11 Ağustos 2019 Pazar

Nasıl Aramazsın Hırsızı?

Her zaman açılan balkon kapısı bir sabah açılmadı. Anahtarla bir sağa, bir sola denedim durdum. İçeriden ve öbür balkon kapısından geçerek tornavida ile ittim. Yine olmadı. Takım taklavadı getirdim. Kapının içinden ve dışından kapı kollarını söktüm. Nafile. Anahtarı yağladım. Olmadı. Sonunda kilidi daha iyi çevirsin diye anahtarın arkasından pense ile tutup açmak için zorladım. Bu sefer anahtar kırıldı. Bu kadar iş kaç saatimi aldı bilmiyorum. Olmayacak yarın bir anahtarcı alıp geleyim, sabah ola, hayır ola dedim.

Akşamında hırdavat işi ile uğraşan bir arkadaşı aradım, bu kapı nasıl açılacak diye. Benim uyguladığım her yolu söyledi. Denedim hepsini dedim. Bir anahtarcı al gel, açıversin, kilidini de değiştiriversin dedi.

Ertesi sabah arkadaşın tavsiye ettiği anahtarcıya gitmeden son çırpınış, bir kere daha deneyeyim dedim. Elime tornavidayı alıp dilin geçtiği yeri tahmin ederek ittim ve kapı açıldı. Bir sevinç bir sevinç. Zafer kazanmış bir komutan gibiydim. Ne anahtarcıya gidecektim ne de masraf edecektim. 

Kilidi söktüm, eskiden kalma bir kilit buldum evde. Benim eski kilidi yorulan yere girdirdim. Yeni kilidimin anahtar deliği ile kapı kolunun gireceği delik uyum sağlamadı. Elime bıçağı alıp biraz yonttum. Kilidi takıp vidalarını iyice sıktım. Kapının açılıp kapanmasını ve kilitlenip açılmasını test ettim. Oldu bu iş. Bir sevinç bir sevinç daha. Anahtarcıya ve marongoza ihtiyaç hissetmeden kapıyı açma, kilidi değiştirme işini halletmiştim. Eskisinden de iyi oldu üstelik. Ama ne kadar uğraştığımı söylemeyeceğim.

Yapılan iş basit bir iş olsa da işe yaradığını hissetmek ayrı bir mutluluk veriyor insana. Oturdum, kalktım, eserime baktım. Vay be! Ben neymişim böyle dedim. Anlatılmaz, ancak yaşanır. Bunun duygusu bir başka.

Ama sevincim fazla uzun sürmedi. İçimi bir hüzün kapladı. Neydi bunun sebebi derken sonunda buldum. İçimden bir ses "Senin saatlerce süren bu kapı açma işini hırsız birkaç saniye içinde yapardı" dedi. Tüh be! Nasıl Aramazsın böyle zamanlarda hırsızı dedim içimden. Gerçekten ne zaman gelip kapıyı açtıkları ve evi soyup gitmeleri fazla bir zamanlarını almıyor. Elleri ve akılları hayra çalışmasa da elleri pratik. Kendi kendime "Oğlum Ramazan! İyi ki bir mesleğin var, o işi yapıyorsun. Hırsız olsan kapıyı açmak için uğraşırken kaç defa ev sahiplerine yakalanır, evi soyamadığın gibi bir araba sopa yerdin. Ardından polise teslim ederlerdi seni. Sen iyisi mi mesleğine iyi sahip çık, bu durumda hırsızlık neyine senin" dedim. 

Her şey gelirdi aklıma. Ama açılmayan kapımı açmak için bir hırsızı arayacağım hiç aklıma gelmezdi. Şakası bile kötü! Allah evlerden ırak eylesin. Soy sopları kesilsin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder