Her
toplumda etik ve ahlak ilkesi olan saygı anlayışı vardır. Fakat her toplumun
saygı anlayışları farklı farklıdır. Türk milletinin saygı anlayışına gelince
yörelere göre farklılık gösterse de şu şekil saygı örneklerine rastlayabiliriz.
*Büyükler
ile karşılaşıldığında ve ziyaret edildiğinde mutlaka önünde eğilir ve iki elin
ile elini öpersin. Sen öpmesen de çoğu büyük; al öp, görgüsüzlük yapma
dercesine elini sana doğru uzatır. Öpmeyip tokalaşmaya kalkarsan saygısız
addedilirsin. Elin mahkum, öpeceksin. Zira adet böyle.
*Yanında
büyük varken ayağını uzatamazsın, bacağı bacak üstüne atamazsın.
*Hiç
içmemek lazım ama büyüklerin yanında sigara içemezsin. Sigara içiyor musun
denince "Zinhar içmem" diyeceksin. Tanıdığın bir büyükle
karşılaşınca ya avucunun içine saklayacaksın ya yolunu değiştireceksin ya da
görünce sigarayı heder etme uğruna yere atacaksın. Büyüklerle bir arada
otururken onlar içecek, sen ağzına almayacaksın. İlla içeceksen tuvalete girip
orada zıkkımlanacaksın.
*Sofrada
büyük başlamadan yemeğe elini uzatmayacaksın.
*Su
ikram edilecekse büyük istemese de önce büyüğe tutacaksın.
*Servis
yaparken safları yararak büyüğün yanına gelip önce ona ikram edeceksin.
*Eşinin
annesine anne, babasına da baba diyeceksin. Eşin akrabalarına ne şekilde hitap
ediyorsa sen de öyle hitap edeceksin. Dayısı dayın, amcası amcan, dedesi deden
vs. olacak.
*Tüm
yörelerimizde olmasa da bazı yörelerimizde gelin kayınpeder ile konuşmaz.
*Küçük
yerleşim yerlerinde erkek gelirken kadın erkeğin önünü kesmez, geçmesini bekler
dururdu. (Şimdilerde kalmadı. İyi ki kalmadı)
*Baba
ve dedenin yanında baba, çocuğunu kucağına alamaz, onu sevemez, onu öpemez, ona
ismiyle hitap edemez, oğlum/kızım diyemezdi. (Şimdilerde kalmadı. İyi ki
kalmadı)
*Bakanlık
müfettişleri kurumunu ziyarete geldiğinde hocam diyemezsin, ismine bey diyerek
hitap edemezsin, sayın başmüfettişim diyemezsin. Ancak beyefendi diyeceksin.
*Öğrenci,
öğretmeni ile karşılaştığında yolunu değiştirir, kaçardı. Kaçma imkanı yok ise
eli cebinde ise çıkarır, ceketini ilikler ve selamlardı. Ceketinin düğmesi
yoksa ilikliyormuş gibi yapardı. (Şimdi öğretmen öğrencisini görünce yol
değiştiriyor. Zaten ceket giyen de kalmadı)
*Veli
çocuğunu öğretmene teslim ederken eti senin, kemiği benim derdi. Kemiğini ne
yapacaksa... Şimdi veliler çok cimrileşti. Zırnık et koklatmıyor.
*Toplu
taşıma araçlarında seyahat ederken bir büyüğün veya kadın binerse kalkıp yer
vereceksin. Vermek istemiyorsan uyur gibi yapacaksın ya da pencereden dışarıyı
seyredeceksin. (Şimdilerde bu saygı kuralına uyan az sayıda kişi kaldı.
Çoğunluk büyük veya kadının gözünün içine baka baka oturarak gidiyor. Bizde
nesil değişti. Saygı kalmadı diye homurdanır gider olduk.)
Aklıma
gelen saygı anlayışlarımız bu şekil. Bizde saygı kabul edilen bu âdetlerin çoğu
başka ülkelerde saygı kabul edilmez.
Çoğu
saygı anlayışımız abartı olmakla birlikte birçoğu kalkmaya doğru gidiyor. Saygı
anlayışlarımızın çoğunun kalkmaya yüz tutması, zorumuza gitse de içimize
sinmese de yavaş yavaş yeni duruma alışacağız, alışmak zorundayız.
*14/12/2019 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
*14/12/2019 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder