6 Şubat 2019 Çarşamba

Muhtar Çakmağı


Küçüklüğümde sigara içenler başta olmak üzere evlerin mutfağında genelde üzerinde "Vasati 40 çöp" yazılı kibritler olurdu. Az sayıda varlıklı insanlarda çakmak olurdu. Beyaz tütün tabakasıyla birlikte özene bezene saklarlardı çakmağı. Demek ki ya bu çakmaklar yaygın değildi ya da pahalıydı. Milletin alım gücü yoktu. 

Günümüzde kibritten ziyade çakmak kullanmak daha yaygın. Bir ara taşı ve gazı biten çakmakları doldurtmak modaydı. Çarşı merkezlerinin çoğu köşe başlarında bu işi yapan kimseler eksik olmazdı. Şimdilerde çakmağına hava dolduran pek kalmadı. Havası bitince atılan, yerine yenisi alınan kullan-at çakmakları daha çok kullanılıyor. Bir çakmak çeşidi var ki kullanılıp atılmıyor. Havası bitince tekrar tekrar kullanılan çakmaktır bu. Adı da muhtar çakmağı. Bu çakmağı üretip piyasaya sürenin bu çakmağa muhtar çakmağı adını vermediğini, diğer çakmak çeşitlerine göre pahalı olduğunu biliyorum.  Ama bu çakmağa niçin muhtar çakmağı dendi, bu adı kim verdi bilmiyorum. Sanal alemde basit bir araştırma yapınca bu çakmakla ilgili “Almanya’dan izinli gelen gurbetçilerin köyün ileri gelenlerine bu çakmağı hediye ettikleri, çakmağın bu şekilde yaygınlaştığı” bilgisine ulaştım. Bir diğer bilgi de “Köyün muhtarlarının şehre sık sık gidip gelmesi nedeniyle dönüşte bu çakmağı satın alıp geldikleri, genelde bu çakmağı muhtarlar kullandığı için halkın bu çakmağa muhtar çakmağı adı verdikleri” şeklindedir. Verdiğim bu bilgileri yaşı biraz ilerlemiş herkes bilir.

Garibime giden bu çakmağa niçin Cumhurbaşkanı, başbakan, bakan, başkan çakmağı denmedi de muhtar çakmağı dendiği? Bunu da anlamak zor olmasa gerek. Çünkü köylünün sürekli gördüğü, bir işi için uğradığı en büyük devlet yetkilisi muhtardır. O günün şartlarında daha büyük bir makam sahibini görmesi çok zor. Ama çakmağa muhtar çakmağı adı vererek halkımız yüksek öngörüsünü göstermiş. Çünkü muhtarlık bugün son yıllarda hiç olmadığı kadar revaçta ve önemli hale geldi. Hiçbir bütçesi olmamasına rağmen her seçimde mahallesine muhtar olmak isteyenlerin sayısı da az değil. Hatta çoğu yerlerde en büyük tartışma ve rekabetler muhtarlık seçimlerinde olmaktadır. Eskiye oranla imkanları artırıldı. Hiç olmadığı kadar itibarları da var muhtarların. En büyük itibarı da Sayın Cumhurbaşkanı verdi: Kah Beştepe’de misafir ediyor, kah İspanya’ya gönderiyor, kah umreye. Önümüzdeki günlerde bahtlarına nereler çıkacak bilmiyoruz. Seçildiği mahallede kullanabileceği bir bütçesi ve sorumluluğu olmamasına rağmen vali, kaymakam, belediye gibi yerlere rahat bir şekilde randevu alıp gidebiliyorlar. Her türlü davet ve toplantıda boy gösterebiliyorlar. Üstüne de kendi yaptıkları iş, ticaret ne varsa yapmaya devam ediyorlar. Bir yerde bulunmaları gerekmiyor, mesai kavramları da yok.

Tüm bunlara ilave olarak adamların kendi adlarına bir de çakmakları var. Hangi faniye, hangi makam sahibine, hangi şöhret sahibine nasip olur böylesi nimetler? Allah yürü ya kulum demiş sanki! Adlarıyla anılan çakmaklar da kaliteli ve pahalı. Çakar çakmaz çakan çakmak gibi. Üstelik kullanılıp gazı bitince atılmıyor, eskimiyor da. Çünkü sağlam mı sağlam. Taş yerinde ağır misali diğer çakmaklara oranla biraz kaba ve ağır.

Tüm bu yazdıklarımdan “Senin muhtar olasın var, galiba” dediğinizi duyar gibiyim. Haklısınız. Muhtarlardaki bu imkanları ve çalışma şekillerini görünce insanın muhtar olası geliyor. Ben şimdilik muhtarlık özlemimi bir dostumun hediye ettiği muhtar çakmağını kullanarak gideriyorum. Belki muhtar olamadım ama çakmağım var. Adı da muhtar çakmağı.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder