Toto, Loto, İddaa, Ganyan gibi değişik adlarla bilinen şans
oyunları, sorumluluğunu daha tam üstlenmemiş gençlerimizi, içine çekip yuttuğu
kumar türleridir. Değişik isimler altında internet yoluyla oynanan türleri de
var sanırım.
Kumar girdabına duçar olan gençlerimizin her birinin ayrı
bir hikayesi vardır ama hepsinin ortak yönü, arkadaş kurbanı olarak bu
bataklığa saplanmalarıdır. Önceleri merak ve vakit geçirmek, bir maceraya
girmek için harçlıklarını harcayarak bu yola giriyorlar. Genelde sonu
kaybetmekle biten bu oyunlar kaybettirdikçe, kaybedileni geri almak için
gençlerimizi hırslandırıyor. Daha fazla harcamaya başlıyorlar. Elde, avuçta
olanı bitirdikten sonra ailenin kötü günde lazım olur diye bir kenara koyduğu
altına, paraya ve dövize göz dikerler. Habersizce alıp yine kumar oynamaya veya
kumara yatırmaya giderler. Ardından varsa mevduat hesabından avans çekerler,
buradaki kredi bitince kredi kartlarından nakit çekmeye başlarlar. Kredi kartı
döndürülemez noktaya gelince değişik bankalardan kredi çekme yoluna giderler. Kafa
hala dank etmez ise gerekirse tefecinin kucağına düşerler. Tüm bunlar sanki ev
ve araba alır gibi hepsi kumarda harcanır.
Ailenin tüm bu olup bitenlerden haberi nice sonra olur. Ama
iş işten geçmiştir. Zayiat büyüktür. Evden giden, para, döviz ortaya çıkar,
Geriye kredi ve kredi kartı borçları gibi yıllar yılı ödenecek devasa bir borç
ve faizi kalır. Ev ve ailede baş gösteren huzursuzluğu bilmem saymaya gerek var
mı? En azından güven ve itibar kaybı baş gösterir. Bu durumda aile pek dışa da
açılamaz. Anlam veremediği olup biteni içine atar. Hayatı boyunca el sürmediği,
el süreni ayıpladığı kumar borcunu naçar ödemeye çalışır.
Olası bir durumdan bahsetmiyorum. Bu kumar illeti çoğu
gençleri, heyheylerinin üzerinde olduğu bir dönemde yakalar, kimini teğet
geçer, kimini içine çeker, kimi de direkten döner. Özellikle bu çağda yaşayan
gençler için hazırlanan tuzaklar çoktur. O yüzden ben günümüz nesline şeytanı
bol nesil diyorum. Allah ocakları yıkan ve söndüren böylesi kumar bataklığından
gençlerimizi korusun. Bu bataklığa düşenleri de kurtarsın.
Burada garibime giden bir durum var. Kredi çekmenin
kolaylığı. Şimdilerde sanırım nüfus cüzdanı gösterilerek kefilsiz kredi
çekilebiliyor. Bir kredi bu kadar kolay çekilmemeli diye düşünüyorum. Hiç
unutmam, üniversitede okurken çıkan öğrenci kredisi için banka benden iki kefil
istemiş, iki esnaf bulup gitmiştim.
Allah'ın haram kıldığı bu kumarı insanımız niçin oynar? Çok
anlamış değilim. Merak ediyorum, bugüne kadar kumardan ihya olan var mı? Giden
zaman, giden servet ve geriye kalan borç, boğaza giren haram lokma ve sonu,
kocaman bir pişmanlık. Bu son pişmanlık neye yarayacaksa? Oynayan oynuyor,
oynatan oynatıyor, izin veren veriyor, bilen sesini çıkarmıyor. Hepsi suç
ortağı bunların…
Burada anne, baba ve eşlere düşen yaşları büyüse de çocuklarını/eşlerini
takip etmeleri. Kiminle oturup kalktığını, nereye gidip geldiğini bilmeleri,
ayakta uyumamaları. Bunu bilmenin yolu, kumara yeltenen kişinin normalinden
fazla para harcamaya başlaması, parasının hesabını bilmemesidir.
*02/08/2019 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
*02/08/2019 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
Kardeşim bu yazın tam bir cuma hutbesi konusu. DİB.lığının bu yazıdan haberi olsa cuma hutbesi olarak verir. Kumarın zararları üzerine söylenmesi gerekenleri güzel bir şekilde anlatmışsın. Tebrik ediyorum. Şaka demiyorum diyanete gönder cuma hutbesi olarak okutulsun. Her kes bikgilensin. Belki cumaya gelip kumara meyledenler olursa caydırıcı olur. Ben de böyleyim deyip silkinenler, kendine gelenler olur.
YanıtlaSilTeşekkür ediyorum Hocam. Kanayan bir yaramız bu. Önümüzdeki haftalarda yayımlanması için yazdığım gazetelerden birine gönderirim. Diyanet de düşünülebilir elbet. Ama Diyanet yılbaşı yaklaşılırken piyangoya değinmesinden ziyade bu meseleye bir güzel eğilmeli.
YanıtlaSil