10 Şubat 2019 Pazar

Ne Kadar Halkçıyız?

Atatürk ilke ve inkılaplarından biri de halkçılıktır. Ne demek halkçılık? "Bireyler arasında hiçbir hak ayrılığı görmemek, topluluk içinde hiçbir ayrıcalık kabul etmemek, halk adı verilen tek ve eşit bir varlık tanımak görüş ve tutumu, popülizm." Benim bu tanımdan anladığım vatandaşların eşit olması, birinin diğerine karşı ayrıcalıklı olmamasıdır.

Halkçılık sadece bir ilke olarak kalmamış, aynı zamanda Anayasamızın 10.maddesinde de yer verilerek eşitlik, anayasal güvence altına alınmıştır:

"Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir."

"Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür."

"Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz."

"Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar."

Halkçılığı bu tanımıyla sevdim. Ki olması gereken de bu. Zira kimsenin kimseye karşı bir üstünlüğü olamaz, olmamalı da. Fakat böyle mi? Bu ülkede yaşayan herkes eşit ve eşit haklara sahip mi? Her birimiz kanun, ödev, imkan ve imtiyazlarda eşit miyiz? Keşke böyle olsaydı! Nasıl ki içki şişede durduğu gibi durmuyorsa bizdeki halkçılık da tamamen bir göz boyamadan, halkın gazını almaktan ibarettir. Sözde halkçılıktır bizdeki. Halkçılık değil, sınıfçılık var. Örnek ver örnek mi diyorsunuz. Buyurun:

*Her Türk vatandaşı askerlik yükümlülüğünü yapmakla yükümlüdür. Yaşı geldiği zaman herkes işini, gücünü bırakır; asker harçlığı hariç devletten bir kuruş para almadan askerlik vazifesini yerine getirir. Burada sormak isterim. TSK'da görev yapmak üzere yetişen subaylar  bu anlamda bu ülkede askerlik yapıyor mu? Subayların yaptığı zaten askerlik, daha ne askerliği yapacak derseniz, subayların yaptığı askerlik, vatandaşın yaptığı askerlik değildir. Yaptıkları bir nevi devlet memurluğudur. Askeri okulu bitiren maaşlı olarak orduda görev yapar. Vatandaş nasıl askerlik yapıyor? Sivil hayattaki görevini bırakarak silahaltına alınıyor. Devlet ne kendine maaş veriyor ne de ailesine. SGK'si bile işlemiyor. Askerde geçirdiği süreyi emekliliğine saydırmak için vatandaş para ödemek zorundadır. Anlatmak istediğim vatandaşın yaptığı askerlik ile subayların yaptığı askerlik arasında dağlar kadar fark vardır.

*Milletvekilinin yaptığı siyaset ile devlet memurunun siyaseti arasında uçurumlar var. Mesela bir milletvekili, vekillikten istifa etmeden belediye başkan adayı olabiliyor, adaylık sürecinde maaşı ve diğer imkanları devam ediyor. Bir devlet memuru vekil veya belediye başkan aday adayı olmak isterse YSK'nin belirlediği takvimde memuriyetten istifa etmesi gerekiyor. Aday seçildim, seçileceğim derken aylarca maaş almadan bekliyor ya da arazide meccanen çalışıyor. Burada nerede eşitlik var? Memura deniyor ki maaş ve imkanlardan yoksun olarak çalış. Niçin vekiller için böyle bir yol düşünülmez? Bu ayrıcalık basit bir ayrıcalık değildir.

Verdiğim bu iki örnek bile bu ülkede eşitliğin olmadığını göstermektedir. 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder