"Fahri olarak çalışıyorum" cümlesi bugünlerde pek
duyulmaz oldu. Eskiden bu cümleyi sıkça duyardık. Şimdilerde duysal duysak
fahri trafik müfettişini duyarız. Özellikle fahri müfettişten bir trafik cezası
yersek fahri müfettişi kolay kolay unutmayız. Ben burada "Fahri olarak
çalışmak" üzerinde duracağım.
Nedir fahri çalışmak? Bir karşılık beklemeksizin gönüllü
olarak kabul edilen iş veya görev. Onur ve iftihar vesilesi olarak görülen bu
işten ücret ya da maaş alınmaz. Bu kişiler fahri olarak görev yaptığı
yerin imkanlarından faydalanmaz, kendisi oraya katkıda bulunur. Fahri işi
genelde kamu ya da özelden emekli olmuş, ununu elemiş eleğini duvara asmış,
paraya-pula ihtiyacı olmayan kişiler yapar. Bundan amaç tecrübelerinden
faydalanmaktır. Hizmeti önceleyen bu işte Allah rızası için görev yapılır.
Günümüze gelirsek fahri iş yapmayı ara ki bulasın. Karşılık
beklemeksizin vermek Allah'a mahsus görüşü daha geçer akçe. Ömrünü devlette
çalışarak geçiren, devletin üst kurumlarında görev yapmış, siyasette defalarca
vekillik, bakanlık, başbakan yardımcılığı, meclis başkanlığı gibi makamları
üstlenmiş, kaç yerden ne kadar emekli maaşı aldığını bilmediğimiz kişiler ya
bankaların yönetim ya da değişik istişare kurullarında görev almakta veya kendilerine
görev tevdi edilmektedir. Olabilir. Çünkü tecrübe parayla alınıp satılmaz.
Bunların bilgi, birikim ve donanımlarından faydalanılmalıdır. Burada benim
garibime giden değişik kurul ve komisyonlarda görev alan bu kişilere yeni bir
maaşın belirlenmesi. Takdir edilen maaş da sembolik bir rakam değil. En
düşüklerinin aldığı maaş 15 bin liradan başlıyor.
Kamuoyundan maaşlarıyla ilgili gelen tepkiler üzerine bu
tür kurullarda görev yapan bazı üyeler "Buradan aldıkları maaşın bir
kısmını bazı öğrencilere burs vereceklerini, geri kalanı da ihtiyaç sahiplerine
dağıtacaklarını" açıkladılar. Böyle bir açıklama güzel. Ama daha güzeli bu
işin fahri olarak yapılması, kendilerine maaş takdir edilse bile "Biz bu
maaşı almıyoruz. Bizim geçinecek kadar bir gelir ve maaşımız var. Biz bu parayı
geri iade ediyoruz" demeleriydi.
Acizane ben devletten geçinecekleri kadar emekli maaşı
alanların ikinci bir maaşla yine devlette taltif edilmelerini şık bulmuyorum.
İşsizliğin had safhada olduğu günümüzde insanımız iş ararken, evine maaş
girmezken bazı kişilerin birden fazla maaş almasını lüks görüyorum. Burada
kurul ve komisyonlara işsizler atansın demiyorum. Ki kurullar işsizlere iş
verilen yerler değil. Demek istediğim kurul ve komisyonlarda görev yapanlara
verilecek maaşın işsizlere iş vermek suretiyle harcanmasıdır. Üstelik bir kurul
üyesine verilen maaşla kaç işsize iş verilmiş olur.
***30/07/2019 tarihinde Barbaros ULU adıyla Pusula haber gazetesinde yayımlanmıştır.
***30/07/2019 tarihinde Barbaros ULU adıyla Pusula haber gazetesinde yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder