Ramazan
Bayramı sonrasının ilk cuma namazını kılmak için mahallemdeki camiye gittim.
Ezan okunduğundan herkes cumanın ilk sünnetini kılmaya başlamıştı. Alt kat dolu
olduğu için caminin üst katına yöneldim. Yarı karanlık bir ortamda basamakları
çıkarken diş ve göz beyazlıklarından çıkarttığım siyahî birinin basamakların
tam ortası kıvrım yerinde oturduğunu gördüm. Bereket üzerine basmadım. Herkes
namazını kılarken o, uzatmış ayaklarını, vermiş sırtını duvara, almış eline
telefonunu. Giriyor bir yerlere. Çok rahat gördüm kendisini. Allah rahatını
bozmasın.
Sünnetler
kılındı, iç ezan okundu. Hatip evlilik müessesesinin önemine işaret eden,
evlilikte ve evliliğin devamı için neler yapmamız gerektiği üzerine güzel bir
hutbe irat etti. Tam düğün sezonunun açıldığı bugünlerde böyle bir hutbe
yerinde bir hutbe. Umarım evliliğin sağlam temelleri için hutbede değinilen
hususlara özen gösterilir. Çünkü borç harç içerisinde yaptığımız şaşaalı
düğünlerin ardından çoğu evlilikler maalesef yürümüyor, birden dağılıyor.
Hutbenin
bitiminde okunan ayet ve verilen ayet mealinin ardından imamdan
"Yapılmakta olan muhtelif cami inşaatları için cami çıkışında sergi
açılmıştır... Müftülüğümüz bünyesinde okumakta olan üniversite öğrencileri
adına yardım toplanacaktır... Camimizin ihtiyaçları için yardımlarınıza
ihtiyacımız var..." duyurusunu bekledim. Maalesef böyle bir açıklama yapılmadı.
Demek ki yardım toplana toplana buralara ya ihtiyaç kalmadı ya bayramın
arkasına tatil olarak Cuma da eklendiği için tatilde çalışılmaz denilip yardım
toplanmadı ya da caminin resmi görevlileri imam ve müezzin tatilde olduğu için
bu görev yapılamadı, eksik kaldı. İnşallah cumamız kabul olmuştur. (Bu arada
imam ve müezzin yoksa namazı nasıl kıldınız diye aklınıza gelebilir. Birileri
bu görevi hakkıyla yerine getirdi.)
Müezzinin
kamede başlamasıyla birlikte cemaat hep beraber cumanın farzı için ayağa kalkıp
saf düzeni alınca merdivenlerde oturmakta olan siyahînin rahatı bozuldu.
Lütfedip son anda bulduğu bir boşluğa geçti ve namaza durdu. Farzın bitiminden
sonra birçoğu gibi o da camiyi terk etti.
Camide
kalanlarla birlikte son sünneti ifa ederken hayret ki dışarıdan hiç ses
gelmedi. Huşu içerisinde geri kalan namazlarımızı kılıp çıktık. Bir gariplik
vardı orta yerde. Çünkü resmen yardım toplanmadığı gibi caminin her zaman
müdavimlerinden olan dilenciler de yoktu. Sağda-solda elinde poşet "Allah
rızası için boş geçmeyelim" deyip elini açanı görmedim. Ya dilenciler de
doyuma ulaştı, ihtiyaçları kalmadı ya dilenciler de tatile çıktı ya da bayram
sonrası ilk cuma iş çıkmaz, yorulduğumuza değmez deyip caminin önünde para
toplamak için sıraya girmediler. Niyetleri ne ise Allah razı olsun. Sayelerinde
sessiz sakin bir namaz kıldık. Darısı diğer cuma günlerine inşallah!
Camiden çıktıktan sonra arayan soran var mı, hem Siyahînin sünnetini işleyeyim diye elim, cebimdeki cep telefonuna gitti. Bir whatsapp mesajı vardı. Önemli bir şey mi diye baktım. Biri; bir ayet, bir hadis ve bir dua göndermişti. Mesajın bitiminde de cumamızı tebrik ediyordu. Mesajın saatine baktım: 13.06'da gelmiş mesaj. Tam hutbenin okunduğu vakitler yani.(Konya için) Merak ettim acaba bana bu mesajı gönderen cumaya gitmedi mi yoksa cumaya gitti de cumanın ilk sünneti kılınırken ve hutbe irat edilirken Siyahî gibi elinde telefonla oynayıp o anda mı mesaj gönderdi? Eksik olmasın...
Bayram
sonrası eda ettiğimiz ilk cuma namazı notlarımda ne mesajı mı vermek istedim?
Siz arif insanlarsınız. Ne demek istediğimi çıkarırsınız.
*10/06/2019 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
*10/06/2019 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder