-Devam-
Sorun çözüldü mü? Hayır. Bizim emekli öğretmen pes etti mi?
Hayır. Dediği gibi çocuğunun kaydını aldı ve emekli olduğu eski okulu ÇPL'ye
götürdü. Çocuğu ÇPL'de OYS'ye girmiş ve sınavdan geçer not almış. Sınav
sonucunu öğrenir öğrenmez yaptığı ilk iş, bizim okulu telefonla aramak olur.
Telefona müdür yardımcısı çıkar: "Sizin bir verdiğiniz dersten çocuğum
burada 4 aldı" der ve telefonu kapatır.
İş bitti mi? Hayır. Velimiz bizi rahat bıraktı mı? Hayır.
Okulumuzdan ayarladığı bir kız öğrenci, velisiyle birlikte kaydını aldırmak
için geldi. Kızı önüme alıp niçin ayrılmak istediğini sordum. Tüm ısrarıma
rağmen bir neden söylemedi. Sebebini söylemeden kaydını vermeyeceğimi söyledim.
Sonunda İngilizce öğretmeninden derdinin olduğunu söyledi. Kızım, önümüzdeki
yıl dediğin öğretmeni sizin dersinize vermeyeceğim, olur mu dedim. Benden hiç
beklemediği cevabı alınca bir şey diyemedi, teşekkür edip gitti. (Söz verdiğim
gibi notu kıt olan (öğrenciye göre) öğretmeni mezun oluncaya kadar bu kızın
sınıfına vermedim. Mezun olduktan sonra odama gelip "Müdürüm, iyi ki
gitmeme izin vermedin. Bu okuldan mezun olduğum için çok mutluyum, size
teşekkür ediyorum" dedi.) Emekli müdürün sözünü dinleyen tek
öğrenciyi de bu şekilde vermemiş oldum. Emekli hocamız buradan da bir ekmek
bulamadı.
Emekli öğretmen eski velimiz peşimizi bıraktı mı? Asla.
Çünkü bu, kendisini inkar etmek demekti. Dediği gibi il milli eğitime de
giderek bizden şikayetçi olmuş. Şikayetini ciddi bulmamışlar ki il milli
eğitimden bizi arayan olmadı.
Bir zaman yolum il milli eğitime düştü. Emekli öğretmenin arkadaşım
dediği şube müdürünün yanına uğradım. Birlikte çayımızı yudumlarken şube
müdürüne, "Hocam bizim ilçeden daha önce birlikte çalıştığınız şimdilerde
emekli olan F... isimli arkadaşınız bizi şikayete gelecekti, geldi mi"
dedim. Şube müdürü, "Ha, o mu? Geldi bir ara. Bir şeyler söyledi, gitti.
Ciddiye almadım" dedi.
F... isimli öğretmen velimizin bizimle ilgili elindeki tüm
kozları bu şekilde elinde patladı. Biz kurtulduk ama çocuğunu götürdüğü okul,
kendisinden çok çekti. Neyse bizden ırak olsun da nere giderse gitsin dedim.
*
Çocuğunu bizden götürdükten üç yıl sonra giden öğrencimiz
aklıma geldi. ÇPL müdürünü telefonla aradım. Hocam üç yıl önce bizden size
geçen bir öğrencimiz vardı. Bu sene mezun olması lazım, sınav sonucu nasıl
dedim. ÖSS'den iyi bir puan alamadığını fakat babasıyla başlarının dertte
olduğunu söyledi. Ne yaptı yine dedim. Fizik öğretmenini arıyor durmadan. Çünkü
notunu düşük vermiş dedi. (Adam, çocuğum üniversite puanından iyi puan alamadı
deyip üzüleceği yerde düşük not veren öğretmenin peşine düşmüş. Ne işe
yarayacaksa?)
Huylu, huyundan vazgeçmiyor demek. Size de, bize de geçmiş
olsun dedim. Gülüştük. Nasıl gülmeyelim? Bir beladan daha kurtulmuştuk.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder