3.yılını bir dizi etkinliklerle andığımız/kutladığımız 15
Temmuz gecesinde halkımız tıpkı üç yıl öncesinde olduğu gibi meydanları
doldurdu. Cumhurbaşkanı Erdoğan Atatürk Havalimanında toplanmış halka bir
konuşma yaptı. Ardından 15 Temmuz Köprüsünde birikmiş topluluğa seslendi.
Yapılan konuşmalar canlı yayınla tüm televizyonlardan verilerek gecenin
mesajını Türkiye'nin tüm meydanlarındaki insanlar ve evlerinde oturanlar da
ekrandan izlemiş oldular.
Ekran başında Sayın Erdoğan'ı dinlerken hitap ettiği
kitlenin kalabalık olması göğsümü kabarttı. Çünkü üç yıl öncesinde olduğu gibi
devlet ve millet meydanlarda bütünleşmiş. Aynı duygular içerisinde bir araya
gelmiş ve dünyaya biz bir ve beraberiz mesajı verilmiştir. Diğer taraftan
üzüldüm. Devletin başı meydanlardaydı, halk da hakeza. Fakat yönetime talip
irili, ufaklı siyasi parti liderlerini göremedim ve "Erdoğan yine yalnız.
Adamın kaderi yalnızlık galiba" dedim. Gerçekten parti liderlerimiz
nerede? Bu günün adı "Demokrasi ve Milli Birlik Günü" olduğuna göre
tüm dünyaya "Aramızda farklılıklar olsa da, birbirimize rakip olsak da
konu memleket ise gerisi teferruattır" deyip meydanlarda yer almalıydı
siyasi partilerimiz. Darbe teşebbüsünde Erdoğan hedef ise de bu menfur darbe bu
ülkeye yapılmıştır. Vatanı koruma uğruna 251 şehit ve binlerce yaralı
verdiğimiz bu gecenin yıl dönümünde siyasi parti genel başkanları bu günde
meydanlara çıkmayacaklar da ne zaman çıkacaklar? Dertleri "Siz ölün, bedel
ödeyin, bu ülkeyi başkasına teslim etmeyin. Biz seçim zamanlarında meydanlara
çıkar, sizden oy ister, verdiğiniz oylarla ülkeyi yönetiriz" diye
düşünüyorlarsa çok beklerler. Külfette yer almayanlar nimetlerden
faydalanamazlar.
İkinci Kurtuluş Savaşımız olan 15 Temmuz devletiyle, milletiyle
herkesindir. Tek partiye, tek kişiye ait değildir. Gün tüm küskünlük ve
dargınlıkları bir tarafa bırakarak birlik ve beraberlik günüdür. Tıpkı 7
Ağustos 2016 tarihinde yapılan Yenikapı mitinginde nasıl siyasi parti
liderlerinin ekseriyeti yer almış ve buna "Yenikapı Ruhu" denmiş ise
bugün de aynı duyarlılığı göstermeleri gerekiyordu. Maalesef bunu göremedim.
Burada gördüğümü yazıyorum. Olayın perde gerisini
bilmediğim gibi programa katılmayan siyasi liderlerin katılmama nedenlerini de
bilmiyorum. Acaba davet gitmemiş olabilir mi? Şayet davet edilmedilerse yanlış
yapılmıştır. Diyelim ki davet edilmediler. Bugün sadece halk ile
Cumhurbaşkanının günü değil ki... Pekala biz de katılacağız diyebilirlerdi.
Haydi yeni seçimden çıkıldı, seçim atmosferinde kırgınlıklara varan sözler
söylendi. Bundan dolayı bir arada görünmek istemediler. Bir başka meydanda
kendilerini gösterip mikrofondan günün anlam ve önemiyle ilgili birkaç cümle
söyleyebilirlerdi.
Ben de çok şey bekliyorum galiba… Çünkü siyasi partilerden
bir kısmı bu hain kalkışmayı hala "Kontrollü darbe" olarak görmeye
devam ediyor ise elbette katılmalarının bir anlamı yoktur.
***18/07/2019 tarihinde Barbaros ULU adıyla Pusula haber gazetesinde yayımlanmıştır.
***18/07/2019 tarihinde Barbaros ULU adıyla Pusula haber gazetesinde yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder