Ana içeriğe atla

Gelin Şu Sorulara Birlikte Cevap Arayalım *


Bugün sorularla bir sorgulama yapmak istiyorum.
*Mükemmel bir dine inanmamıza rağmen İslam dünyası her yönüyle dünyanın niçin gerisindedir?
*Tüm savaşlar niçin İslam dünyasının topraklarında olur veya yapılır?
*Terör eylemleri, canlı bombalar niçin İslam topraklarında olur? Teröristler ve terör örgütleri niçin Müslümanlar arasından çıkar? Müslümanlar niçin birbirlerini boğazlarlar?
*Batı, İslam dünyasını niçin sevmez?
*Başımıza ne gelirse niçin İsrail, ABD ve Batı'yı suçlarız? Bunda bizim hiç payımız yok mu?
*İslam dünyası niçin üretmiyor, hep tüketiyor?
*Son yüzyıllarda ürettiğimiz, patenti bize ait olan, dünyaya pazarladığımız bir ürünümüz var mı?
*İslam dünyası dünyaya ne kadar katma değer verebiliyor?
*Dünyanın herhangi bir ülkesinde İslam dünyasında olduğu kadar bir kutuplaşma var mı?
*İslam dünyasının çoğunda niçin demokrasi yok? Niçin yönetimleri krallıktır?
*İslam dünyası Batı, ABD ve Rusya gibi ülkelerin elinde niçin birer piyondur?
*İslam dünyasındaki kural tanımazlık dünyanın kaç ülkede var?
*Ahlaki yozlaşmanın her türü İslam dünyasında niçin daha fazla?
*İslam dünyası, dünyaya karşı önemli konularda niçin bir ve beraber değildir? Niçin birbirlerinin kuyusunu kazmaya çalışırlar? Niçin düşmanla iş tutarlar?
*Geri kalmışlığı, kokuşmuşluğu dert edinen kaç Müslüman ülke vardır?
*Eleştiri kültürü ve hoşgörü ortamı bu topraklarda niçin yoktur?
*İslam dünyasının durumuna ve yaşantısına bakarak kaç kişi Müslüman olmuştur?
*Bizim bizden başka düşmanımız var mı? Başka düşmana ihtiyacımız var mı?
*Dünyada İslam dünyasının niçin bir ağırlığı ve değeri yok?
*İslam dünyasından bilime hizmet eden kaç bilim adamı çıkmıştır?
*İlk beş yüze giren kaç üniversitesi vardır?
*İsraf, adam kayırmacılık başka ülkelerde bizdeki kadar var mı?
*Mezhep, cemaat kavgaları bizdeki kadar başka ülkelerde var mı?
*İşimizi düzgün yapma konusunda dünya sıralamasında kaçıncı geliriz?
*İslam dünyasında dilenenler kadar başka ülkelerde dilenen insan var mıdır?
*Dünyada bizim kadar konuşan ama icraatı olmayan başka ülke insanı var mıdır?
*Dünyanın hangi ülkesinde bizdeki kadar kahvehane ve çay ocağı kültürü yaygındır?
*İnsan hakları, adalet, ehliyet ve liyakat gibi konularda ilk elliye giren İslam ülkesi var mıdır?
*Dünyada itibarımız olmamasına rağmen kendimizi devamlı övmekten ne anlarız? Bunun bize ne faydası vardır?
*Başka ülkelerin pazarı ve sömürgesi olmaktan memnun olmayan kaç İslam ülkesi var?
*Niçin kanan, kandırılan ve başkasının dümen suyuna giren insanlar hep İslam dünyasından çıkar?
*İslam dünyası kadar rahatına düşkün başka ülke var mı?

Soruları uzatabiliriz. Sizlerin de soracağı sorular vardır. Bu kadar yeterli sanırım. Niyetim İslam dünyasının bir fotoğrafını çekmektir, başka ülke ve kültürleri şirin göstermek değil. Hepimizin bildiği bu fotoğrafı hiç savunmaya geçmeden, hiç gerekçe üretmeden, bir mazeretin arkasına sığınmadan cevaplamaya çalışalım. Bir öz eleştiri yapalım. Bakalım ne çıkacak? Benim bu konuda söyleyeceğim tek şey, inandığı değerlere uygun yaşamayanları Allah’ın bu şekil rezil ve rüsva ettiğidir.

21/12/2019 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hutbelerde Okunan "Fîmâ kâl ev kemâ kâl" Kısmı

Cuma ve bayram namazlarına gidenlerimiz bilir. Hatip hutbeye çıkınca arada Türkçe hutbe olmak üzere başta ve sonda Arapça hutbe irat eder. Hatip ilk yani giriş kısmında içinde Allah'a hamd, peygamberimiz salavat ve kelimeyi şehadet getirir. Ardından "Ey Allah'ın kulları! Allah'tan korkun ve ona itaat edin. Şüphesiz Allah müttekiler ve işini iyi yapanları sever" der Arapça olarak. Sonra okunacak Türkçe kısma/metne temel olmak üzere Kur'an'dan ilgili bir ayet okur. Ayeti "Allah doğru söylemiştir" demek suretiyle tastikler. Akabinde bir hadis okur. Hadisi de "Rasulullah doğru söylemiştir" diyerek bitirir. Buraya kadar sorun yok. Esas sorun buradan sonra başlıyor. Sen sanırsın ki bundan sonra imam, Türkçe metni okumaya geçecek. Bizim imam, "Ve netaka habîbullâh, fîmâ kâl ev kemâ kâl" okumaya devam ediyor. Yani Allah'ın sevgili kulu bu konuda şöyle veya şunun gibi demiştir." diyor. Böyle okuyan birinden aynı konuda

Kıvrak Eğitim

— -Oğlum, niye erken geldin okuldan? — Bugün kıvrak eğitim yaptık. - — Ö ğretmenler hızlı hızlı mı ders işlediler? — Hayır, baba. Kıvrak o değil. Bir günde işlenecek dersin yarısını işlemek demektir. — Niye yarısını işliyorsunuz ki? Önemli bir durum mu var? — Öğretmenler toplantısı varmış. — Niye şimdi toplanıyorlar ki? — Çalışma  programında bugünmüş. — Oğlum daha iki gün oldu okul açılalı. Başlamışken biraz devam edilseydi de daha sonra yapsalardı, bu dediğin kıvrak eğitimi. Herkes mi böyle yapacak bugün? — Hayır, sadece ikili öğretim yapan okullar. Ama iyi oldu. Yedi saat ders işleyecektik, böylece üç ders işlendi. — -Bu toplantıyı başka zaman yapsalar olmaz mıydı? Mesela siz 15 tatili yaparken öğretmenler o yaptığı şeyi yapsalardı olmaz mıydı? — Baba, tatil o zaman. Tatilde toplantı yapılır mı? — İyi de yavrum! Size tatil. Öğretmenlere değil ki. Haydi, öğretmenler de sizin gibi yoruldular diyelim. Bir hafta tatil yapsınlar, ikinci hafta siz tatile devam eder

Kırgınlık ve dargınlık

Türkçemiz zengin dillerdendir. Bakmayın siz iki-üç yüz kelimeyle konuştuğumuza. Okuyup kelime hazinemizi geliştirmediğimizden işin kolayına kaçıyoruz. Tembelliğimizin cezasını güzel Türkçemiz çekiyor vesselam. İnce ve derin kelimelerimizin sayısı hiç az değildir. Kırgınlık ve dargınlık bunlardan biridir. Aralarında nüanslar vardır. Arasındaki farkı görmek için sözlüğe bakma ihtiyacı da hissetmeyiz. Çoğu zaman birbirinin yerine kullanırız. Siyak ve sibaktan anlarız neyi kastettiğini. Kırgın, "Bir kimseye gücenmiş, gönlü kırılmış olan" demektir. Dargın ise, "Darılmış olan, küskün" demektir. Gördüğümüz gibi iki kelime farklı anlamlara gelmektedir. Kırgınlıkta dargınlığın aksine küsme yoktur, incinme vardır. İnsan kime kırgın olur? Sevdiğine. Kırgın gibi olduğuna, geri durduğuna, mesafeli olduğuna bakmayın siz. Gözü her yerde o dostunu arar. Başına bir şey geldi mi hemen imdadına koşar. Çünkü bunlar ölümüne dosttur. Dargınlıkta ise küslük vardır. Herhangi bir yerde