Milli Eğitim Bakanlığı sık sık okullarda bağış adı altında
zorla bağış almanın yasak olduğunu söylese de okullarda bağış toplanıyor. Milli
Eğitim okulların her ihtiyacını karşılayamadığına göre okullar giderlerini
karşılamak için birlikleri aracılığıyla velilerden bağış talebinde bulunmak
zorundalar. Başka çareleri yok. Burada okulların tam ihtiyacını karşılayamayan
MEB ikircikli davranıyor. İhtiyaçların için ne para veririm ne de toplatırım.
Gönüllülük esasına göre veliden para alabiliyorsan al, bir şikayet olursa da
canını yakarım diyor. Yani adını koymuyor. Halbuki adını koysa bağış toplamada
hiçbir sorun olmaz.
Okullarda bağış adı altında para toplamakla her ne kadar
okul birlikleri yetkili kılınmış, sorumluluk onlara aitse de Türkiye'nin çoğu
okulunda birlik adına para toplama işini okul yönetimleri üstlenir. Gerekirse
tehditle paralar toplanır. Tehdit olmasa da istene istene öğrenci/veli vereyim
de kurtulayım diyerek elini cebine atmak zorunda kalır.
Okul yönetimleri para toplama işini üstlenir, bunu da sınıf
öğretmenleri vasıtasıyla yapar. Ne yönetimin ne de öğretmenin para toplama gibi
bir görevi olmamasına rağmen paralar bu şekilde toplanır. Bu işin yürümesi okul
idaresinin kararlılığına bağlıdır. Bunun için öncelikle taşın altına yönetim
elini koyacak ki öğretmen de gövdesini koyabilsin. Ama okul yönetimi
"Bizlik bir şey yok, birlik istiyor, bu iş bizim dışımızda cereyan
ediyor" deyip tıpkı Bakanlık yetkilileri gibi ikircikli davranır ve topu
taca atarsa öğretmen burada inisiyatif almaktan kaçınır. Madem bu iş birlik
vasıtasıyla olacak, yönetimin işi değil ise öğretmen niçin bu işin içine girdiriliyor?
İdare her şeyden uzak duracak, kendini tehlikeye atmayacak, sonra da öğretmene
şu güne kadar belirlenen miktarın sınıf mevcuduyla çarpımı olan parayı tastamam
istiyoruz diyecek. Anasının akıllı oğlu! Ne olacak? Böyle yapılırsa bu para
toplanır mı? Bir defa okul yönetimi "Arkadaşlar! Bu iş normalde birliğin
görevi. Ama Türkiye'nin bir gerçeği ki bu iş bizim üzerimizde yürüyor.
Okulumuzun acilen şu ihtiyaçlarını gidermesi için şu kadar paraya ihtiyacı var.
Sizler sınıflarda bizim kolumuz kanadımızsınız. Sizlerden bu konuda fedakarlık
istiyoruz. Siz sınıfa duyururken biz de tören alanında çocuklarımıza duyuralım.
Bağış yapmak istemeyen veli ve öğrenci ile biz ilgileniriz" diyerek
öğretmene açık çek vermelidir. Bu işler öyle istemem, yan cebime koy demekle
olmaz. Yine okul idareleri öğretmenleri arkasına almak istiyorsa bazı konuları
öğretmenleriyle paylaşmalı, para harcama konusunda, gelir ve giderde şeffaf
olmalıdır. İletişim yolunu kapatır, çoğu zaman selam bile vermeye tenezzül
edilmez ise bu işler zor yürür, yürüse de bu iş gönüllü yürümez, homurdanma
eksik olmaz.
Anlatmak istediğim okul yönetimi sadece nimette en önde
değil, risk barındıran konuda da öne atılmalıdır. Osmanlı'da padişahların
savaşlara ordunun başında gittiği zamanlarda Yeniçeri zaferden zafere koşmuş,
fethetmediği toprak kalmamıştır. Ne zaman ki padişahlar savaşa ordunun başında
gitmedi, Yeniçeri savaş kaybetti ve savaşı kaybetmekle de kalmadı. Bir müddet
sonra devletin başına bela oldu. Okul yönetimleri iş yapmak ve yaptırmak
istiyorsa her şeyden önce öğretmeniyle açık oynamalıdır.
Okul yönetimi başta para toplamak olmak üzere tüm risklerde inisiyatif alıp en önde yer alıyorsa sözüm meclisten dışarıdır.
Yorumlar
Yorum Gönder