alır? Halen Yunanistan sınırında bekletilen sığınmacıların
geri dönmesi de yüksek ihtimal.
Hasılı
içimizde yaşayan başta Suriyeliler olmak üzere sığınmacılar bu ülkede kalıcı.
Çoğu bu ülkede kalmaya devam edeceği gibi bir taraftan da kaçak yollarla
ülkemize göçmen gelmeye devam ediyor. Ülkemizden gitmeleri için Avrupa,
göçmenleri ülkelerine kabul ederse veya Suriye'de Beşşar Esad dönemi sona erer,
yerine gelen yönetim, Suriye'yi terk etmiş vatandaşlarına kapıyı açar, eski
evlerine ve işlerine dönebilme garantisi verirse ülkemizden çoğunluğu gidebilir
ya da Türkiye'nin önerdiği fakat dünyaya kabul ettiremediği güvenli bölge
modeli hayata geçirilir, oralarda Suriyelilere ev yapılır, iş verilirse belki o
zaman ülkemizden ayrılabilirler. Göçmenler kendilerine önerilen yere ancak
buradaki imkanlardan daha iyi imkanlara kavuşursa giderler.
Bugün
sorun olarak gördüğümüz mülteci sorunu, ileride daha büyük sorunlara gebe gibi
görünüyor. Halkın ekseriyetindeki Suriyelilere olumsuz bakış, ileride yerini
gerilim ve çatışmaya bırakabilir. En ufak bir kıvılcım tarafları sokağa
dökebilir. Bu durumda ne yapılabilir, bu sorun nasıl çözülür bilmiyorum. Allah
bu ülkenin yardımcısı olsun, mültecilerinde...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder