Ana içeriğe atla

Hayal Kırıklığına Uğratmışız!*

ABD Savunma Bakan Vekilinin açıkladığına göre “Türkiye'nin Rusya'dan aldığı S-400'ler, ABD'yi hayal kırıklığına uğratmış, S-400'leri alan F-35'lere sahip olamazmış.” Ne yapsak, hayal kırıklığına uğrattığımız için özür mü dilesek. Acaba özürle ABD’deki hayal kırıklığı ortadan kalkar mı? ABD için hayal kırıklığı zor bir durum. Bu hayal kırıklığı psikolojisinden ne zaman kurtulur, kendine nasıl gelir, kestirmek zor. 

Sözünü dinlemeyen Türkiye olunca hayal kırıklığı bir kat daha artıyor olmalı ABD’nin.  Karşımızda hiç pes etmeyen, tuttuğunu hep koparan, dünyaya daima emirler veren, emirleri kabul edilip pek ikiletilmeyen dünyanın kabadayısı ABD için Türkiye'nin bu yaptığı elbette hayal kırıklığıdır. Höt, otur oturduğun yerde dendiği zaman siz bilirsiniz sözünü çok duymuş bu ABD için böylesi söz dinlemezlik affedilir türden değil. Çünkü alışkın değil. Ama her şeyin bir ilki olacak ve yavaş yavaş alışacak.

Şimdi ABD'ye düşen bir empati yapmaktır. Bu tattığı hayal kırıklığının nicesini bugüne kadar kaç ülkeye, kaç defa tattırdı? Biraz da kendisi tatsın. Ben ne yaptım desin. Desin ama ABD bu... Ne empati yapar ne de kendisiyle yüzleşir. Çirkefleşir ancak.

Merak ettiğim ABD niçin hayal kırıklığına uğrar? ABD bize kendinize savunma sistemi alın diye para verdi de biz gidip Rusya'dan alarak paralarını çarçur mu ettik? Bize Patriot füzeleri verdi de biz almayız mı dedik? Anamız mı, babamız mı ki söz dinlesek? Sonra para bizim, ülke bizim. Aldığımız S-400'ün tasasına ABD niçin düşer? Niçin hayal kırıklığına uğrar? Bize yaptırım uygulayacakmış, F-35'i vermeyecekmiş. Çok da tın! Sen kim oluyorsun, sana bu yetkiyi kim verdi? Sahi sen kimsin, necisin, ne menem bir varlıksın ki paramızla aldığımız savunma sistemine olmaz diyorsun.  Bırak bu ayakları artık!

Karşında eski Türkiye'yi görmek istiyorsan eski çamlar bardak oldu. Karşında eski Türkiye yok artık. Eski teslimiyetçi yönetim tarzı da yok. Çıkar gözü pek, deli dolu biri. Senin çarkına çomak sokar. Sen de böyle otura kalırsın.

Biliyorum bu psikolojiden çıkman zor. İnşallah uğradığın son hayal kırıklığı olmaz, devamı yağmur gibi gelir. Peşi sıra sıkça hayal kırıklığına uğrar ve yakın bir zamanda hayal olur gidersin. Dünya sizi bundan sonra hayalet bir varlık olarak tanır.

ABD'nin hayal kırıklığını artıracak olan halen yüzde yetmişini yapabildiğimiz savunma sanayimizi yüzde yüze çıkarmaktır. Niye olmasın. Yeter ki azmedelim. Bu aşamadan sonra yapılacak olan ABD’nin yaptırımlarına karşı tedbirimizi almak ve bu tehlikeyi en az zararla savuşturmaktır.

S-400’ler ülkemize hayırlı olsun!

*19/07/2019 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.



Yorumlar

  1. Ne de güzel söylüyorsun artık eski Türkiye yok diye. Bunu ABD anladı da bizimkiler anlamadı. Hala millilikten kaçıyorlar. Neymiş aramız bozulur muş. Bozulursa bozulur gerekirse inceldiği yerden kopar. Uşaklık eski Türkiyede kaldı. Yeter artık demesini de bileceğiz. Ülkemizin güvenliği bağımsızlığımız her şeyden önce gelir. En azından bu konuda olsun bir araya gelmemiz gerekir. Birlik olmamız gerekir. Ama nerede. Her kes Türkiyenin gücünü ve iradesini (ABD dahil) gördü de içimizdekiler, ana muhalefet bir türlü görmedi, görmek de istemiyor. Allah öncelikle bizi birbirimize bağlasın. Eğer böyle olursa ABD daha çok hayal kırıklığına uğrayacaktır.

    YanıtlaSil
  2. Ne kadar eleştiriler olsa da milli meselelerde çoğunluk kenetlenir. Bundan şüphem yok. Geçmişte bunu çokça gösterdi.Yeter ki yetkililerimiz zikzak çizmesin. Akılcı politikalarla dik durabilsin.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Hutbelerde Okunan "Fîmâ kâl ev kemâ kâl" Kısmı

Cuma ve bayram namazlarına gidenlerimiz bilir. Hatip hutbeye çıkınca arada Türkçe hutbe olmak üzere başta ve sonda Arapça hutbe irat eder. Hatip ilk yani giriş kısmında içinde Allah'a hamd, peygamberimiz salavat ve kelimeyi şehadet getirir. Ardından "Ey Allah'ın kulları! Allah'tan korkun ve ona itaat edin. Şüphesiz Allah müttekiler ve işini iyi yapanları sever" der Arapça olarak. Sonra okunacak Türkçe kısma/metne temel olmak üzere Kur'an'dan ilgili bir ayet okur. Ayeti "Allah doğru söylemiştir" demek suretiyle tastikler. Akabinde bir hadis okur. Hadisi de "Rasulullah doğru söylemiştir" diyerek bitirir. Buraya kadar sorun yok. Esas sorun buradan sonra başlıyor. Sen sanırsın ki bundan sonra imam, Türkçe metni okumaya geçecek. Bizim imam, "Ve netaka habîbullâh, fîmâ kâl ev kemâ kâl" okumaya devam ediyor. Yani Allah'ın sevgili kulu bu konuda şöyle veya şunun gibi demiştir." diyor. Böyle okuyan birinden aynı konuda

Kıvrak Eğitim

— -Oğlum, niye erken geldin okuldan? — Bugün kıvrak eğitim yaptık. - — Ö ğretmenler hızlı hızlı mı ders işlediler? — Hayır, baba. Kıvrak o değil. Bir günde işlenecek dersin yarısını işlemek demektir. — Niye yarısını işliyorsunuz ki? Önemli bir durum mu var? — Öğretmenler toplantısı varmış. — Niye şimdi toplanıyorlar ki? — Çalışma  programında bugünmüş. — Oğlum daha iki gün oldu okul açılalı. Başlamışken biraz devam edilseydi de daha sonra yapsalardı, bu dediğin kıvrak eğitimi. Herkes mi böyle yapacak bugün? — Hayır, sadece ikili öğretim yapan okullar. Ama iyi oldu. Yedi saat ders işleyecektik, böylece üç ders işlendi. — -Bu toplantıyı başka zaman yapsalar olmaz mıydı? Mesela siz 15 tatili yaparken öğretmenler o yaptığı şeyi yapsalardı olmaz mıydı? — Baba, tatil o zaman. Tatilde toplantı yapılır mı? — İyi de yavrum! Size tatil. Öğretmenlere değil ki. Haydi, öğretmenler de sizin gibi yoruldular diyelim. Bir hafta tatil yapsınlar, ikinci hafta siz tatile devam eder

Kırgınlık ve dargınlık

Türkçemiz zengin dillerdendir. Bakmayın siz iki-üç yüz kelimeyle konuştuğumuza. Okuyup kelime hazinemizi geliştirmediğimizden işin kolayına kaçıyoruz. Tembelliğimizin cezasını güzel Türkçemiz çekiyor vesselam. İnce ve derin kelimelerimizin sayısı hiç az değildir. Kırgınlık ve dargınlık bunlardan biridir. Aralarında nüanslar vardır. Arasındaki farkı görmek için sözlüğe bakma ihtiyacı da hissetmeyiz. Çoğu zaman birbirinin yerine kullanırız. Siyak ve sibaktan anlarız neyi kastettiğini. Kırgın, "Bir kimseye gücenmiş, gönlü kırılmış olan" demektir. Dargın ise, "Darılmış olan, küskün" demektir. Gördüğümüz gibi iki kelime farklı anlamlara gelmektedir. Kırgınlıkta dargınlığın aksine küsme yoktur, incinme vardır. İnsan kime kırgın olur? Sevdiğine. Kırgın gibi olduğuna, geri durduğuna, mesafeli olduğuna bakmayın siz. Gözü her yerde o dostunu arar. Başına bir şey geldi mi hemen imdadına koşar. Çünkü bunlar ölümüne dosttur. Dargınlıkta ise küslük vardır. Herhangi bir yerde