6 Mart 2019 Çarşamba

"Ama Fahri Girmiş Olurum!"

Öğretmen ve idarecilerin maaş karşılığı girmekle yükümlü olduğu dersler Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenir. Eski Kararda okul müdürü, müdür başyardımcısı ve diğer yardımcılar maaş karşılığı olarak 6 saate kadar girer mevzuatına yer verilmişti. Bu mevzuata göre idareciler iki saat girdikleri takdirde görevlerini yapmış olurlardı. 

Bakanlık aldığı kararla yöneticilerin girmekle yükümlü olduğu 6 saate kadar kısmındaki "kadar" kısmını kaldırmak suretiyle idareciler 6 saat girmekle yükümlü oldular. Bu altı saat kararından yöneticiler pek hoşnut olmadı. "Bu kadar iş yükümüzün arasında biz bu altı saat derse nasıl gireceğiz" dediler. Yöneticilerin bu serzenişini yetkili sendika, hükümetle yaptığı toplu görüşmede gündeme getirerek okul müdürleri ve başyardımcıları için yeniden “altı saate kadar girer” kısmını hükümete kabul ettirdi.

Müdür yardımcıları biz ne zaman iki saat derse gireceğiz diye bekleye dursun, müdür ve müdür başyardımcıları ikişer saate girmeye başladılar.

Doğrusunu isterseniz ne müdürün ne müdür başyardımcıların ne de müdür yardımcılarının bırakın altı saati, ikişer saat bile derse girmelerini isterim. Çünkü idarecilerin girdiği dersten hayır gelmez. Niye derseniz? Hepsi için söylemiyorum ama büro işi yapan yöneticiler dersten uzaklaşıyor, çoğu zaman toplantı vb. nedenlerle derslerine giremiyorlar. Derse girdikleri zaman da hazırlıklı giremiyorlar. Ya geç girerler ya da girdikleri zaman bir misafir gelir. Dersleri çoğu zaman boş geçer. Bu durumu bilen çoğu veli, çocuğunun dersine idarecilerin girmesini istemez. Bir de idarecinin dersi Matematik gibi sayısal bir ders ise çocuk yandı demektir.

Haftada altı saat zorunlu olarak derse girmesi gereken müdür yardımcıları nazla-şifayla girebildikleri kadar derslerine girmeye çalışırken dershaneleri kapatan MEB, okullarda Takviye ve Yetiştirme Kursları açtırdı. Bu kurslarda görev almak isteyenleri teşvik etmek için MEB, bir saatlik kurs ücretini hafta içi verdiği ders ücretinin iki katına çıkardı. Etüt merkezlerinin bile vermediği bu ücreti almak için öğretmenler, okullarında açılan bu kurslara müracaat etti. Kambersiz düğün olur mu misali bu kurslara hafta içi 2 veya 6 saat derse girmekte zorlanan okul müdürü ve yardımcıları da müracaat etmeye başladı. Planlamayı da kendileri yaptığı için müdür ve yardımcıları bu kurslardan öncelikli olarak ders alır oldular. Burada çelişki yok mu? Var elbet. Dün 2 veya 6 saatlik zorunlu derse burun kıvıranlar, hafta sonu veya hafta içi ders bitimi açtıkları kurslarda ders alarak hizmet etme yarışına girdiler. Bazı müdür yardımcıları hafta sonu açılan kurslarda Rabbena hebbana misali önce kendilerine ders yazıyorlar. Hatta bunu da yeterli görmeyip hafta içi girdiği altı saatin üzerine bir altı saat daha ders alıyorlar. Çünkü ek dersin iyi bir getirisi var.

Geçen gün böyle birine rastlamış bir dostum. Anlattıklarını duyunca nutkum tutuldu. Okulunda, zümresinden başka öğretmenler olduğu halde ve öğretmenler biz 21 saatten fazla derse girmeyiz dememesine rağmen okulun müdür yardımcısı, hafta içi 12, hafta sonu açılan kursta da birinci dönem 6, bu dönem ise 2 saat ders alır. Okulunda bir öğretmen, rahatsızlığı dolayısıyla rapor alınca o öğretmenin derslerini diğer zümre öğretmenlerine dağıtmak için müdür yardımcısı toplantı yapar. Dağıtılmayan iki saatlik bir ders kalır. Müdür yardımcısı "Bu iki saat ne olacak, kim alacak" deyince toplantıdakilerden biri "O iki saate de siz girin hocam" der. Müdür yardımcısı ne cevap vermiş olabilir? Onu da söyledi dostum. "Ama ben fahri girmiş olurum" demiş müdür yardımcısı. Dostum "Olsun, fahri gir" demiş. Yardımcı, olmazsa girerim demiş. Ama maalesef girmemiş. O iki saatlik dersi branşı olmayan bir öğretmene vermiş. Gördünüz değil mi hizmeti? Evet okulunda derse girebilecek onca öğretmen olmasına rağmen müdür yardımcısının hafta içi niçin  12 saat derse girdiği böylece ortaya çıkmış olur. Ne diyelim? Allah daha çok versin böylelerine...

Müdür yardımcısının "Ama fahri girmiş olurum" sözünü duyunca 27 yıllık meslek hayatımın öğretmenlik ve idarecilik döneminde fahri olarak girdiğim dersler  aklıma geldi. Keşke dostumun tanıdığı bu yardımcıyı daha önce duymuş olsaydım, fahri olarak girer miydim(?!)  Giderdim yanına. Önüne diz çöker. Hocam, ne olur? Bu işler nasıl yapılır, bana bir anlat,  derdim. Heyhat ki heyhat!






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder