11 Mayıs 2019 Cumartesi

Devrimin Kendi Çocuklarını Yemesi


Bir toplumda ortak fikir, düşünce, siyasi görüş çerçevesinde bir araya gelip belirledikleri hedefe doğru yürüyenler, sırt sırta verip bir ve beraber oldukları müddetçe dışarıdan gelebilecek tehdit ve tehlikeleri kolayca savuştururlar. Rakipleri bunlara kolay kolay zarar veremezler. Güç kaybetmezler. Azim ve gayretlerinin bir sonucu olarak başarılı da olurlar. Kısa bir müddet sonra bu başarılarını taçlandırırlar. Rakiplerini tek tek diskalifiye ederler. Birbirlerine saygı göstererek herkes görevini layıkıyla yaptığı müddetçe kimse ellerine su dökemez.

Ne zaman ki içlerinden bir veya bir kaçı  tüm başarıyı kendisine mal eder, kendi başına buyruk hareket etmeye başlar, buyurgan bir tavır içerisine girerse birbirlerine karşı güven zedelemesi baş gösterir. Yerinde müdahale edilmez ise kırılganlıklar, incinmişlikler ve küskünlükler ortaya çıkmaya başlar. Dağ dağa küser ama dağın haberi yoktur bunun adı. Sorun yok kabul edilip birbirlerini görmemeye başlarlar ve karşılıklı gönüller alınmazsa bir zamanlar bir ve beraberlikleri düşman çatlatan cinsten olan bu ekip birer birer kopmaya ve birbirinden uzaklaşmaya ve ayrışmaya başlar. Bu durumda tarafların en zoruna giden belki de neyin var denmemesidir. Arkadaşım nereye gidiyorsun denmediği gibi ayrılıp gidene hain, vefasız gözüyle bakılması, arkasından üçüncü şahısların ileri geri konuşması sorunu iyice derinleştirir, yarayı kangrene dönüştürür. Buna sarı ineğin teslim edilmesi, gönderilmesi veya sarı ineğin çekip gitmesi de denebilir. Giden sarı ineğin sayısı arttıkça daha önce ortaya konan güç ve beraberinde gelen başarı önce duraklamaya, ardından gerilemeye başlar. Çünkü gidenin yerine gelenler o boşluğu dolduramamıştır. Eski başarı gelmedikçe birbirlerini eleştirmeye götürürler işi. Birbirlerine bu yaptıkları bir itibarsızlaştırma ve rol kapmadır. Bundan da rakipleri faydalanır. Bir çomak sokarak içeriden kopacak sarı inek sayısını çoğaltmaya çalışırlar. Kopup gelene de ayrı bir saygı duyar ve iltifat ederler. Eski arkadaşlarından görmediği iltifatı rakiplerinden görenler iyice ayrışmaya doğru gider. Görüntü dostu üzen, düşmanı sevindiren bir manzaradır. Bunun adı her devrim kendi çocuklarını yer sözünden başkası değildir. Eski dostların birbirinin ipini aşağıya doğru çekmesidir.

Sonuç, bir zamanlar herkesin gıpta ile baktığı kardeşlik hukuku biter, sarı ineklerin çekip gitmesi veya gönderilmesi sonucunda  daha önce ortaya koydukları sinerji kaybolur, güç kaybı ortaya çıkar, ardından çöküntüye doğru gider. Bu durum ayan beyan görünmesine rağmen ne oluyoruz, uyanalım bu kış uykusundan, ne idik, ne olduk, gelin üzerimizdeki sis perdesini kaldıralım, kırılganlıkları bırakıp yeniden bir araya gelelim diyecekleri yerde birbirlerinin ayağını çekmeye çalışırlar.  Başlarına geleni de birbirlerinden bilirler. Bu aşamadan sonra düşmana ihtiyaçları yoktur. Kendi kendilerine fazlasıyla yeterler.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder