Birkaç yıldır sebebini anlayamadığım şekilde bende bir
makam ve koltuk hırsı belirdi. Nerede bir koltuk boşalsa senden iyisi can
sağlığı dedi nefsim bana. Vekil seçilmekten tutun da bakan olmaya,
belediye başkanlığından Cumhurbaşkanlığına heveslenmediğim makam kalmadı.
Günümüzde her kapıyı açan, her gittikleri yerde el üstünde tutulan ve adlarına
bir çakmakları olan muhtar olmayı bile düşündüm. Gönlümden geçen hiçbir koltuk
nasip olmadı bugüne kadar. Şimdi düşünüyorum da beyhude çabaymış bendeki.
Yanlış yerde aramışım şöhreti ve koltuğu. Olmayacak duaya amin demek gibi bir
şeymiş bendeki bitmez tükenmez bu hırs.
Ne düşünüyorsun, yeni yol haritan nedir derseniz bundan
sonra en büyük hayalim, bir bankanın yönetim kurulu üyesi olmak. Bu da nereden
çıktı demeyin, atlamışım bugüne hep. Dar bir ufka sahip olduğuma hayıflanıyorum
şimdi. Neden daha önce bir bankanın yönetimine kendimi atmayı düşünmedim? Şimdi
düşünüyorum da benim geleceğim banka yönetim kurulu üyeliğindeymiş. Bu karara
ne zaman vardın derseniz bir akşam TV kanalında bir akademisyeni ağzım açık
dinledim. Mustafa Kemal'in bir bankada yüzde 28'lik bir hissesi varmış. Bu
paranın temettüsünü Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumuna bağışlamış. Bu
paranın TDK ve TTK'ya gidip gitmediğini denetlemekle müzmin muhalif partimizi
yetkili kılmış. Bu partimiz de kendisi bir kuruş para almadan ilgili bankanın
yönetim kuruluna üç üye atamakla yükümlü. Buraya kadarını hepiniz biliyorsunuz
sanırım. Denetim görevini yapmak üzere atanan partili üyenin beheri ne kadar
maaş alıyor derseniz, 22 bin lira efendim. Eski parayla 22 milyar. Yani 27
yıldır devlete çalışan benim aldığım maaşın 5 kat fazlası. Bu parayı duyunca
dudağım uçukladı ama iştahım kabardı. Devlet memuru olup 27 yıldır boşa kürek
çekmişim. Zamanında bu partiye girip bir nefer gibi çalışsaydım hiçbir şey
olamasam bile ilgili bankanın yönetim kurulu üyeliğine kendimi bir atabilseydim
bugün kendim ihya olduğum gibi çoluk-çocuğum da bayram eder, sayemde güngörmüş
olurlardı. Kör talihim dedim kendi kendime. Taş atıp elim mi yorulacaktı,
sabahtan akşama mesai mi yapacaktım? Banka görevlilerinin aylık, üç, altı ve
yıllık hazırlamış oldukları temettünün altına imza atıp paranın TDK ve TTK'ya
gidip gitmediğini sistemden takip edecektim. Sistemi anlamasam da ilgili kurum
başkanlarına telefon açıp "Sayın başkan emanet hesabınıza geçmiş mi, bir
bakar mısın" diye sorardım.
Sizden istediğim bana bundan sonra sırada hangi göreve
talipsiniz dememeniz. Bundan sonra tek hedefim hiç sağa sola bakmadan adı geçen
bankanın yönetim kurulu üyesi olmaktır. Başka verilecek hiçbir görevde gözüm
yok. Çok şey isteyip hiçbir şey olamamaktansa tek şeye odaklanmamın daha
akıllıca olacağını düşünüyorum artık. Zaten bir şeyi çok istersen olur derler
ya, benimki de öyle bir şey bundan sonra.
Banka yönetim kurulu üyeliği yaparken tek amacım vasiyetin
yerine ulaşıp ulaşmadığını kontrol etmek olacaktır. Yani hizmet. Yaptığım
hizmetin karşılığı olarak bana takdir edilen maaşa gelince bu sembolik maaşın
iki bin lirasını beni bu zor göreve layık gören parti genel başkanımın ödemek
zorunda olduğu tazminatlara katkım olsun diye partimde oluşturulan fona
bağışlamak olacaktır.
***14/02/2019 tarihinde Pusula Haber gazetesinde Barbaros ULU adıyla yayımlanmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder