25 Ocak 2020 Cumartesi

Şimdi Yaraları Sarma Zamanı

Cuma akşamı Türkiye, şiddeti birçok ilden hissedilen Elazığ-Sivrice merkezli 6.8 şiddetinde bir depreme maruz kaldı. Yapılan ilk açıklamalara göre Elazığ ve Malatya’da vefat edenlerin sayısı 35 olarak açıklandı. Hastanelere intikal eden yaralı sayısı 1607, enkaz altından sağ çıkarılan sayısı ise 45 olduğu bildirildi. Depremin ikinci (Pazar) günü öğle saatlerine kadar enkaz altında kalanları kurtarma çalışmaları devam etti. Bundan sonra yıkılan binaların enkazını taşıma işine ağırlık verilecek.

Devlet, tüm kurum ve kuruluşlarıyla deprem bölgesine ilk saatlerde seferber oldu. Temennimiz odur ki ölü sayısında bir artış olmaz. Bu yıkıcı depremin ardından tesiri büyük başka deprem olmaz. Kışın etkisini fazlasıyla hissettirdiği bugünlerde evine giremeyen, evi yıkılan insanlarımıza büyük geçmiş olsun derken onlara sabırlar diliyorum. Yaralılara acil şifalar, vefat edenlere Allah'tan rahmet diliyorum. Allah yardımcıları olsun. Bu kışta imtihanları daha büyük olacak. Allah, üstesinden kalkamayacakları yük vermesin. Bölgenin acısı milletçe bizim acımızdır ve acımız büyüktür. 

Büyük depremin verdiği zayiatı, ilerleyen gün ve saatlerde daha net öğrenmiş olacağız. Bu doğal afette bizi teselli eden, devlet ve STK'ların dimdik ayakta olmasıdır. Türkiye'nin her bir köşesinden bölgenin imdadına koşulmuş ve yardımlar ulaştırılmıştır. TV'lerimiz, vatandaşı an be an doğru bir şekilde bilgilendirmiştir. Devletiyle, milletiyle yaralar sarılıyor. İnşallah milletimizin birlik, beraberliği ve dayanışmasıyla bu yıkıcı afeti de atlatacağız. Depremin insanımızı uykuda yakalamaması ölü sayısının artmasının önüne geçtiğini düşünüyorum.

Etkisi 7 kuvvetinde hissedilen 6.8 şiddetindeki depremin sıcaklığını iliklerimize kadar hissettiğimiz bu zaman aralığında, belki zamanı değil ama bizden bir parça olan depremlerimiz üzerine birkaç kelam etmek istiyorum. Bizden bir parça dedim. Çünkü ülkemiz bir deprem bölgesi. Az bedel ödemedik bugüne kadar. Nice insanımızı enkazların altında kaybettik. Bu kadar bedel ödememize rağmen enkaza dönen koca koca binaları görünce çok ibret ve tedbir almadığımız görülüyor. 1999 Marmara depreminden bu yana 20 yıl geçmiş olmasına rağmen hala musibetlerden ders çıkarmadığımız anlaşılıyor. 99 depreminden sonra yeni yapılan binaların depreme dayanıklı olması için gerekli mevzuat çıkarıldı. Yeni binalar buna göre yapıldı ama 99 öncesi yapılan binalar, her depremde yeni canlar almaya devam ediyor.

Deprem sadece bizim ülkemizde değil, başka ülkelerde de oluyor. Çünkü bizim gibi birçok ülke de deprem ülkesi ama o ülkelerde -özellikle İslam dünyası dışındaki ülkelerde- daha şiddetli depremler olmasına rağmen onlarda kimse ölmüyor. Çünkü binaları yıkılmıyor. Haliyle ölen de olmuyor. Deprem öldürmez, binalar öldürür sözünü bir kez daha yaşayarak öğrenmiş olduk.

Kıyametin küçük bir provası olan büyük ve yıkıcı depremlerden Allah milletimizi korusun. Şimdi yaralarımızı sarma zamanı. Hepimize geçmiş olsun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder