Demokrasilerde
seçim vardır. Belli bir sürenin sonunda seçmenin önüne sandık konur. Sandık
sonucunda kazanan ve kaybedenler olur. Bazen biri, bazen öbürü kazanır.
Hep
aynı parti kazanır, öbürü hep kaybeden olursa ülkelerin demokrasisi tam
oturmamış olur. Bir müddet sonra sıkıntılar ortaya çıkmaya başlar. Sürekli
kazananlarda şımarma, savrulma, rehavete kapılma baş gösterebilir. Nasılsa
kazanıyoruz denerek hizmetlerde aksama meydana gelebilir. Siyasi rakip ve
muhalifleri susturma yoluna gidilebilir. Sürekli kaybedenler de ise nasılsa her
seçimi kaybediyoruz denilerek sandığa gitmeme, sandıktan ümidi kesme, siyaset
dışı başka arayışlara girme, hoşnutsuzluk durumları ortaya çıkabilir.
Ne
demek istiyorum? Demokrasilerde partiler seçim kazanabilmeli ve kaybedebilmeli.
Böyle olduğu takdirde partilerde ve partilerin seçmenlerinde bir heyecan ve
çalışma azmi ortaya çıkacaktır. Umudunu herkes sandığa bağlayacaktır.
Kaybeden
niçin kaybettiğini sorgulayacak, diğer seçimi nasıl kazanabilirim üzerine
yoğunlaşacaktır. Seçimi kazanan da hizmet etmek için elinden geleni ardına
koymayacak. Var gücüyle çalışacaktır. Çalışmadığı takdirde bir sonraki seçimi
kaybedeceğini düşünecektir.
Partiler,
kaybedince dünyanın sonu olmadığını anlarlar. Demek ki kendimizi iyi
anlatamadık ya da seçmen bizi ikna edici bulmadı, nasip değilmiş derler.
Kazananlar ise zafer kazandık narası atma ihtiyacı hissetmezler. Çünkü bir
sonraki seçimi kaybetme ihtimalleri vardır.
Partiler
kazanma ve kaybetme üzerine yoğunlaşınca bundan ülke kazançlı çıkacaktır. Hangi
parti kazanırsa kazansın vatandaş kazanacaktır. Çünkü kazandığını kaybetmemek
için var gücüyle çalışacaktır.
***
Partilerin
kalesi diyebileceğimiz ilçe, il ve büyükşehirlerimiz var. İster genel, ister
mahalli seçim olsun, buraları daima aynı partiler kazanır. Aynı parti kazandığı
için buralarda aslında seçim yapmaya bile gerek yok. Zaten kazanan da çok büyük
yatırımlar yapmadığı gibi çok büyük hizmet etmesine de gerek kalmıyor.
Buralarda sadece kazanan partinin adayı değişir. Buralar partilerin kurtarılmış
bölgeleridir. Zihniyet değişmediği için seçim, buralarda bir yenilik getirmez.
Bu yüzden kale diye tabir edilen yerlerde bir yenileşme ve gelişme görülmez.
Kale tabir edilen yerler partilerin hoşuna gitse de demokrasi adına sağlıklı
değildir. Aslında seçim yoluyla ara ara zihniyet değişimi olacak ki hiçbir yer
partiler için çantada keklik olmamalı. Kim gelirse çalışmaktan ve hizmet etmekten
başka çaresi olmadığını bilmeli.
*26/06/2019 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
*26/06/2019 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder