Olmaz
da. Oldu diyelim. Hükümet bana "Bugüne kadar bir şey olmak için olur olmaz
her göreve talip oldun. Bahtından mıdır? Hiçbiri olmadı. Bugüne kadar çok
kişiyi sevindirdiğimiz gibi geç de olsa ahir ömründe seni de sevindirmek
istiyoruz. İstediğin olacak. Çünkü sen nazarımızda idam sehpasına giden bir idam
mahkumu gibisin. Dile bizden, mesela bir kurul" dese, acaba hangisini
istesem diye hiç tereddüt etmem. Direk Hakem Kurulu derim.
Bugüne
kadar talip olduğun her görevi biliyoruz. Hakem Kurulu da nereden çıktı
derseniz? Atlamışım bugüne kadar. Aslında benim yerim burasıymış. Hiç aklıma
gelmedi nedense.
İyi
de niçin Hakem Kurulu dediniz. Güzel bir soru. O zaman söyleyeyim niçin bu
kurulu seçmek istediğimi.
Gördüğüm
kadarıyla fazla bir iş yükü yok bu kurulun. İki yılda bir yapılan toplu
sözleşmede hükümet ile memurlar adına yetkili konfederasyon, maaş zammı
görüşmesinde anlaşamazlar ise işte o zaman bize iş düşecek. Anlaşırlarsa
zaten bize ihtiyaçları olmayacak.
Burada
bizi bağlayan, anlaşmazlığın beş iş gününde çözülmesi. Bu bizim iki ayağımızı
bir pabuca sokar ama olsun. Vatan-millet için bu kadar sıkıntıya da katlanırız.
Beş gün boyunca gecemizi gündüzümüze katarak çalışır, tarafları dinler; ser
verir, sır vermeyiz. Çünkü ihsası reyde bulunmuş oluruz.
Beşinci
günün sonunda nihai kararımızı veririz. Her ne kadar ihsası reyde bulunmasak da
Amerika'yı yeniden keşfe gerek yok. İmkanlar bellidir. Hükümet ölçüp biçmiş,
düşünüp tartmıştır. Hükümetin teklifini aynen onaylarız. Zira devlete
karşı gelinmez, boynumuz kıldan incedir. Onayladıktan sonra kimse sözümüzün
üzerine söz söyleyemez. Memur kesimi bu sonuçtan yani vereceğimiz karardan çok
hoşnut olmasa da karar karardır. Önemli olan hükümeti memnun etmektir. Zira biz
aklımızı yolda bulmadık. Ayrıca hükümet koskoca ülkeyi yönetiyor, kime ne
vereceğini bir güzel hesaplamıştır. Kamu disiplininden ödün vermemesi gerekir.
Biz her şeyi göze alıp hükümetin verdiğinin birkaç puan yukarısını da versek bile
zaten memuru yine memnun edemezdik. Onlar ister de ister. Varsın isteyenin bir
yüzü, vermeyenin iki yüzü kara yani bizim iki yüzümüz kara olsun. Mesele devlet
bütçesi ise gerisi teferruattır. Değer bu tepkilere göğüs germeye. Zaten
memurun bize çok kızacağını da sanmıyorum. Çünkü bugüne kadar onlara hiç umut
vermedik. Onlar hükümete ve yetkili sendika ve konfederasyona kıza kıza bize
pek sıra gelmez. Ayrıca kızacaklarsa kızsınlar. Ancak kendilerine zarar
verirler. Zira kızgın sirke kendi küpüne zarar verir. Sonra kızsalar kaç yazar?
Ellerinde bir yaptırımları yok. Birkaç gün kızarlar. Sonra unutur giderler.
Ayrıca bize kızmaya hakları yok ki... Kendileri yirmi gün boyunca anlaşamayıp
bir orta yol bulamadılarsa biz toru topu bir beş iş gününde ne yapabilirdik?
Hasılı bize bırakmayacaklardı bu işi.
Gördüğünüz
gibi görev alacağım bu kurulda iki yılda bir iş düşerse toplamda beş gün
çalışacağım. Böyle bir görevi seve seve kabul ederim.
Böyle
bir durumda toplu sözleşme için kamu işveren ile masaya oturan yetkili
konfederasyonun yerinde olmak istemezdim. Gariplerim, ne İsa'ya yaranacaklar ne
de Musa'ya. Hükümetin zam teklifini kabul etselerdi de çoğu onlara kızacak,
imza etmeseler de onlara kızacak.
***31/08/2019 tarihinde Pusula Haber gazetesinde Barbaros ULU adıyla yayımlanmıştır.
O kurulun şakası bile itici. Ben o kurul üyesi olsam hemen istifa ederdim. İnsan onuru ile yaşar. Onursuz yaşanmaz. Millet olarak bizler esaret altında yaşamaktansa ölmeyi yeğleriz. Bu da ona benziyor. Böyle bir kurula neden ihtiyaç duyulmuş ben de onu anlamış değilim. Yetkili sendika İsa veya Musa dan birine yaranmak istiyorsa çıkar meydanlara aslanlar gibi kükrer. Fakat kimse sendikacılık yapmıyor. Makam ve menfaat peşindeler. Zorla alınmaz istemiyor musun kardeşim basarsın istifanı ayrılırsın. Gerekeni sandıkta yaparsın. Hümümetin az veya çok vermesini değil memuruyla sanki alay ediyor. Ben bunu eleştiriyorum. Durumumuz bundan ibaret. Bu şartlar altında ancak bu kadar verebiliyoruz. Sizlerden özveri bekliyoruz. Bunu demek çok mu zor? Toplu sözleşme işine kökten karşıyım. Hükümet böylelikle kendine düşman kazandırıyor. Bence bunların hiç birine gerek yok. Bence sen de bu işlere hiç heveslenme. Yapanlar yapsın. Allah bizlere helalinden versin. Gırgıra aldığını biliyorum. Varsın ne halleri varsa görsünler.
YanıtlaSilBir şey beklediğimiz yoktu zaten. Ama gırgıra alınmayı çoktan hak ettiler. Burada yara alan hükümet olacak. Kendisiyle uyumlu konfederasyonu da tartışılır noktaya getirdi. Bence toplu sözleşme için masaya oturmamak lazım. Hükümet bildiğimiz imam, bildiğini okuyor. Her şeye kulak tıkıyor. Yazık...
YanıtlaSil