İstanbul seçimlerinin iptal ve yeniden yenilenmesiyle
ilgili verilen kısa karar gerekçesinin ardından dört gözle beklenen gerekçeli
karar nihayet yayımlandı. Tamı tamına 250 sayfa. Oku oku, bitmez. Hepsini
okuyayım, neler var gerekçede diyen bir meraklı, hiç ara vermeden dakikada bir
sayfa okusa dört saatten fazla bir zamanını ayırması gerekiyor.
Kararın gerekçesi YSK tarafından açıklanır açıklanmaz
kararın gerekçesini savunanlar ve bu karara ve gerekçesine karşı çıkanlar
yayımlanan karar gerekçesini doğru dürüst okumadan gerekçe üzerine konuşmaya
başladılar. Günlerdir beklenen ayrıntılı gerekçe tartışmayı bitirdi mi?
Maalesef bitirmedi. İptal kararını savunanlar gerekçeye dört elle sarılan
açıklamalar yapıyor. Kararı eleştirenler ise "Çalınan minareye kılıf
hazırlanmış" diyor. Yani 6 Mayıs tarihinde taraflardan kim neredeyse aynı
yerinde duruyor. Kimse ikna olmuş görünmüyor.
Burada niyetim gerekçeli kararı savunmak veya eleştirmek
değil. Karar ikna edici olsa da olmasa da, kararı ve gerekçesini beğensek de
beğenmesek de orta yerde seçimin yenilenmesiyle ilgili uymanız gereken bir
mahkeme kararı var. Bu kararı savunmanın veya yermenin kimseye, taraflara ve
ülkeye bir faydası yoktur. Bu mantaliteyle buradan kimseye bir ekmek çıkmaz.
Çünkü kimse kimseyi ikna edemez. Maksat bağcıyı dövmek ise bunu taraflar çok
güzel beceriyor. Bence bağcıyı fazlasıyla dövdük. Çok zaman kaybettik. Bu
aşamadan sonra tarafların üzüm yemeyi düşünmesi ve bunun üzerine kafa yorması
gerekiyor. Ağlamanın, sızlanmanın zamanı değil. İstanbul seçimleri yenilenecek.
Şunun şurasında kısa bir zaman kaldı. İstanbul'u almak isteyen varsa -ki herkes
çok istiyor- araziye çıkıp propagandasını yapmalı. Adam adama markaj
uygulamalı. Seçmenin gönlüne dokunmalı. Aslında bana göre yeniden araziye
çıkmaya gerek bile yok. Çünkü adaylar zaten söyleyeceğini söyledi. Seçmen
hepsini biliyor, kararını sandıkta verecek. Adaylar hiç propaganda yapmadan
seçim gününü beklemeliler. Ne kendilerini yorsunlar ne de seçmeni. 23
Haziran'da sandıktan çıkan sonuca herkes katlanmalı.
23 Haziran'da seçimi kazanabilir veya kaybedebiliriz.
İstanbul'u kazanmak tüm dertlerimizi bitirmeyeceği gibi kaybetmek de dünyanın
sonu değil. Taraflar bu ülkeye bir iyilik yapmak istiyorlarsa bu aşamadan sonra
ortamı germemeliler, kızgın demiri söndürmeliler, centilmenliği elden
bırakmamalılar. Çünkü bu ülke bundan sonra da seçim yapacak. Türkiye,
İstanbul'dan ve iki tarafın isteklerinden ibaret değildir. Yine taraflar başta
YSK olmak üzere kurumları tartışmayı bir tarafa bırakmalı. Bu YSK bize bundan
sonraki seçimlerde de lazım. İçimize sinse de sinmese de bu karar bizi bağlar.
Dediğimiz oldu veya olmadı diye sürekli YSK ile yatıp kalkmak bu kurumu
yıpratır. Bence başta YSK olmak üzere kurumları yıpratmanın kimseye faydası
olmadığı gibi ülkeye de faydası olmaz. Hem kurumlarımıza güvenelim hem de
seçmene güvenelim. Hele seçmen yanlış üzerinde birleşmez.
* 25/05/2019 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
* 25/05/2019 tarihinde Anadolu'da Bugün gazetesinde yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder