2014 yılında çıkarılan kanunla dört yıl okul yöneticiliği
yapanlar yeni bir değerlendirmeye tabi tutuldular. Yapılan değerlendirmede
tabir yerindeyse budandılar. Daha doğrusu kahir ekseriyeti başarısız bulunarak
öğretmenliğe döndürüldü. Pek azı yöneticiliğine devam edebildi. Elenen
yöneticilerin yerine sözlü mülakat yöntemiyle yeni yöneticiler iş başına
getirildi. Bunu yapanlar da kimi, niçin elediklerini bilmeyecek kadar çiçeği
burnunda yeni şube müdürü ve ilçe milli eğitim müdürleri idi.
2014 yılı milli eğitim müdürlerinin, milli eğitim müdür
yardımcılarının, şube müdürlerinin, ki okul müdürlerinin ve okul müdür
yardımcılarının yenilendiği bir dönem oldu. Mevcut milli eğitim müdürleri ve
milli eğitim müdür yardımcıları "eğitim uzmanı" oldu. Yöneticiliği
uzatılmayan okul müdür ve yardımcıları da öğretmenliğe döndü.
Yeni atama ve görevden eleme süreci çok hoş olmasa da bu
süreç maalesef yaşandı. Topyekûn bir bayrak değişimi yaşandı.
Yeni yöneticilerin görevlerine başladığı dönemde ilçeden il
merkezine görevlendirilerek göreve başlayan iki kişi ile görüştüm. Biri mi daha
önce tanıyordum, diğeri ile yeni tanıştım. Sevinçlerine diyecek yoktu.
Yüzlerinden ve konuşmalarından belli idi. "Eskilerin gittikleri çok iyi
oldu, sevindik" dediler. Niye böyle konuşursunuz dediğimde "Onlar
elenmeseydi biz ilçeden merkeze gelemezdik" dediler.
Yeni görevlerinde başarılar dilediğim bu iki kişinin
gidenlere oh olsun dercesine bir tavır sergilemeleri tıpkı yönetici atama
süreci gibi hiç şık değildi. Kurumlar kadıya mülk olmadığı gibi buralar boş
duracak da değil, biri giderse yerine öbürü gelecek. Birileri mağdur olurken
birilerine fırsat doğacak. Bunda garip bir durum yok. Garip olan içlerinde
tutmaları gereken hislerini dışarıya vurmuş olmaları. Birilerinin mutsuzluğu
üzerine mutluluk kurmaları garip olandı.
Yıl 2019. Yani milli eğitim müdürlerinin ve okul
müdürlerinin yenilenmesinin üzerinden dört yıl geçti. Duydum ki yerinden
edilen müdürlere “oh olsun” diyen müdürümüz çalıştığı kurumdan bir başka yere
sürgün gönderilmiş. Yine duydum ki tanımadığı müdürleri önüne gelen listeye
göre eleyen bir başka müdür de görev yaptığı yerden el çektirilmiş, yerine bir
başkası atanmış. Haklı yere mi alındılar, yoksa haksızlık mı yapıldı
bilmiyorum. Kendilerini de sever sayarım. Ama her ne sebeple olursa olsun bu
kişilere reva görülen yine hoş olmamıştır. Yani tasvip etmiyorum. İnsanlar bu
şekilde harcanmamalı diye düşünüyorum. Görüyorum ki eleme usulümüz ve
insanımızın onuruyla oynama kıstasımız yıllar geçmesine rağmen aynen devam
ediyor. Burada unutmamamız gereken bir şey var, kişi bir yere ne şekil gelirse
o şekil gider. Gelirken adamı sevindirir, giderken üzer. Ben ne yaptım dedirtir
insana.
Gelenlerin çoğu, gidenlerin arkasından “oh olsun” derken
ben onlar için aynı şeyi söylemiyorum. Keşke böyle olmasaydı…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder