İkindi namazı geçti geçiyor. Otobüsten indiğim gibi ikindiyi farzından kılayım diye Zafer'de bir camiye doğru yöneldim. Yürürken bir tane de sigara yaktım. Caminin kapısına geldiğimde sigaradan birkaç daha çektim. Ardından caminin havlusuna girdim.
Caminin havlusunda tek başına oturan ve akşam namazı vaktinin girmesini bekleyen tanıdık bir simayı gördüm. Onu görünce sigara içtiğimi gördü diye mahcup oldum. Çünkü gördüğüm dersimize girmemişti ama liseden bir öğretmenimizdi. 1984-1985 öğretim yılında üçüncü sınıfta iken bir saat boş dersimize gelmiş, bize dopdolu bir ders anlatmıştı. Hatırladığım kadarıyla eline tebeşiri aldı. Tahtanın en üstüne bir işaret koydu. Tahtanın altına da bir ırmak çizdi. "Bu ırmaktan pis su akıyor. Toplumun çoğu bu pis suyun içine girmiş durumda. Sizin göreviniz bu pisliğin içindeki insanları kurtarmak olmalıdır. Ne kadar kişiyi kurtarabilirseniz kar" demişti. Tahtanın en üstüne koyduğu işareti göstererek "Sizin gelmek istediğiniz hedef burası olmalı. Yani hedefinizi en yüksekten belirlemelisiniz. Bu hedefe ulaşmak için çaba sarf edeceksiniz. Hedefinize ulaşamasanız bile o hedefe ne kadar yaklaşırsanız kazançlı çıkarsınız" demişti. İşte o hocamızdı gördüğüm: Mustafa Akdedeoğulları. Saçları ağarmış, nur yüzlü bir piri fani idi gözümde. Okul bahçesinde onu gördükçe aklıma samimiyet gelir, Müslümanlık yaşansa yaşansa ancak bunun gibi yaşanır derdim. Allah rahmet eylesin.
Yanına mahcup bir şekilde varıp selam verdikten sonra halini hatırını sordum. Ardından "Galiba uzun süredir sigara içiyorsun, değil mi" dedi. Evet dedim. Dünya İslam Alimleri Birliği şu dört ayetten hareketle sigaranın haram olduğu hakkında fetva vermiştir.
1."Yiyiniz, içiniz, israf etmeyiniz. Allah israf edenleri sevmez."
2."Kendi kendinizi öldürmeyiniz."
3. "Saçıp savuranlar şeytanın kardeşidirler."
4. "Kendi kendinizi tehlikeye atmayınız." Ayet meallerini orijinal metinleriyle birlikte okudu. Ardından "Bırakmak lazım. Ama birden bırakırsan sağlığına zarar verebilir. En iyisi yavaş yavaş azaltarak bırakırsan iyi olur," dedi. İnşallah hocam diyerek namaz kılmaya geçtim.
Son günlerde "Sigara haramdır, değildir" tartışmaları üzerine 1995 yılında Mustafa Akdedeoğulları ile aramızda geçen bu anekdotu hatırladım. Sigara haram mı, değil mi, tahrimen mekruh mu yoksa tenzihen mekruh mu ya da mubah mı? Karar sizin.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder