Beni izleyip takip
edenler bilir, hayatım boyunca bir köy, bir kasaba olmak için çabaladım. Muhtarlıktan
cumhurbaşkanlığına kadar bir koltuk isteyerek bu ülkeye bir çivi çakmak
istedim. Ama ne köy olabildim ne de kasaba. Üstelik büyükşehir yasası ile
birlikte köy ve kasabalar da kalktı. Sanki benden dolayı kaldırılmış gibi.
Beklentilerimin
gerçekleşmemesine rağmen ümidimi hiç yitirmedim. Çünkü karamsarlık bana
yakışmazdı. Bir gün keserin dönüp sapından tutacağıma dair inancımı hep
korudum. İmdadıma Trump’ın Venezuela modeli yetişecek gibi. Malumunuz Trump, Venezuella’nın
seçilmiş meşru devlet başkanını iktidardan indirmek için ülke muhalefet
liderini meşru devlet başkanı olarak tanıdığını açıkladı. Trump’ın bu
açıklamasına destek açıklaması yapan ülkelerin sayısı da az değil. Onlar da
seçimi kazanamamış bir muhalefet liderini ülkenin meşru başkanı olarak kabul
ettiklerini ilan ettier. Demokrasinin doğup dünyaya yayıldığı AB ülkeleri bile
toplanarak muhalefet liderini meşru olarak tanıma tartışması yaptı. İtalya
karşı çıkmasaydı herhalde AB de bugün seçilmiş başkanın karşısında seçim
kazanamamış muhalefet liderini devlet başkanı olarak tanıyacaktı.
Burada niyetim
Venezuella’yı anlatmak değil. Hangisi haklı-haksız tespiti de yapmayacağım. Benim
amacım kıssadan hisse çıkarma misali buradan kendime pay çıkarmak. Venezuella’nın
başına gelen niçin benim ülkemin başına gelmesin. Malumunuz ülkeyi 17 yıldır
tek başına bir hükümet yönetiyor. Çünkü girdiği bütün seçimleri kazandı bugüne
kadar. Görünen, bundan sonraki seçimleri de kazanacağıdır. Sayın Trump,
Venezuella’ya yaptığı bu iyiliği öyle zannediyorum bizim ülkeye de yapacak ve bizim
ülkede de Ana Muhalefet liderini ülkenin meşru Cumhurbaşkanı olarak ilan edecektir.
Bunun için önce Trump’ın Venezuella modelinin başarılı olmasını beklemek lazım.
Trump’a kalsa bizde de hemen muhalefet liderini meşru başkan olarak ilan
edecek. Ama bizim Ana Muhalefet kendi iş işleriyle boğuşuyor. Yani Trump kara
kara ülkeyi teslim edeceği birini arıyor. Aslında Trump’ın düşünmesine gerek
yok. Bu ülkede bu iş başarıya ulaşır. Çünkü bu model, Venezuella’dan önce 99
yılında bu ülkede denenmekle kalmadı, uygulandı. Bu ülke, 28 Şubat sürecinde
iktidardaki Refah-Yol hükümetini indirdikten sonra Meclis’te vekil sayısı
bakımından 4. sırada olan yavru muhalefet liderine hükümeti kurma görevi verdi
ve ülkede 56.azınlık hükümeti kuruldu. Yani Trump, Venezuella modelini bizden
kopya etmiş. Baktı ki bizde bu maya tuttu, bunu Latin Amerika ülkesinde de
denemek istiyor.
Bu modelden bana ne pay
çıkacak, nerede bu kıssadan hisse derseniz, bizim ülkedeki Ana Muhalefet ve
muhalefet partilerinin durumu belli. Kendi iç meseleleriyle boğuşuyorlar. Bu
durumda Trump ne yapacak? Oturup muhalefetin kendi sorunlarını halletmesini mi
bekleyecek? Çünkü iktidarın el değiştirmesi acillik arz ediyor. Bu durumda
eceline susayan Trump ne yapacak? Kuvvetle muhtemel beni görecek ve beni
ülkenin tek meşru devlet başkanı olarak ilan edecek. Niçin görüp ilan etmesin?
Çünkü her seçimde her koltuk ve makama kendimi hazırlayan biriyim. Benden
iyisini mi bulacak? Sonra maksat bir türlü iktidardan indirilemeyen hükümeti
indirmek değil mi? İşte ülkenin eline geçen bir fırsat! Kendim için bir şey
istiyorsam namerdim. Tek amacım bu ülkeye hizmet etmek.
Bu durum benim içime
sinecek mi? Niye sinmesin? Sonra siz bendeki mideyi bilmiyorsunuz. O kadar kişi
Venezuella’yı içine sindiriyor, midelerinde bir sorun olmuyor da benim midem de
mi sorun olacak? Gidin işinize!
***07.02.2019 tarihinde Pusula Haber gazetesinde Barbaros ULU adıyla yayımlanmıştır.
***07.02.2019 tarihinde Pusula Haber gazetesinde Barbaros ULU adıyla yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder