11 Mart 2020 Çarşamba

Sığınmacılar Politikamız

Gündem o kadar hızlı değişiyor ki baş döndüren türden. Değişmeyen tek gündemimiz, Suriye içinde yaptığımız operasyonlar, şimdilerde savaş ve şehit haberleri. Böyle devam ederse ne Suriye içinde yapacağımız operasyonların sonu kesilecek ne de buna paralel olarak gelen şehit haberlerinin sonu gelecek. Temennimiz askerimizin, burnunun kanamaması ve Rusya ile yapılan ateşkesin kalıcı olması. Bir diğer konuda da yine Suriye ile yakından ilgili olan Suriyeli sığınmacılar konusu. İçimizde yaşayan başka ülkelere ait sığınmacılar da var ama 4 milyona yakın Suriyeli sığınmacı -öbür sığınmacılara göre daha çok olduğundan olsa gerek- diğer sığınmacıların önüne geçiyor. Dolayısıyla sığınmacı dendi mi bu ülkede ilk akla gelen, Suriyeli göçmenlerdir.

Suriyeli sığınmacılar konusu sadece bugünün değil, Suriye iç savaşının çıktığı 2011’den beri bu ülkenin gündeminde. Şu anda gündemin ilk sırasına oturması, İdlip’te 36 askerimizin şehit olmasıyla birlikte sığınmacılarla ilgili politika değişikliğine gitmemiz sebebiyledir. Nihayet üst perdeden “Taahhütlerinizi yerine getirin yoksa kapıları açar, göçmenleri salarız” sözü pratiğe dönüştü ve sınır kapılarını açtık. İsteyen sığınmacı gidebilir, dedik.

Göçmen veya Suriyeli sığınmacılar konusunda ülke olarak doğru bir politika izledik mi? Bu soruya gönül rahatlığıyla maalesef evet diyemiyorum. 2016 yılında AB'nin güvenliği adına, Suriyeli göçmenlerin Türkiye'de tutulması ile ilgili AB ile bir anlaşma yapılmamalıydı. Suriye'den ülkemize sığınanlar başta Avrupa olmak üzere istediği ülkeye gidebilmeliydiler. Geldiğimiz noktada 2011 yılından itibaren ülkemize peyderpey gelen sığınmacılar, değişik illerimize dağılarak yerleştiler. 36 şehidin ardından "AB, anlaşmanın gereğini yerine getirmedi. Biz de kapıları açıyoruz, isteyen gidebilir" dedikten sonra Avrupa'ya gitmek için ülkemizden ayrılıp Yunanistan sınırına dayanan sığınmacıların çoğunluğu Afgan ve Pakistanlı. Beklenildiği gibi ülkeden Suriyeli sığınmacı çıkmadı. Çünkü Suriyelilerin çoğu ülkemizde iş buldu, çalışıyor. Çoğunun burada çocuğu dünyaya geldi. İnsanımızdan Suriyelilerle evlenenlerin sayısı da az değil. Buradaki Suriyeliler Avrupa'ya gitmek istese orada hayatlarına sıfırdan başlamaları gerekecek. Bu riski kaç kişi göze alır? Halen Yunanistan sınırında bekletilen sığınmacıların geri dönmesi de yüksek ihtimal. 

Hasılı içimizde yaşayan başta Suriyeliler olmak üzere sığınmacılar bu ülkede kalıcı. Çoğu bu ülkede kalmaya devam edeceği gibi bir taraftan da kaçak yollarla ülkemize göçmen gelmeye devam ediyor. Ülkemizden gitmeleri için Avrupa, göçmenleri ülkelerine kabul ederse veya Suriye'de Beşşar Esad dönemi sona erer, yerine gelen yönetim, Suriye'yi terk etmiş vatandaşlarına kapıyı açar, eski evlerine ve işlerine dönebilme garantisi verirse ülkemizden çoğunluğu gidebilir ya da Türkiye'nin önerdiği fakat dünyaya kabul ettiremediği güvenli bölge modeli hayata geçirilir, oralarda Suriyelilere ev yapılır, iş verilirse belki o zaman ülkemizden ayrılabilirler. Göçmenler kendilerine önerilen yere ancak buradaki imkanlardan daha iyi imkanlara kavuşursa giderler.

Bugün sorun olarak gördüğümüz mülteci sorunu, ileride daha büyük sorunlara gebe gibi görünüyor. Halkın ekseriyetindeki Suriyelilere olumsuz bakış, ileride yerini gerilim ve çatışmaya bırakabilir. En ufak bir kıvılcım tarafları sokağa dökebilir. Bu durumda ne yapılabilir, bu sorun nasıl çözülür bilmiyorum. Allah bu ülkenin yardımcısı olsun, mültecilerinde...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder