Ana içeriğe atla

PISA Sonuçları Yüreğimize Su Serpti ***

Açılımı “Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı” olan PISA, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) tarafından üçer yıllık dönemler hâlinde, 15 yaş grubundaki öğrencilerin kazanmış oldukları bilgi ve becerileri değerlendiren bir araştırmadır. Amacı, öğrencilerin okulda öğrendikleri bilgi ve becerileri günlük yaşamda kullanma becerisini ölçmektir. Ayrıca gençlerimizi daha iyi tanımak; onların öğrenme isteklerini, derslerdeki performanslarını ve öğrenme ortamları ile ilgili tercihlerini daha açık bir biçimde ortaya koymaktır.

PISA’da zorunlu eğitimin sonunda örgün eğitime devam eden 15 yaş grubundaki öğrencilerin; Matematik okuryazarlığı, Fen Bilimleri okuryazarlığı ve Okuma Becerileri konu alanlarının dışında, öğrencilerin motivasyonları, kendileri hakkındaki görüşleri, öğrenme biçimleri, okul ortamları ve aileleri ile ilgili veriler toplanmaktadır. (pisa.meb.gov.tr)

Üç yılda bir yapılan ve Türkiye’nin ilk defa 2003 yılında katıldığı 2018 PISA sonuçları açıklandı. 2015 PISA sonuçları ile 2018 sonuçlarına bir göz atalım: Türkiye'nin okuma becerileri alanında 2015 yılında;
*428 olan ortalama puanı, 2018 yılında 38 puanlık artışla 466'ya,
*420 olan ortalama matematik puanı 34 puanlık artışla 454'e,
*425 olan ortalama fen puanı 43 puanlık artışla 468'e yükseldi.
Üç alanda da puanların 2015 yılına göre yükseldiği, en büyük iyileşmenin de fen okuryazarlığında elde edildiği görülmektedir.

79 ülkenin katıldığı PISA sonuçlarına sıralama bazında bakarsak;
* Okuma becerilerinde 50'nci sırada iken 40.
* Matematik okuryazarlığında 50'nci sırada iken 42.
* Fen okuryazarlığında 54'üncü sırada iken 39. sıraya yükseldi.

Bir istatistik daha verelim. SETA’nın (Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı) 2018 PISA sonuçlarına dair hazırladığı analize göre “Matematik haricinde fen ve okuma alanlarında kız öğrencilerin performansı, erkek öğrencilere göre daha yüksek” olduğu ortaya çıkmıştır. Bu istatistik de beni yanıltmadı. Kız çocukları biz geliyoruz diyor. Bunu da merkezi sınavlardaki başarılarından ve kamuda görev alan kadın sayısından anlayabiliriz. Eskiden kamuda görev yapan erkek nüfus kadınlara göre daha fazla iken bu oran kadınların lehine hızlı bir şekilde değişmektedir.

2018 PISA sonuçları istediğimiz gibi mi? Değil elbet. Daha iyi olamaz mıydı? Olurdu elbet. Ama 2015 PISA sonuçlarına göre 2018 PISA sonuçları yüreğimize su serpti desek yanlış olmaz. Çünkü 2015 PISA sonuçlarına göre Türkiye puanını artırdı. (2015 sonuçlarının gerisine de düşebilirdik.) Artırdığımız puan istediğimiz gibi olmasa da geleceğimiz adına ümit vericidir.

2018 PISA araştırmalarına katılan ve 2015 değerlendirmesine göre çıtayı yükselten öğrencilerimizi tebrik ediyorum. Bir üç yıl sonra yani 2021 yılında yapılacak olan yeni bir değerlendirmede yeni 15 yaş grubu öğrencilerimizin 2018 PISA sonuçlarını daha yukarılara taşıyacaklarına yürekten inanıyorum. Yeter ki biz bu çocuklarımıza güvenelim. Çünkü güven, başarıyı tetikleyen öğelerin başında gelir.

***07/12/2019 tarihinde Barbaros Ulu adıyla Pusula haber gazetesinde yayımlanmıştır.




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hutbelerde Okunan "Fîmâ kâl ev kemâ kâl" Kısmı

Cuma ve bayram namazlarına gidenlerimiz bilir. Hatip hutbeye çıkınca arada Türkçe hutbe olmak üzere başta ve sonda Arapça hutbe irat eder. Hatip ilk yani giriş kısmında içinde Allah'a hamd, peygamberimiz salavat ve kelimeyi şehadet getirir. Ardından "Ey Allah'ın kulları! Allah'tan korkun ve ona itaat edin. Şüphesiz Allah müttekiler ve işini iyi yapanları sever" der Arapça olarak. Sonra okunacak Türkçe kısma/metne temel olmak üzere Kur'an'dan ilgili bir ayet okur. Ayeti "Allah doğru söylemiştir" demek suretiyle tastikler. Akabinde bir hadis okur. Hadisi de "Rasulullah doğru söylemiştir" diyerek bitirir. Buraya kadar sorun yok. Esas sorun buradan sonra başlıyor. Sen sanırsın ki bundan sonra imam, Türkçe metni okumaya geçecek. Bizim imam, "Ve netaka habîbullâh, fîmâ kâl ev kemâ kâl" okumaya devam ediyor. Yani Allah'ın sevgili kulu bu konuda şöyle veya şunun gibi demiştir." diyor. Böyle okuyan birinden aynı konuda

Kıvrak Eğitim

— -Oğlum, niye erken geldin okuldan? — Bugün kıvrak eğitim yaptık. - — Ö ğretmenler hızlı hızlı mı ders işlediler? — Hayır, baba. Kıvrak o değil. Bir günde işlenecek dersin yarısını işlemek demektir. — Niye yarısını işliyorsunuz ki? Önemli bir durum mu var? — Öğretmenler toplantısı varmış. — Niye şimdi toplanıyorlar ki? — Çalışma  programında bugünmüş. — Oğlum daha iki gün oldu okul açılalı. Başlamışken biraz devam edilseydi de daha sonra yapsalardı, bu dediğin kıvrak eğitimi. Herkes mi böyle yapacak bugün? — Hayır, sadece ikili öğretim yapan okullar. Ama iyi oldu. Yedi saat ders işleyecektik, böylece üç ders işlendi. — -Bu toplantıyı başka zaman yapsalar olmaz mıydı? Mesela siz 15 tatili yaparken öğretmenler o yaptığı şeyi yapsalardı olmaz mıydı? — Baba, tatil o zaman. Tatilde toplantı yapılır mı? — İyi de yavrum! Size tatil. Öğretmenlere değil ki. Haydi, öğretmenler de sizin gibi yoruldular diyelim. Bir hafta tatil yapsınlar, ikinci hafta siz tatile devam eder

Kırgınlık ve dargınlık

Türkçemiz zengin dillerdendir. Bakmayın siz iki-üç yüz kelimeyle konuştuğumuza. Okuyup kelime hazinemizi geliştirmediğimizden işin kolayına kaçıyoruz. Tembelliğimizin cezasını güzel Türkçemiz çekiyor vesselam. İnce ve derin kelimelerimizin sayısı hiç az değildir. Kırgınlık ve dargınlık bunlardan biridir. Aralarında nüanslar vardır. Arasındaki farkı görmek için sözlüğe bakma ihtiyacı da hissetmeyiz. Çoğu zaman birbirinin yerine kullanırız. Siyak ve sibaktan anlarız neyi kastettiğini. Kırgın, "Bir kimseye gücenmiş, gönlü kırılmış olan" demektir. Dargın ise, "Darılmış olan, küskün" demektir. Gördüğümüz gibi iki kelime farklı anlamlara gelmektedir. Kırgınlıkta dargınlığın aksine küsme yoktur, incinme vardır. İnsan kime kırgın olur? Sevdiğine. Kırgın gibi olduğuna, geri durduğuna, mesafeli olduğuna bakmayın siz. Gözü her yerde o dostunu arar. Başına bir şey geldi mi hemen imdadına koşar. Çünkü bunlar ölümüne dosttur. Dargınlıkta ise küslük vardır. Herhangi bir yerde