İnandığım değerler, insanlığın huzur ve mutluluğu için her devirde
ortaya çıkabilecek sorunlara çözüm getiren eskimez değerlerdir. Bunu böyle
bilir, böyle inanırım. Böyle de kalmak isterim. Bu inandığım değerlerde yalnız
değilim. Zira benden başka bu değerleri savunan çok sayıda insanımız var.
Son yıllarda, inandığım bu değerleri savunan çoğunluk ile bir
ayrışma yaşamaya başladım. Sanki aynı dili konuşmuyor, aynı değerleri
savunmuyor gibi hissetmeye başladım.
Aynı iklimden beslendiğim bu insanlar mı değişti yoksa ben mi?
Laytlaştım mı acaba? Bir değişim veya dönüşüm mü yaşıyorum?
Değerler mi değişti yoksa içi boş birer değerler mi imiş
savunduklarımız veya değerlerin içini mi dolduramadık ya da değerlerin içini mi
boşalttık? Az bir pahaya veya ikbal uğruna satışa mı çıkardık?
Bu değerlere tabi, çoğunluk mu değişti yoksa ben mi değiştim?
Değerler eskimez ve pörsümez bir şekilde yerinde durduğuna göre ya ben değiştim
ya da aynı değerleri savunan çoğunluk değişti.
İyi örnek olamayınca savunduğumuz değerler, sine de yük mü olmaya başladı
acaba?
Bu haletiruhiyenin oluşmasında, savunduğumuz değerleri savunan insanların
söz sahibi olması ve gücü elinde bulundurmasının bir etkisi olabilir mi? Acaba ne
umduk ne bulduk şeklinde ifade edebileceğimiz bir hayal kırıklığı mı yaşadığım?
Çoğunluk benim gibi görmediğine, benim gibi düşünmediğine, gidişattan
ve olup bitenden memnun olduğuna göre benim izan, feraset ve basiretimde bir sorun
olabilir mi? Aynı iklimden beslendiğim tipler bana ya acıyarak ya da düşman gibi
baktıklarına göre ben de bir sorun olmalı.
Tüm suçum; sorgulamak, eleştiri ve özeleştiri yapmak mı? Susmam gereken
yerde konuşmam mı acaba? İçime sinmeyen şeyleri dile getirmezsem, hoşnut gibi davransam,
bu yaptığımın imani noktada yeri nedir acaba? Bir nifak durumunu yaşamaz mıyım?
Hani biz her şeye en yakınımızdan ve çevremizden başlamamız gerekmiyor muydu? İbrahim
peygamber gibi kafama takılan, içimi mutmain etmeyen bir hususta bu niçin böyle
demede ne sakınca olabilir? İbrahim as. böyle sorunca, ey İbrahim, haddini bil,
nankörlük yapma. Seni ben peygamber yaptım. Ben layüselim. Kalbinin tatmin olmaması
da ne demek? Ben ne diyorsam odur mu dedi Allah. Bildiğim kadarıyla bir örnekle
peygamberinin kalbini mutmain etti. Babası için yaptığı tövbenin dışında bu peygamber
benim için rol model ise benim yaptığım da içime sinmeyenleri dile getirmekten ibaret
olduğuna göre burada sorun nerede?
Tüm bu sorgulamaları sadece ben mi yapıyorum ya da herkes sorguluyor
da sesini mi çıkarmıyor veya içine mi atıyor? O zaman alemin delisi ben miyim?
Hasılı gördüğünüz gibi iflah olmaz bir durumdayım. Ümit ederim ki ben yanlış yolda olurum ve layık görülen muameleyi ben hak ettim derim.
Yorumlar
Yorum Gönder