Yaşadığımız hayat içinde öyle gariplikler barındırıyor.
Belki de bundandır çoğu zaman birçok şeyi garipsiyoruz. Garip karşıladıklarımız
çoğu vakit beklediğimiz veya umduğumuz gibi gitmeyince oluyor. Mesela düşünce
olarak birbirinin aynısı veya birbirine yakın kişi veya grupların birbirleriyle
daha kolay anlaşması umulur. Daha doğrusu beklenir. Çünkü diğerlerine göre
ortak noktaları daha fazladır. Ama bu işler beklendiği gibi olmuyor. Nitekim
iki kere ikinin çoğu zaman dört etmediği gibi…
Biraz açık yazıp işi siyasete getirelim. Mesela AK Parti
ile Saadet Partisi aynı seçmen kitlesine hitap eden, ekseriyetle aynı kitleden
oy alan iki siyasi partidir. Fikir ve düşünce bakımından aşağı yukarı aynı
düşünce yapısına sahipler. Hemen hemen duyarlılıkları aynıdır. Bu iki parti bir
parti çatısı altında güçlerini birleştirecekleri yerde farklı siyasi partilerle
yollarına devam ediyorlar. Diyelim ki şartlar bunu gerektirdi, yolları ayrıldı.
Farklı partilerde iken birçok konuda birbirleriyle dirsek temasına girmeleri,
örtülü veya açık destek vermeleri makul olan iken veya kamuoyunda böyle bir
beklenti var iken birbirlerine çelme takmaya çalışıyorlar. Zıt düşüncenin
göstermediği karşıtlığı birbirlerine gösteriyorlar. Zaman zaman nezaketi de
elden bırakıyorlar. İşi farklı zihniyetlerle iş tutmaya kadar götürüyorlar.
Kerhen bile bir araya gelemeyen bu iki partinin oy
bakımından büyüğü "Ben büyüğüm, dükkanı kapat gel" havasında. Küçüğü
ise "Bırak gelmeyi, senin rakiplerinde iş tutarım, yine gelmem"
görüntüsü veriyor. Görüntüleri düşman kardeşler görüntüsü. Hani adama sormuşlar
"Düşmanın var mı" diye. Adam yok demiş. "Kardeşin de mi
yok" demişler ya işte bu iki parti kardeş. Ama düşman kardeşler. Dostu
üzen, düşmanı güldüren kardeşlik bunlarınki.
Bu iki partinin birbirine husumetine ve amansız
mücadelesine örnek vermek için çok gerilere gitmeye gerek yok. Malumunuz
İstanbul seçimleri yenilenecek. Başkanlık yarışı AK Parti ile CHP adayları
arasında geçecek. 31 Mart'taki seçimlerde fazla bir varlık gösteremeyen bazı
partiler CHP adayı lehine adaylıktan çekilirken Saadet Partisi, seçimi kazanma
ihtimali olmamasına rağmen adayını AK Parti adayı lehine çekme yoluna gitmiyor.
Kendileri kabul etmese de SP'nin bu yaptığı CHP adayına örtülü bir destektir.
Kamuoyu kerhen bile olsa adayını çekmeyi bekliyor. Saadet bunu yapmazken AK
Parti de burnundan kıl aldırmıyor ve zeytin dalı uzatma yoluna gitmiyor. Bir
oyun bile önemli olduğu bu seçimde Kürt oyları kadar Saadet oyları da
belirleyici olacaktır. Kendileri bilir ama SP, böyle yapmakla topuğuna sıkıyor
ve gittikçe marjinalleşecek.
Hasılı ben SP'nin yerinde olsam yenilenecek İstanbul
seçimlerinde adayımı geri çeker, AK Parti'ye destek açıklaması yapardım. Destek
açıklaması yapmasa bile en azından seçime girmeyerek seçmenimi serbest
bırakırdım. Bu tavır iki kardeş parti arasındaki buzları eritecektir. Bu jest
birbirlerine yaklaştıracaktır. Aksi, bir daha bir araya gelemeyecek şekilde
yaraları derinleşecektir.
***13/06/2019 tarihinde Pusula Haber gazetesinde Barbaros ULU adıyla yayımlanmıştır.
***13/06/2019 tarihinde Pusula Haber gazetesinde Barbaros ULU adıyla yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder