20 Nisan 2019 Cumartesi

"Bende Öyle Bir Makam Sevgisi Varmış!"


1988 yılında E.Ü. İlahiyat Fakültesinden S.Ü. İlahiyat Fakültesine yatay geçiş yaptım. Son üç yılı Konya'da okudum. Kayseri’den ayrılırken hukukum olan sınıf arkadaşları ile posta adreslerini, varsa ev telefonlarını karşılıklı olarak aldık. 

Bazıları ile arada bir mektuplaştık. Bir zaman sonra yaygınlaşan cep telefonlarını birbirimize vererek haberleşmeye devam ettik.

2008-2009 yılları olsa gerek. Bir ara Sivas'tan Ekrem adında bir arkadaşım telefonumu bulmuş, aradı. Hal-hatırdan sonra arkadaşlardan kimlerle görüştüğümü sordu. Tokat'tan Osman ile görüştüğümü söyleyince numarasını istedi. Verdim. Kendisine Osman'ı aradığında önce kendini tanıtma. Ona bir makam teklif et. Bakalım nasıl bir tepki gösterecek dedim. Olur mu dedi bana. Olur niye olmasın dedim. Ne teklif edeyim dedi. Osman Sivas İHL'de okurken okul müdürü olan hocası milletvekili olmuş. O değilden Ankara'dan arıyormuş gibi telefon aç. Kendisine biz senin Tokat'ta yaptığın hizmetleri Ankara'da izliyoruz. Seni Ankara'da görmek istiyoruz diyebilirsin dedim. Gülüşüp vedalaştık.

On, on beş gün sonra Tokat'tan Osman'ı aradım. Selamımı alır almaz "Ulen Rambo(Bana bazen böyle hitap ederdi) bu sensin değil mi?" dedi. Hayırdır dedim. "Evet, bunu yaptırsan yaptırsan ancak sen yaptırırsın" dedi gülerek. Ardından "Ekrem'in Maliye Bakanlığından aradığını, hizmetlerini takip ettiklerini, seni artık bir makamla taçlandırmak istiyoruz" dediğini, kendisine "Benim yaptıklarımı nereden haber aldınız" dediğini, Ekrem'in de "Biz çalışanı biliriz" dediğini ve ardından "Müdür, müdür yardımcılığı görevi isteyip istemediğini" sorduğunu, ben de benim sınav puanım yok ama dedikten sonra bana "Boş ver sınav puanını. Puan bizim için formalite dediğini, benden yöneticiliği boş okul olup olmadığını sorunca "O zaman kardeşim! Falan okulun müdürlüğü boş. O zaman atayın beni oraya" dedim. Ardından Ekrem gülmeye başlar, kendisini tanıtır ve şaka yaptığı söyler.

Osman, Ekrem'le arasında geçen telefon diyalogunu anlattıktan sonra bana: Üstadım! Allah senden razı olsun. Bana iyi ki böyle bir oyun oynadın. Bu vesileyle kendimi tanımış oldum. Teklifi alır almaz hemen atladım. Bende öyle bir makam sevgisi varmış ki ortaya çıktı." dedi. 

Günümüzde bir meslek erbabının okul müdür yardımcılığı, okul müdürlüğü, ilçe-il milli eğitim müdürlüğü başta olmak üzere nerede bir koltuk varsa oraya geldiğini/getirildiğini görünce nedense bu anekdot aklıma geldi. Arkadaşım idarecilik istemede nefsinin ne kadar hevesli olduğunu söyleyerek bir öz eleştirisini yaptı. Sahi bugün nerede bir koltuk varsa oraya koşan bu meslek erbabı içerisinde kendisini bir öz eleştiriye tabi tutan kaç kişi çıkar? Maalesef çoğunda bu kritik yapılmadığı gibi bu meslek erbabından görev yapanların çoğu da koltuğun hakkını veremedi. Çevresine iyi bir imaj vermedi. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder