Pazar günü görevli olduğum sınavdan çıktım, otobüs durağına
geçtim, otobüsüm gelmesini bekliyorum. Hava buz gibi. Eksiye yakın bir hava
var. Üzerimde kışlık kazak, üstünde ceket, onun da üstünde montum, pantolonumun
altında kışlık pijamam var. Boynumu dahi kapattım. Sadece başım açık. Buna
rağmen üşüyorum. Çünkü üşüten bir hava var.
Az sonra durağa bir kız çocuğu geldi. Kışa uyumlu bir
şekilde üzerinde mont, ayakkabı olarak da çizme giymiş. Duraktaki banka oturdu.
Otururken üşümenin de ötesinde tir tir titriyor. Üst ve ayakları mevsime ve
hava şartlarına uyumlu bu kızımız, dar bir pantolon giymiş altına. Belli ki
pantolonun altında giydiği bir kışlığı yok. Çünkü giydiği pantolonun diz
kapakları, avuç içinden daha büyük bir şekilde açık. Moda gereği malum yırtık.
Üşümeyip de ne yapsın. Kalktı oturdu, gözü hep otobüste idi. Bir an evvel otobüse
binse de otobüsün kliması ve kalabalığın nefesiyle biraz ısınsa...
Ben ise tüm bu olup bitenleri izledim. Ne de olsa az önce
sınavdan çıkmıştım. Sınavda görevim gözetmenlikti. Sınav bitiminde de
gözetmenliğim bu şekil devam etti.
Üşüyeceğini bile bile bir insan tüm soğuk ve ayazı içine
alacak şekilde diz kapağı açık bir pantolonu niçin, nasıl, neden giyer? Ne
üşümeden vazgeçiyor ne de modadan. İnsan moda diye kendisine bu kadar eziyet
eder mi? Üşüyüp tir tir titrese de, uğruna hastalansa da değiyor anlaşılan.
Çünkü moda giydiği ne de olsa.
Yazın çokça gördüğümüz yırtık pantolon modasına alışamadım.
Ama mevsim yaz olsa kızımız emsallerine uydu, böyle giyindi diyeceğim. Bana
garip gelse de yırtık yerden rüzgar girer, harareti söndürür. Fakat mevsim kış.
Tepeden tırnağa giyinik olduğumuz halde üzerimizdeki giyim kuşam üşütürken,
bundan dolayı dışarıya çıkmaya üşenirken kızımız bana bir şey olmaz, ben
giyerim dercesine çıkmış dışarıya. Ondan sonra da tir tir titriyor. Üzüldüm
zavallının durumuna ama acımadım. Çünkü böylesi bir durumu isteyen kendisi.
Kendi düşen ağlamaz.
Otobüse bindikten sonra ben bu konuyu yazmaya başladım.
Yanıma oturan gençten biri "Ağabey! Bunlar böyle giyinerek üşümüyorlar
mı" deyince başımı kaldırıp gence baktım. Kızı gösterdi. Gencin gösterdiği
kıza baktım. Karşımızda ters istikamet oturan kızımız benim durakta gördüğüm
kızdan başkası değildi. Benden sonra o da binmiş meğer. Gence, üşümez mi? Az
önce durakta gördüm bu kızı. Tir tir titriyordu üstelik. Bak onu yazıyorum ben
de dedim. Genç, konuşmak istiyormuş gayri. "Üşüyorsa neden böyle giyiniyor
o zaman?" dedi. Gidip kendilerine sormak lazım. Ama başına ne gelir
bilemem, dedim. Müsaade isteyip indim otobüsten.
* 11/12/2019 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
* 11/12/2019 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder