*Birlikte iş tutacağınız, yola çıkacağınız kimseleri iyi
seçmelisiniz.
*Bu kimselerle yol arkadaşlığınız pazara kadar değil,
mezara kadar sürsün. Öküz ölünce ortaklığınız bozulmasın.
*Bu mümkün değil, bir müddet sonra yollarınız ayrılacaksa
sen yoluna, ben yoluma deyip yollarınızı ayıracak, farklı kulvarlarda yolunuza
devam edeceksiniz. Gerekirse birbirinize rakip de olabilirsiniz.
*Rekabetinizi fazilet ve erdemlilik üzerine kurun. Rekabetiniz
esnasında "Birbirimize rakipliğimiz ayrı, dostluğumuz ve eski hukukumuz
ayrı. Biz birbirimize rakibiz, asla düşman değiliz. Geçmiş hukukumuza halel
getirmeyiz," deyin.
*Geçmiş birlikteliğin ardından yollarınızı ayırdıktan sonra
birbirinize kırgın da olsanız asla aleyhinde konuşmayın. Birileri sizin
yanınızda yer alıp eski dostlarınıza vurmaya kalkar ve size övücü sözler eder
ve eski arkadaşlarınızı kötülemeye kalkarsa "Siz kim oluyorsunuz da benim
eski dostlarıma laf ediyorsunuz. Lütfen, yerinizi ve haddinizi bilin. Bir daha
da benim dostlarımı ağzınıza alırken besmele çekin" diyerek lafı
ağızlarına tıkayın. Ki olması gereken de budur.
*Rekabetiniz esnasında birbirinize çelme takmayın. Belden
aşağı vurmayın. Hele eski defterleri karıştırmayın. Ki eski defterlerde yazılı
olanlar sizin birlikte iken ortaya koyduğunuz eserlerdir. Rakibimi zor durumda
bırakacağım diyerek eski defterleri açarsanız, o defterlerin tozlu sayfalarında
kaybolur gider, gücünüze de kaybedersiniz. Üstelik izlediğiniz bu yol ve yöntem,
sizi de töhmet altında bırakır. Çünkü bir ve beraber iken birbirinize
verdiğiniz sorumluluk ve yetki ile yaptınız bunu. Asıl olan, bir tasarruf
yanlış ise bir ve beraber iken engellemek ve karşı çıkmaktır. Eğer o gün
elinizde yetki var iken sesinizi çıkarmamış iseniz bugün konuşmanızın bir
anlamı yok. Adama "Ne iş! Dün neredeydin? Geçti Bor'un pazarı! Sür
eşeğini Niğde'ye." derler. Dün içinize sinmediği halde "Bu yaptığınız
içimize sinmedi" dememiş ve ortaklık bittikten sonra sesinizi çıkarıyor,
eski dostlarınızı yerden yere vuruyor ve ahlak abidesi kesiliyor, eski
arkadaşlarınızı dürüst olmamakla suçlarsanız bunun ne rekabette ne dostlukta ne
dinde ne de ahlakta yeri vardır. Bu durumda adama "Madem dürüst
değillerdi, onca yıl niçin beraber yol yürüdünüz? Siz insan sarrafı değil
misiniz?" demezler mi?
Bugüne kadar bir tarafım oldu ama asla tarafgir olmadım.
Kendi bildiğim doğruları söylemeye çalıştım. Yine söylüyorum. Bu gittiğiniz
yol, yol değildir. Böyle gitmeye devam ederseniz sözünü ettiğiniz lafların
altında kalır, birbirinizi bitirirsiniz. Sizinle beraber savunduğunuz değerler
de alta iner. Bir daha da ne siz ne de savunduğunuz değerler zirve yapar. Yol
yakınken "Kim Allah'a ve ahiret gününe inanıyorsa ya hayır konuşsun ya da
sussun." Zira hayır konuşmuyorsunuz. Şunu unutmayın ki gittiğiniz yolun
düzgün ve yaptıklarınızın doğru olduğundan emin iseniz önünüze rakip olarak kim
çıkarsa çıksın, sizi kim tökezletmeye çalışırsa çalışsın, şayet doğru yolda
iseniz size kimse engel olamaz. Başkasının sapıklığı size zarar veremez. Yeter
ki erdemli hareket edin, ideallerinize ulaşmak için prensipleriniz olsun.
Birbirinizle uğraşmayın. Birbirinizi iterek çekerek sadece kendinize zarar
verir, sizi sevenleri de üzersiniz.
***10/12/2019 tarihinde Barbaros Ulu adıyla Pusula haber gazetesinde yayımlanmıştır.
***10/12/2019 tarihinde Barbaros Ulu adıyla Pusula haber gazetesinde yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder