Genelde
büyükler küçüklere öğüt verir. Bu yazımda, çocuğun anne ve babasına öğüt
verdiği bir alıntıya yer vereceğim. Çocuğun verdiği öğüt bizim garibimize
gidebilir. Ama çocuğum başarılı olsun diye doktor doktor dolaşan, hastanelerin
psikiyatri bölümüne gidip test yaptıran, okulların rehberlik servisinden
çıkmayan ve oyun çağındaki minnacık çocuklarına okul dersinin dışında özel ders
aldırmak için çırpınan anne babaların sayısı az değil. Tüm bunları yaparken
çocuğumuzun o an hissettiği psikolojiyi de hesaba katmak gerek. Elbette her
ebeveyn çocuklarının başarılı olmasını ister ama çocuğun gelişimini, yaşını ve
kapasitesini göz ardı etmemek şartıyla. İzninizle yazıyı paylaşıyorum. Belki
çocuk yetiştirmede bir yanlışımız vardır ve bu çocuğun öğüdünden alacağımız bir
pay olabilir.
"BİR ÇOCUKTAN BÜYÜKLERE ÖĞÜTLER"
"Londra'da
bir hastanenin çocuk psikiyatrisi servisinde yatan 'Kevin Hickey' isimli çocuk,
anne ve babası tarafından akli dengesinin yerinde olmadığı kuşkusuyla hastaneye
yatırılmak isteniyordu. Ancak doktorun yaptığı testlerin sonucu, çocuğun akli dengesinin
yerinde olduğunu gösterecekti. Halbuki Kevin Hickey isimli çocuk, tamamen
yanlış eğitimin kurbanıydı.
Çoğu
kez anne ve babaların, her birinin birer psikolog edasıyla çocuğuna yaklaşıp henüz
oyun oynama çağında olan, oyun oynamak isteyen çocuğu için 'çocuğumun
psikolojisi bozuldu; çünkü çocuğum ders çalışmak istemiyor', şikâyetiyle
öğretmen, idarecilere, hatta kendi -başına buyruk- psikiyatri
kliniklerine başvurduklarına şahit olmaktayız. Anne babaların çocuğuna karşı bu
tutum ve yaklaşımı tamamen yanlış eğitimden kaynaklanmaktadır.
Tıpkı
Kevin adındaki öğrencide olduğu gibi, velilerin çocukları için yanıldığı ve
isabetli davranmadıkları zamanlar da olmaktadır.
Biraz
rahatsız olan Kevin, durumu düzeldiğinde bir doktorun tavsiyesine uyup her
anne-babanın kulağına küpe olması gerekecek şu on üç altın öğüdü kaleme aldı:
*Beni
şımartmayın. Her istediğim şeyi elde edemeyeceğimi biliyorum. Sadece sizi
deniyorum.
*Bana
tatlı-sert davranmaktan çekinmeyin. Bunu tercih ederim. Bu durum kendimi daha
güvenli hissetmemi sağlar.
*Kötü
huylar edinmemi önleyin. Bunların erkenden ortaya çıkarılmasında ve
önlenmesinde sizin bana yardımcı olacağınızı umuyorum.
*Hatalarımı
başkalarının önünde söylemeyin. Benimle yalnız konuşursanız, söylediklerinizi *daha
iyi anlar ve kendime çeki düzen veririm.
*Sizden
nefret ettiğimi ve sizi sevmediğimi söyleyince üzülmeyin. Aslında sizden nefret
ediyor değilim; beni engelleme gücünüzden nefret ediyorum.
*Herhangi
bir şeyin sonucundan beni kurtarmaya çalışmayın. Bazen acı veren yollarla
öğrenirim.
*Küçük
hastalıklarımı büyütmeyin. Bunları yenecek güçteyim.
*Bana
yerine getiremeyeceğiniz şeyleri söz vermeyin. Bu sözler yerine getirilmeyince
çok kırıldığımı unutmayın.
*Kendimi,
istediğim kadar iyi anlatamadığımı unutmayın. Beni anlamaya çalışın.
*Dürüstlüğümü
fazla zorlamayın. Korkup yalan söyleme eğilimi gösterebilirim.
*Tutarsız
olmayın. Bu benim kafamı iyice karıştırır ve size olan güvenimi sarsar.
*Benden
özür dilemeyecek kadar gururlu olmayın. İçten bir özür, beni size daha da *yaklaştırabilir.
*Büyümek
için sizin anlayış ve sevginize muhtacım. Ama bunu size söylemem gerekmez,
değil mi?"
*16/08/2019 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
*16/08/2019 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder