Milletimizin
çoğunluğu Cumhuriyet Halk Partisine mesafelidir. Tek parti döneminde
yaptıklarından dolayı halk, çok partili sisteme geçtiğimiz andan itibaren bu
partiyi tek başına iktidara bir daha getirmemiştir. Bu parti zaman zaman
koalisyon ortağı olarak iktidara gelse de bu iktidarları uzun ömürlü
olmamıştır.
Halkımızın
ekserisi CHP'ye niçin mesafelidir? Değişik sebepler söylenebilir. Bence en
önemli sebebi, CHP'nin devletin kendisi olmasıdır. CHP uzun yıllar devlet ile
özdeşleşmiştir. Uzun süre iktidar olan partilerde bu risk daima vardır.
2002'de
AK Parti iktidara geldi. Devletin kendisiyle, kendisinin de devletle barışık
olmadığı AK Parti, uzun yıllar devlet ve devletin kurumlarıyla mücadele etti.
Her mücadelesi bu partiye artı puan kazandırdı ve arka arkasına iktidara geldi.
Bugün AK Parti ile mücadele eden ya da AK Partinin mücadele edeceği bir devlet
kurumu kalmadı. Bu durumu bazıları iyi görebilir ama bu durum AK Parti için hiç
iyi değildir. Çünkü devletin kendisi olma yolunda hızla ilerliyor.
Neden
derseniz? AK Parti halkın, olmasını istediği birçok konuyu iktidar olduktan
sonra yerine getirmek istedi. Ama karşısına YÖK çıktı, Anayasa Mahkemesi çıktı,
bazen Yargıtay-Danıştay çıktı, kimi vakit askeriye çıktı. Böylesi durumlarda
halk, sorunu çözemediğinden dolayı AK Partiyi suçlamadı, engel olan kurumlara
tavır aldı. AK parti yapmak istediklerini zamana yayarak daha sonra yaptı.
Kendisiyle uğraşan ne kadar kurum varsa zamanla pes etti.
Şimdi
AK Partinin önünde devletin içinde kendisine engel çıkartacak, sorun olacak
hiçbir kurum kalmadı. Sorunlar bitti mi? Hayır. Ülkenin sorunları biter mi?
Yığınla sorunu var bu ülkenin. Halk, hükümetten bu sorunları çözmesini
bekliyor. Sorunlar çözülemeyince halk eskisi gibi kurumları suçlamıyor,
hükümeti suçluyor. Çünkü sorunu çözmesi veya bir isteğin yerine gelmesi için hükümetin
önünde, kendisinden başka bir mânia yok. Partinin kurumlarla barışık olmadığı
zamanlar olsaydı “Ne yapalım, Anayasa mahkemesi çıkardığımız kanunu iptal etti,
Cumhurbaşkanı kanunu geri çevirdi, asker bu işe sıcak bakmıyor…” derdi. Şimdi
ne diyecek? Çünkü AK Parti bütün kurumlarla uyumlu ve tüm kurumlar emrinde.
Eskiden iktidardı ama muktedir değildi. Şimdi hem iktidar hem de muktedir. Bu
sefer beklentilere cevap verilemeyince halk tüm okları AK Partiye çeviriyor.
Burada
halkımızın devletle meselesi var anlaşılmasın. Halkımız devletini sever ve devleti
için gerekirse canını verir. Çünkü devleti ebed müddet görür. Yine halk için
devlet babadır aynı zamanda. Hepsi bu kadar…
Hasılı
her parti için iktidar olmak iyidir ama uzun süre iktidar olanları bekleyen en
büyük tehlike, iktidarın devletin kendisi olmasıdır. Çünkü devlet olmak demek
halka yabancılaşmak demektir, yozlaşmak demektir. Her ne kadar AK Parti halkın
değerlerine yabancı değilse de hep zirvede olması, halk ile arasına mesafe
koydurur, halkı okuyamaz hale getirir. Parti kendisini yenileyemez ve kendisini
tekrarlamaya başlar. Bu da ülkede memnuniyetsizlerin sayısını her geçen gün
artırır. Bugün AK Partinin yaşadığı bu olsa gerek. Demek istediğimden “İktidar
olan yıpranır” anlamı çıkarılmasın. Bu durum yıpranmışlıktan öte başka bir şey.
Aman dikkat!
***16/06/2020 tarihinde Pusula haber gazetesinde Barbaros ULU adıyla yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder