27 yıllık meslek hayatımın 11 yılı dışında geriye kalan kısmında asli görevim öğretmenlik yaptım. Öğretmen olarak Gaziantep, Adıyaman, Adana ve Konyada görev yaptım. Öğretmen olarak görev yaptığım yıllarda ders programım şu şekilde oldun diye pek bir talebim olmadı. Talep ettiysem de mümkünse dedim. İstemeyene emme vermezler misali ben ciddi olarak bir istekte bulunmayınca çoğu zaman çok iyi bir programla karşılaşmadım. Çünkü bana gelinceye kadar mazeret beyan edenler atı alıp Üsküdar'ı geçtiler. Programımın bozuk olmasını çok sorun etmedim. Çünkü benim önceliğim okul. İşlerimi ders programına göre ayarladım.
Ders programıyla ilgili ilk talebimi Adıyaman Kahta'da çalışırken talep ettim. Müdür yardımcısına "Hocam kaç yıldır buradayım. Ders programıyla ilgili bugüne kadar hiç talebim olmadı. Nasıl bir program verdiyseniz eyvallah dedim. Bu sene çocuğum ilkokula başlayacak. Çocuk derse 07.00'de girecek. Bizim okulda ise 06.30'da ders başlıyor. Şayet ilk dersim boş olursa sabah çocuğu okuluna bırakıp derse öyle gireceğim" dedim. "Olur hocam" dedi. Peşinen program istediğim gibi olacak, okey de dediler diyerek bir sevindim bir sevindim, anlatamam.
Program yapıldı, imza karşılığı teslim aldım. O da ne! Ben söylemeden önce haftada iki üç gün ilk saat boş olurdu. Talebimden sonra haftanın her gününün ilk saatleri doldurulmuş. Keşke söylemeseydim. En azından bazı günler istediğim gibi oluyordu dedim. Hocam niye böyle oldu. Benim talebimi hiç dikkate almamışsınız, unuttunuz mu yoksa dedim. "Unutmadık hocam. Eşi çalışanlara öncelik verdik" dedi. Kendisine benim suçum eşimin çalışmaması mı? O zaman seneye ders programı hazırlanmadan önce hanıma bir iş bulacağım. Ders programı yapıldıktan sonra hanıma işi bıraktıracağım dedim. Müdür başyardımcısı ne yaptı biliyor musunuz? Açıklanan hoşuna gitmiş olmalı ki katıla katıla güldü. Onun gülmesine ben de güldüm. İyi çalışmalar diyerek ayrıldım odasından.
Verdiğim cevap çok hoşuna gitmiş olmalı ki yardımcımız odasına uğrayan herkese Ramazan Hoca böyle dedi diyerek hem anlatmış hem de gülmeye devam etmiş. Çünkü yanıma gelen Ali Hoca'ya ne dedin dedi gülerek. Öğretmenler odasında muhabbet gırla bu şekil giderken eşi çalışan biri geldi. " Ali hocaya böyle demişsin" dedi. Evet o şekil söyledim dedim. Böyle bir şeyi hoş karşılamadığını söyledi. Ben söylerim sayın hocam. Senin ister hoşuna gider, ister gitmez. Bu benim görüşüm dedim.
Hoşuma gitmeyen bir ders programını sulandırarak muhabbet ortamına böyle döndürdüm. Bakmayın düz kontak bir kişinin tasvip etmediğine.
Hoşuma gitmeyen bir ders programını sulandırarak muhabbet ortamına böyle döndürdüm. Bakmayın düz kontak bir kişinin tasvip etmediğine.
Yorumlar
Yorum Gönder