Ana içeriğe atla

Sosyal Medya Paylaşım-cı-ları

Sosyal medya paylaşım-cı-ları gerçek hayatta olduğu gibi çeşit çeşittir. Aklımda kaldığı kadarıyla bu paylaşım ve paylaşımcı çeşitlerini ve bu aleme girip çıkanları yazmaya çalışacağım.
1.Durmadan sadece resim paylaşanlar. Tabii her fotoğraf karesinde kendisi de olanlar.
2.Cuma mesajı paylaşanlar 
3.Kendisi bir paylaşımda bulunmayıp başka paylaşımları beğenip yorum yazanlar
4.Kendisine ait bir profili olduğu halde hiç paylaşım yapmayanlar
5.Her türlü paylaşımı, paylaşımın altına yapılan yorumları okuduğu halde girip okumamış gibi iz bırakmayanlar
6.Sadece resim ve fotoğrafı beğenenler
7.Durmadan bir partinin lehine paylaşım yapanlar
8.Tüm paylaşımını bir parti aleyhine yapanlar
9.Makamca kendisinden yukarı seviyedekinin paylaşımını beğenip altındakileri beğenmeyenler
10.Paylaşımının doğru olup olmadığını araştırmadan amacıma hizmet ediyor deyip paylaşanlar 
11.Her paylaşıma yorum yazıp beğenenler 
12.Beğendiği bir paylaşımı rengimi belli eder düşüncesiyle beğenemeyenler
13.Seçim zamanı aday adayı veya aday olduğu zaman kendisine ait bir profil açıp seçim sonrası kapatanlar
14.Kendi cemaat, tarikatına ait paylaşım yapanlar
15.Önemli gün ve hafta ile ilgili paylaşım yapanlar
16.Dini paylaşım yapanlar
17.Komik video paylaşımı yapanlar
18.Yediğini, içtiğini, gezdiğini paylaşanlar
19.İşi ve mesleğiyle ilgili paylaşım ve bilgilendirme, aynı zamanda reklamını yapanlar
20 Anılarını tazeleyenler
21 Ana, baba ve sevip saydığı kişilerin ölüm yıldönümlerini kaçırmayalar, acısını ilk gün gibi duyanlar ve yıllar sonra da olsa taziye yorumu alanlar
22.Türki Cumhuriyetleriyle ilgili paylaşımlar
23.İslam dünyasıyla ilgili paylaşımlar
24.Türki Cumhuriyetleri paylaşımları ile İslam dünyasındaki işkencelerin karşılaştırılması
25.Milliyetçilik paylaşımları
26.Doğum günü mesajları. Kutlayıp kutlamayana teşekkürler
27.Yeni göreve başlama, atanma mesajları
28.Bir müddet sosyal medya fenemoni olduktan sonra sosyal medyaya veda edenler ve bir müddet sonra yeniden merhaba diyenler
29.Mutlu, üzüntülü, kızgın anını paylaşanlar
30.Doğum-vefat paylaşımları
31.Sendika paylaşımları
32.Hastanede kafa göz sarılı iken yapılan paylaşımlar(Bu halde kime fotoğraf çektiriyorlar bilmiyorum)
33.Dua isteyenler
34.Ziyaret ve görüşme paylaşımları
35.Doğanın güzelliklerini paylaşanlar
36.Yazı paylaşanlar
37.Kes-kopyala yapıştır yapanlar
38.Dünyayı düzeltmeye çalışanlar, tebliğ görevi yapanlar...


Yorumlar

  1. Bu sosyal medyanın suyunu çıkaranlardan gerçekten fenalık geldi. Hele şu cenaze paylaşımlarını yapanların kafalarını yere sürtmek istiyorum. Cenaze de selfie nedir Allah aşkına? İyice çığırından çıktı.

    YanıtlaSil
  2. Selfie ayrı bir dert. Yatalak ve zekerat halindeki babasını çekip koyuyor ya da yirmi yıl geçmiş bir vefatı "Ölümü hala taptaze, unutamadım" deyip paylaşıyor. Vatandaş da üç gün olan taziyeyi yirmi yıl sonra tazeliyor. Adam da bir güzel taziye mesajları alıyor.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hutbelerde Okunan "Fîmâ kâl ev kemâ kâl" Kısmı

Cuma ve bayram namazlarına gidenlerimiz bilir. Hatip hutbeye çıkınca arada Türkçe hutbe olmak üzere başta ve sonda Arapça hutbe irat eder. Hatip ilk yani giriş kısmında içinde Allah'a hamd, peygamberimiz salavat ve kelimeyi şehadet getirir. Ardından "Ey Allah'ın kulları! Allah'tan korkun ve ona itaat edin. Şüphesiz Allah müttekiler ve işini iyi yapanları sever" der Arapça olarak. Sonra okunacak Türkçe kısma/metne temel olmak üzere Kur'an'dan ilgili bir ayet okur. Ayeti "Allah doğru söylemiştir" demek suretiyle tastikler. Akabinde bir hadis okur. Hadisi de "Rasulullah doğru söylemiştir" diyerek bitirir. Buraya kadar sorun yok. Esas sorun buradan sonra başlıyor. Sen sanırsın ki bundan sonra imam, Türkçe metni okumaya geçecek. Bizim imam, "Ve netaka habîbullâh, fîmâ kâl ev kemâ kâl" okumaya devam ediyor. Yani Allah'ın sevgili kulu bu konuda şöyle veya şunun gibi demiştir." diyor. Böyle okuyan birinden aynı konuda

Kıvrak Eğitim

— -Oğlum, niye erken geldin okuldan? — Bugün kıvrak eğitim yaptık. - — Ö ğretmenler hızlı hızlı mı ders işlediler? — Hayır, baba. Kıvrak o değil. Bir günde işlenecek dersin yarısını işlemek demektir. — Niye yarısını işliyorsunuz ki? Önemli bir durum mu var? — Öğretmenler toplantısı varmış. — Niye şimdi toplanıyorlar ki? — Çalışma  programında bugünmüş. — Oğlum daha iki gün oldu okul açılalı. Başlamışken biraz devam edilseydi de daha sonra yapsalardı, bu dediğin kıvrak eğitimi. Herkes mi böyle yapacak bugün? — Hayır, sadece ikili öğretim yapan okullar. Ama iyi oldu. Yedi saat ders işleyecektik, böylece üç ders işlendi. — -Bu toplantıyı başka zaman yapsalar olmaz mıydı? Mesela siz 15 tatili yaparken öğretmenler o yaptığı şeyi yapsalardı olmaz mıydı? — Baba, tatil o zaman. Tatilde toplantı yapılır mı? — İyi de yavrum! Size tatil. Öğretmenlere değil ki. Haydi, öğretmenler de sizin gibi yoruldular diyelim. Bir hafta tatil yapsınlar, ikinci hafta siz tatile devam eder

Kırgınlık ve dargınlık

Türkçemiz zengin dillerdendir. Bakmayın siz iki-üç yüz kelimeyle konuştuğumuza. Okuyup kelime hazinemizi geliştirmediğimizden işin kolayına kaçıyoruz. Tembelliğimizin cezasını güzel Türkçemiz çekiyor vesselam. İnce ve derin kelimelerimizin sayısı hiç az değildir. Kırgınlık ve dargınlık bunlardan biridir. Aralarında nüanslar vardır. Arasındaki farkı görmek için sözlüğe bakma ihtiyacı da hissetmeyiz. Çoğu zaman birbirinin yerine kullanırız. Siyak ve sibaktan anlarız neyi kastettiğini. Kırgın, "Bir kimseye gücenmiş, gönlü kırılmış olan" demektir. Dargın ise, "Darılmış olan, küskün" demektir. Gördüğümüz gibi iki kelime farklı anlamlara gelmektedir. Kırgınlıkta dargınlığın aksine küsme yoktur, incinme vardır. İnsan kime kırgın olur? Sevdiğine. Kırgın gibi olduğuna, geri durduğuna, mesafeli olduğuna bakmayın siz. Gözü her yerde o dostunu arar. Başına bir şey geldi mi hemen imdadına koşar. Çünkü bunlar ölümüne dosttur. Dargınlıkta ise küslük vardır. Herhangi bir yerde