25 Ocak 2023 Çarşamba

Aynı Familyadan Olan Sürücüler

Yolun sol şeridini izleyen şu muhterem, bu şeridi kimseye vermez. Çünkü babasının mülkü sanıyor.

Hız sınırının altında gider. Şu ışığa yakalanmayalım, yeşil dalgadan faydalanalım, ne olur biraz bas ya da yol ver geçeyim dercesine selektör yaparsın. Bana mısın demez.

Herhalde görmedi, bir daha uyarayım belki bu sefer insafa gelir ve acır diyorsun. Ne mümkün efendim.

Sağ şerit boşalır gibi olur. Olmayacak sağa geçip basıp gideyim diyorsun. Ne yapacağını kestirir. Çünkü ne yapacak diye seni dikizler dikiz aynasından. O da sağ tarafa geçer.

Soldan geçeyim diyorsun. O da sola girer.

Olmayacak, ortadan geçeyim diyorsun. O da ortalıyor ve sonunda mutlu sona ulaşır. Çünkü artık kırmızı yanmıştır. Kendisi de durur, seni de durdurur. Zaten istediği de buydu. Bir görevini daha böylece tamamlamış olur. Çünkü acelesi yoktur. Vakit geçirmek için çıkmıştır trafiğe.

Bazıları da kırmızı yandıktan sonra ışığı dinlemez, basar gider. Çünkü onun görevi seni ışığa bırakmaktı. Görev tamam yani.

Kızıp homurdansan da en azından kurtuldum, önüm açılır diyorsun.

Ama sevincin kursağında kalır. Çünkü giderken nöbeti başkasına devretmiştir. Önüne çıkar bir başkası. Ağır ağır gidersin arkasından.

Bunlar farklı yerlerde otursa da farklı yollarda seyretseler de ruh ikizidir bunlar. Birbirlerini tanımasalar da ekip ruhuyla çalışırlar. Birini bir şekil ekarte edip kaçabilsen de bir başkası geçiyor önüne.

Ortak özellikleri trafiği felç etmek, kilitlemek, yeşil dalgalarda bile defalarca ışığa yakalatmak.

Gördüğüm en azimli ekip bunlar. Ana babaları farklı olsa da aynı familyadan.

Bıkıp usanmadan görevlerini bihakkın yerine getiriyorlar.

Sonunda bunlara kızmayı bırakıp sabrı öğreniyorsun. Çünkü kıza kıza kendini yiyip bitiriyorsun. Sakinleşip Allah bildiği gibi yapsın bunları diyorsun. Nasılsa az sonra kavşak gelecek, yol çoğalacak. Ben nasılsa tali yola sapacağım, oraya da gidecek değil ya. Bu vesileyle bir başına kalırım planı yapıyorsun.

Vara demez olaydım. Bunca maharetinin arasında bir de içini okumaları yok mu? Tek aracın geçebileceği dar yola yani senin yoluna sapmaz mı? Hiç istifini bozmadan ağır ağır gidiyor.

Burada da bir başka maharetini daha sergiliyor. Elinin altında bir hızla arabayı nasıl stop ettirmeden götürüyor, inanın bu yeteneğine şapka çıkarıyorum.

O gidiyor, sen de gölge gibi onu takip etmek zorundasın. Ben onu takip ediyorum da o mu beni, ben mi onu takip ediyorum, tam tespit edemedim bugüne kadar. Çünkü ne kadar yol ayrımı gelmişse, senin gideceğin yöne sürüyor. Nihayet evine sapan sokağa girince geçip gidiyor.

Nereye gittiğini ne siz bilebilirsiniz ne ben. Öyle zannediyorum, ben evime geçtikten sonra o arkasına takacağı bir başka araba bulmanın arayışına girmiştir.

Görev görevdir. Küçümsenemez.

Günde bu şekil kaç kişinin hayır duasını alsa, görevini yapmanın huzuru içinde yarına Allah kerim, bakalım, bahtıma kim çıkacak deyip bunca yorgunluğun ardından, öyle zannediyorum derin bir uyku çekiyorlardır. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder