Ortaokul ve liselerde öğretmenlerin hangi ders ve hangi
sınıfa gireceği zümre öğretmenler kurulunda belirlenir* ve zümre başkanı
tarafından okul yönetimine bildirilir. Okul idaresi de zümrelerden alınan bu
ders yükünü planlayarak bir ders programı hazırlar ve tüm öğretmenlere imza
karşılığı tebliğ eder. Öğretmenler de aldıkları bu programa göre derslerine
girerler.
Ders programı, öğretmenler için bir yol haritasıdır.
Öğretmen bu yol haritasına göre hangi gün, hangi saat, hangi sınıfa derse
gireceğini bilir. Bu yüzden öğretmenler için ders programları hayati önem arz
eder. İyi bir ders programı, aynı zamanda ders öğretmenini olumlu yönde motive
eder. Penceresi/boşluğu bol bir ders programı öğretmenin moralini bozar,
psikolojik yönden çökertir. Öğretmen girdiği derslerine de isteksiz girer.
Bir ders programı niçin kötü olur ya da nasıl kötü yapılır?
Acemi kasabın elinde kurbanlık hayvan ne çekiyorsa acemi yöneticinin elinde de
ders programı berbat mı berbat olur. Ders programı sadece acemi yöneticilerin
elinde kötü olmaz. Kişiye özel yapılan programlar vardır. Bazı öğretmenlerin
talepleri göz önünde bulundurulur. Bu tiplerin okul yönetimiyle arası iyidir.
Alttan girer, üsten çıkar; isteklerini karşılayacak bir programa konarlar.
Bazılarının programı ise özellikle bozuk yapılır. Öğretmene haddi bu şekilde
bildirilir. Bu tür programlarda kasıt vardır. Bir üçüncü program yapılışı daha
vardır ki özensiz yapılır. Kimseyi memnun etmeyen ucube bir ders programı
ortaya çıkar. Kimse de suçu üzerine almaz. Çünkü gerekçe hazırdır: Programı
sistem otomatik yapmıştır.
Ders programını yapan acemi ise diyecek bir şey yok. Kimse
de bu duruma kızmaz. Adı üzerinde acemi. Çünkü bu şekil kıra döke program
yapımcısı tecrübe kazanacaktır. Kasıtlı ve özensiz yapılan program, sadece
programı yapan kimsenin egosunu tatmin eder. Başka da kimseyi memnun etmez.
Ders programı yapmak teknik bir iştir, aynı zamanda
sanattır. Her adamın harcı değildir. Bir ders programı yapan, yaptığı programı
kendisine verilecek bir program olarak görmelidir. Günler öncesinden yapacağı
programın şablonunu kafasında oluşturmalıdır. Hemen hemen herkesi memnun edecek
bir program yapmayı önce kafasına koymalıdır. Tıpkı bilgisayar gibi ufkunu
geniş tutmalıdır. Makine/ders programı, program yapmada zorlandıkça değişik
alternatifleri denemelidir.
Program yapan aynı zamanda eleştiri, öneri ve isteklere
açık olmalıdır. Aldığı eleştirilere "Makine böyle yaptı. Yapacak bir şey
yok" dememelidir. Çünkü makineye neyi girer, nasıl komut verirsen makine
öyle bir program ortaya koyar. İyi bir program çıkaramayan "yapamadım,
elimden bu geldi" demesi bile gönül almaya yeter. En azından bir itiraftır
bu.
Programda hata yapılamaz mı? Yapılır elbet. Bazı nüanslar
gözden kaçmaz mı? Kaçar elbet. Ama her programda aynı hatalar yapılmaya devam
edilir ve bu tür hataların ne şekilde düzeleceği kendisine söylendiği halde
önerilere kulak tıkanıyorsa bu tamamen bir aymazlıktır. Yaptığı işi ciddiye
almamaktır. Muhatabına önem vermemektir. Böylelerinin karnesi zayıftır.
Öğretmenleri memnun etmeyen ders programlarının önüne
geçilemez mi? Geçilir elbet. Niye geçilmesin. Yeter ki ders programını yapan
kişiler, öğrenme azminde olsun, önerilere açık olsun ve bir bilenden destek
alsın. Sahi, gerekli ve gereksiz her şeyin kurs ve seminerini veren milli
eğitim müdürlükleri, okulların ders programlarını yapan yöneticilere "Bir
ders programı nasıl yapılır" başlıklı bir kurs ya da seminer düzenleyemez
mi?
*Yönetmelik "Öğretmenlerin hangi sınıfın, hangi
dersine gireceği zümre öğretmenler kurulunda belirlenir" derken çoğu okul
yönetimi, yönetmeliğin bu amir hükmünü uygulamaz ve kendi karar verir.
Yorumlar
Yorum Gönder