Genelde
hep olumsuz şeyleri görür, bir durum tespiti yapar, eleştirir, onlara dair
çözüm önerileri sunarım. Yazdığımız çoğu şeyler içimizi karartır. Bugün niyetim
olumsuz şeyler yazmak değil. Gördüğüm güzel bir hareketi aktarmaya çalışacağım
size.
Bir
mazeretim olmaz ise cumartesi günleri öğleden sonra rutin çarşıya çıkarım.
Kayalı
Park’a vardığımda birinin “Çorba-ekmek ikram edeyim” diye seslendiğini duydum.
Kafamı kaldırıp baktığımda ikram edilen çorba ve ekmeği alıp banklara oturarak
çorbasını içenleri gördüm. Çorba ikram
eden, gelip geçene sesini duyurmaya, bir an evvel ikramını yapmaya çalışıyordu.
Önce geçip gittim. Sonra geri gelerek çorba aracını inceledim.
Daha
önce görmediğim bir amca Kayalı Park'a postu atmış. Güneş olsa da üşüten bir
havada gelen geçene ücretsiz çorba ve ekmek ikramı yapıyor. Kendinde
dolmuşunun içine bir düzenek kurmuş.
Kimdir,
necidir; arkasında bir vakıf veya dernek var mı diye aracının sağına soluna
baktım. Tek başına kendi için çalışan, reklam kokmayan ve reklamını yapmayan bir
olan Allah'ın bir kulundan başkası değildi.
Bakındığımı
görünce "Çorba vereyim mi" dedi. Hayır. Allah razı olsun. Buranın
fotoğrafını çeksem olur mu dedim. Olur demedi. Ama olmaz da demedi. Dediyse de
ben duymadım. Çektiğimden pek hoşnut olmayıp başını sağa çevirse de "Sükût
ikrardandır" deyip üç kare fotoğrafını çektim.
Allah
rızası için yaptığı bu hizmeti, sürekli yapıyor olmalı ki aracının iki camına “Yiyin,
için. Allah razı olsun deyin, yeter” yazısını bile yazdırmış. Demek ki çorba-ekmek
ikramını bir ihtiyaç görmüş. Bu talihli niye ben olmayayım demiş. Belki de
geçmişte yokluğunu çekti, Kayalı Park'ta gezinirken bir param olsa da bir tas
çorba içsem özlemini duydu. Bugün elinde imkan var veya imkan oluşturmuş olmalı
ki kendisi gibi çorba özlemi duyanlara hizmet ediyor, hem de Allah rızası için.
İhtiyaç sahiplerinin ihtiyacını çam sakızı, çoban armağanı misali gidermeye
çalışan bu amca, hepimizden daha kazançlı. Rabbinin gönlünü kazanmak için
geleceğine/ahiretine yatırım yapıyor. Allah razı olsun kendisinden ebeden.
Birkaç
saat sonra aynı yerden geriye dönerken çorba dağıtan amca yoktu. Sanırım
ikramlığını bitirdi ve ayrıldı oradan. Etraf da tertemizdi. Sanırım, işini
bitirdikten sonra sağa-sola atılan çöp varsa mıntıka temizliğini de yapıp
ayrılıyor oradan. Daha önce çarşıya çıktığımda görmediğim bu amca öyle
zannediyorum, Konya’nın değişik yerlerini mesken edinmiş. Nerede bir kalabalık
var, oraya gidiyor ve gelip geçene çorba-ekmek ikramını yapıyor. Sosyal medyada
paylaştığım bu olaya yorum yazan bir arkadaşın “Ben bu amcayı hastanelerin
orada da gördüm, orada da çorba dağıtıyordu” demesinden bu amca, kendisine bu
işi kendisine meslek edinmiş. Karnını doyurduğu insanlardan tek istediği de “Bir
‘Allah razı olsun’ deyin, yeter.’ sözüdür.
Ne
diyelim, Allah soğuk, sıcak demeden insanların karnını meccanen doyurmayı
vazife edinen bu tip amcalardan razı olsun, sayılarını çoğaltsın.
Geçmişte
ihtiyaç hissedip ama imkansızlıktan dolayı yerine getiremediğimiz bir şeyi,
imkana kavuştuktan sonra bugün gidermeye kalksak öyle zannediyorum, çevremizde
ne aç kalır ne de susuz. Allah hepimize duyarlı olmayı nasip etsin.
***05/11/2019 tarihinde Pusula Haber gazetesinde Barbaros ULU adıyla yayımlanmıştır.
***05/11/2019 tarihinde Pusula Haber gazetesinde Barbaros ULU adıyla yayımlanmıştır.
Yorumlar
Yorum Gönder