Ortaokul ve liselerde görev yapan branş öğretmenlerini ve okul yönetimlerini ilgilendiren ve uğraştıran, çoğu zaman öğretmen ile idareyi karşı karşıya getiren, zaman zaman kırgınlıklara sebebiyet veren en önemli konulardan biri, öğretmenlere yapılan haftalık ders programlarıdır.
Öğretmenler ders programları yapılmadan önce "Acaba ders yüküm ne kadar olacak, bana hangi sınıflar verilecek, en önemlisi ders programım nasıl olacak, ders programını hangi idareci yapacak" sorularını kendi kendine sorar ya da öğretmenler arasında konuşulur.
Programlar yapılmadan önce programdan sorumlu müdür yardımcısının ya kapısı aşındırılır, ya telefon açılır ya da mesaj gönderilir: "Aman hocam! Benim program şöyle olsun. İlk saatlerde ve son saatlerde dersim olmasın. Arada boşluklar olmasın. Mümkünse şu günüm boş olsun. Çünkü çocuğuma bakacak kimse yok. Çocuğu kreşe/okula bırakmam lazım. Geçen program herkesin programı iyiyken benimki çok kötüydü. Sesimi çıkarmadım. Bu sefer benim program kutu gibi olsun. Size güveniyorum" şeklinde istekler birbiri ardına sıralanır. Öğretmenlerin büyük çoğunluğu benzer şekilde taleplerini iletir ve herkes dört gözle programın yapılmasını beklemeye koyulur.
Okul açılmadan önce programlar yapılır ve öğretmenlere gönderilir. Haberi alan öğretmenler önce kendi programlarına ardından diğer öğretmenlerin programına bakar. İstediği olmuş ve diğer öğretmenlere göre programı iyiyse sevincine diyecek yoktur. İçi içine sığmaz artık. Ardından telefona sarılarak ders programını yapan müdür yardımcısına "Ders programı istediğim şekilde olmuş, çok teşekkür ediyorum" dönütü verir. Programı iyi olmayan ise "Yine mi? Şunun yaptığı programa bak. Bu adam bu işi bilmiyor. Torpil geçmiş. Falan falana ne güzel program yapmış. Benimki ise berbat mı berbat. Haksızlık bu yapılan. Bu okulda adalet yok" şeklinde serzenişlerini kendi kendine dile getirir. Kimi gider tepkisini yardımcıya iletir, kimi öğretmenler odasında eleştirisine devam eder, kimi de müdür yardımcısını görünce suratını asar, selam vermeden geçer gider. Yani tavır alır. Kimi bu şekilde program muhabbeti yaparken kiminin hiç gıkı çıkmaz, sessizliğini korur. Çünkü programından memnundur. Kimi de rapor alarak birkaç gün okula gelmez, tepkisini bu şekilde dile getirir.
Hasılı öğretmenlerin bir kısmı okula moral ile başlarken kimi de demoralize olmuş bir şekilde başlar. Çünkü ders programı branş öğretmeninin mesaisidir.
Ders programını yapan müdür yardımcısı hafta sonu mesaisi yaparak uğraşıp didindiği ders programının çok beğenilmediğini gelen tepkilerden görünce o da moralmen çöker. Çünkü yaptığı programla ne İsa'ya yaranmış ne de Musa'ya yaranmıştır. Böylece okulda soğuk rüzgarlar esmeye başlar, okulun barış iklimi bozulur.
Tüm öğretmenlerin ders programından memnun olması mümkün mü? Çok zor ama imkansız değil. Bunu da diğer yazımızda ele alalım.
Tüm öğretmenlerin ders programından memnun olması mümkün mü? Çok zor ama imkansız değil. Bunu da diğer yazımızda ele alalım.
Yorumlar
Yorum Gönder