Bir toplumda ortak fikir, düşünce, siyasi görüş
çerçevesinde bir araya gelip belirledikleri hedefe doğru yürüyenler, sırt sırta
verip bir ve beraber oldukları müddetçe dışarıdan gelebilecek tehdit ve
tehlikeleri kolayca savuştururlar. Rakipleri bunlara kolay kolay zarar
veremezler. Güç kaybetmezler. Azim ve gayretlerinin bir sonucu olarak başarılı
da olurlar. Kısa bir müddet sonra bu başarılarını taçlandırırlar. Rakiplerini
tek tek diskalifiye ederler. Birbirlerine saygı göstererek herkes görevini
layıkıyla yaptığı müddetçe kimse ellerine su dökemez.
Ne zaman ki içlerinden bir veya bir kaçı tüm başarıyı
kendisine mal eder, kendi başına buyruk hareket etmeye başlar, buyurgan bir
tavır içerisine girerse birbirlerine karşı güven zedelemesi baş gösterir.
Yerinde müdahale edilmez ise kırılganlıklar, incinmişlikler ve küskünlükler
ortaya çıkmaya başlar. Dağ dağa küser ama dağın haberi yoktur bunun adı. Sorun
yok kabul edilip birbirlerini görmemeye başlarlar ve karşılıklı gönüller
alınmazsa bir zamanlar bir ve beraberlikleri düşman çatlatan cinsten olan bu
ekip birer birer kopmaya ve birbirinden uzaklaşmaya ve ayrışmaya başlar. Bu
durumda tarafların en zoruna giden belki de neyin var denmemesidir. Arkadaşım
nereye gidiyorsun denmediği gibi ayrılıp gidene hain, vefasız gözüyle
bakılması, arkasından üçüncü şahısların ileri geri konuşması sorunu iyice
derinleştirir, yarayı kangrene dönüştürür. Buna sarı ineğin teslim edilmesi,
gönderilmesi veya sarı ineğin çekip gitmesi de denebilir. Giden sarı ineğin
sayısı arttıkça daha önce ortaya konan güç ve beraberinde gelen başarı önce
duraklamaya, ardından gerilemeye başlar. Çünkü gidenin yerine gelenler o
boşluğu dolduramamıştır. Eski başarı gelmedikçe birbirlerini eleştirmeye
götürürler işi. Birbirlerine bu yaptıkları bir itibarsızlaştırma ve rol
kapmadır. Bundan da rakipleri faydalanır. Bir çomak sokarak içeriden kopacak
sarı inek sayısını çoğaltmaya çalışırlar. Kopup gelene de ayrı bir saygı duyar
ve iltifat ederler. Eski arkadaşlarından görmediği iltifatı rakiplerinden
görenler iyice ayrışmaya doğru gider. Görüntü dostu üzen, düşmanı sevindiren
bir manzaradır. Bunun adı her devrim kendi çocuklarını yer sözünden başkası
değildir. Eski dostların birbirinin ipini aşağıya doğru çekmesidir.
Sonuç, bir zamanlar herkesin gıpta ile baktığı kardeşlik
hukuku biter, sarı ineklerin çekip gitmesi veya gönderilmesi sonucunda
daha önce ortaya koydukları sinerji kaybolur, güç kaybı ortaya çıkar, ardından
çöküntüye doğru gider. Bu durum ayan beyan görünmesine rağmen ne oluyoruz,
uyanalım bu kış uykusundan, ne idik, ne olduk, gelin üzerimizdeki sis perdesini
kaldıralım, kırılganlıkları bırakıp yeniden bir araya gelelim diyecekleri yerde
birbirlerinin ayağını çekmeye çalışırlar. Başlarına geleni de
birbirlerinden bilirler. Bu aşamadan sonra düşmana ihtiyaçları yoktur. Kendi
kendilerine fazlasıyla yeterler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder